banner202

banner203

BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

banner176

Yüzleşmek bir konuda birbirini suçlayan kişilerin ne pahasına olursa olsun gerçeğin ortaya çıkması konusunda gerekli ilk adımı atabilme iradesi göstererek karşı karşıya gelebilmeleri demekti.

        Kişilerin birbiriyle ilişkilerinde ortaya çıkan bir tatsızlık sebebiyle suçlayanın da suçladığının da birbirlerinin gözlerinin içine bakarak eteklerindeki taşları döküp bir an önce ağırlıklarından kurtulma çabalarının adıydı yüzleşmek. Neticesi genellikle sulha, salaha varan cesur bir eylemdibu. Suçlayan suçladığını apaçık bir delille mi itham emiş, yoksa ona haksızlık mı yapmıştır. Suçlananın makul bir gerekçesi var mıdır? Olur ya belki de bir hiç yüzünden bir savaşın eşiğine gelmiş olduklarını bu yüzleşme sayesinde öğrenecekler, bunu yapabildikleri için el sıkışarak gidebileceklerdir geldikleri yere, olamaz mı?

        Devir, devran değişti. Bu değişimin büyüklüğünü, acılığını, tuhaflığını “Tüfek icat oldu; mertlik bozuldu!” diyenKoçyiğit Köroğlu’ndan daha etkili anlatan biri çıkmış mıdır, bilmiyorum.

        Şimdi karşı karşıya gelip yüzleşmek yerine elimizdeki medyatik imkânları istediğimiz gibi kullanarak Gökhan Özcan’ın yerinde buluşuyla ‘gölge boksu’ yapıyoruz. Karşı karşıya geldiğinde birkaç saniye yüzüne bakamayacağı adama sanal kişi olarak masa başında veya eline mikrofonu geçirdiği ilk fırsatta istediğini yazıyor, söylüyor.

        Yazıp söylediklerinin nerelere ulaşacağını, nelere sebep olacağını hiç hesaba katmıyor. Söz; ölçüye, tartıya vurulmadan sarf edilince hakaret yahut nefret suçları kapsamında hak ihlallerine neden olabiliyor. Sonra… Sonrası malum: ‘İstediğini söyleyen istemediğini işitir’ sözüne alan açılmış oluyor. Yeni bir vak’aya kadar her dakika şiddeti artarak devam ediyor.

        Yüzleşme iradesi gösterebilmemiz halinde, bir art niyet yoksa, bilerek veya bilmeyerek kendimizden uzak tutmaya çalıştığımız bir yanlışımızı görebilme ihtimali daima vardı. Yanlış yaptığını anlayanın özür dilemesiyle olay tatlıya bağlanırdı.

        Aynı ülkenin, aynı mahallenin insanları ideolojik veya siyasi kamplaşmaların getirdiği toplumsal savrulmalar nedeniyle kardeşlik hukukunu devre dışı bırakarak ötekileştirdiğimize karşı bir çeşit körlüğü tercih ettiğimizden beri yüzleşme zemininden hızla uzaklaştığımızı görüyoruz.

        Gökhan Özcan 17 Ocak 22 tarihli ‘Toplum’u olmayan toplumsal suçlar başlıklı yazısında toplumsal savrulmaların ivme kazanmasıyla ‘gölge boksu’ dediği ortama nasıl geldiğimizi anlatır:

        “Bu savrulmaların ne gibi sonuçlar üretebileceğinin, toplum dokusunda nasıl ürkütücü yara bereler açabileceğinin pek de farkında görünmüyoruz. Nice alametler belirmiş durumda aslında; her gün pek çok kaygı verici hadiseye şahitlik ediyoruz. Ancak bütün bu olanlardan ortak bir ders çıkarmak yerine, olayları lokalize ediyor, çarpıtıyor, her suçun günahını yıkacak birilerini buluyor ve elimizdeki medyatik imkânları seferber ederek kendimizi anında ‘yargılayıcı’ sınıfa dâhil ederek aklıyor, temize çıkarıyoruz. Klavye kullanabiliyor olmanın böyle arındırıcı, leke çıkarıcı bir fonksiyonu var günümüzde.”

        Kardeşim, kızdığın yahut hoşlanmadığın birine kızgınlığını ifade edecek sözleri yazıp söylemen elbette suç değil, gene söyle istediğini; lakin yüzleşerek söyle, yüzüne söyle!

        Yüzleşebilmeyi göze alarak söyleyelim ki adına ‘insanlık’ denilen ortak ada kaybolup gitmesin.

        Yüzleşebilmek yerine ‘gölge boksu’ yapmayı seçmişsek aslında ‘hesabı verilebilir bir hayat’ı yaşamaktan kaçıyoruz demektir.

        Hesabı verilebilir bir hayat…

        Her anının, ne yapıp ne yapmadığının, ne düşünüp ne söylediğinin hülasa sorumlu olduğumuz her şeyin hesabını verebilmeyi olmazsa olmazı kılan dipdiri bir hayat…

        Böyle bir hayata talip olmak kayıp insanlığımıza geri dönüş için atacağımız ilk adım olacaktır.

        Böyle bir hayata talip olmak önce kendimizle yüzleşebilmektir.

        Gerisi oyun, oyalanma, aldanma…

        Gerisi boş!

        Selamların en güzeliyle…

        Hacı Halim Kartal/ 24 Ocak,2022

       

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.