banner202

banner203

BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

banner176

       Gelir dağılımı ( bir ülke için ) ; Bir ülkede 1 yıl içerisinde elde edilen toplam gelirin (buna Gayri Safi Milli Hasıla ‘’GSMH’’ ‘da denir.) ekonomi içerisinde bulunan kişiler arasındaki dağılım oranını ifade eder.  

       Bu dünya ölçeğinde de böyledir. Tüm dünyadaki elde edilen gelirler toplamının, dünya nüfusuna bölünmesi sonucu, ülkeler ve insanların hissesine düşen paydır.

       Bu oran, kişiler ve ülkeler arasında ne kadar dengeli ise o kadar âdil, ne kadar dengesiz ve/veya oransızlık farkı var ise o kadar gayri âdil veya eşitsizdir.

       Dünya üzerinde üretilen bütün mal ve hizmetlerin dağılımı gözden geçirilirse, ülkelerin bir kısmının çok büyük gelirler elde ettiği, diğer bir kısmının ise ancak günlük yaşantısını devam ettirecek gelire sahip olduğu görülür.

       Dünya ülkelerinden Kuzey Amerika, Sovyet Rusya ve Avrupa, dünya nüfusunun %32’sine sahip oldukları halde, dünya gelirinin %60’ından fazlasını almaktadırlar. Geriye kalan dünya nüfusunun %68’i, dünya gelirinin %40’ından azını almaktadır. Uçurum gitgide kapanmak yerine derinleşmektedir.

       Gelir dağılımındaki korkunç adaletsizlik, dünya içinde, insanlar içinde kaynaşmama ve huzursuzluk kaynağıdır.

       Bir yanda zorunlu tüketim mallarını elde edemeyen ve sömürülen insanlar, diğer tarafta bu ülke insanların doğal kaynakları sömürülerek lüks mallara dayalı yaşam tarzı süren milyarlarca insan. Her iki ülke veya dünya insanları da yan yana yaşamakta veya bulunmaktadırlar.

       Söylense de söylenmese de, bir tarafta yokluktan yiyemiyenler git gide öfkelenip diş gıcırdatıyorlar, bir tarafta da tıka basa her şeyi  yiyenler, ama yiyemeyenlerin ne yapacağından endişe ederek uyuyamıyan insanlar ve ülkeler var.

       Sömüren emperyalist ülke veya insanlar, bu durumun böyle devam etmesini istiyorlar. Yokluktan doymayıp aç olanlar ise, bu duruma homurdanıp, diş gıcırdatıp bu işin sonlanmasını istemektedirler.

       Örneğin, ürettiği malı veya yaptığı ……. sattığı fiyatın yarısına fatura keserek, vergi levhasını görseniz neredeyse yarını beklemeden, ikindi namazı sonrası Seyyit Harun Camisinde yardım toplamak istenipte, marka reklamı olmasın diye yazmadığımız, markalı ve modelli arabalara binenler, diğer tarafta çalıştığı halde sigortası yatırılmayıp, çocuğu hastalanınca akraba veya komşusundan sağlık giderleri için borç para almak zorunda kalan emektar insanlar.

       Ülke bazında ise, bir başka ülkenin madenlerini, doğal kaynaklarını, aynı ülkenin insanlarına boğaz tokluğuna çıkartıp, kendi ülkesine götürüp işledikten sonra, milyonlarca değere satıp, benim ülkemde fert başına düşen gelir 50-60 bin dolar diye övünen sömürücü kapitalist ve emperyalistler.

       Bizim ülkemizde de, bir tarafta çocuklarını okutmak için çalışıp gecesini gündüzüne katanlar, diğer tarafta tabiri caizse, fil dişi kulelerinde şampanya patlatanlar, bir eli yağda, bir eli balda, gösteriş için cemaat-cemaat, tarikat-tarikat koşup yardım veya zekat dağıtanlar. Devlet imkanlarıyla ego tatmini için kamu yararı veya millet menfeati olmayan veya az olan işler yapanlar.

       Bu örnekler istediğimiz kadar çoğaltılabilir. Buradan çıkarmamız gereken ders; gelir dağılımının çok önemli bir durum ve vakıa olduğu gerçeğidir.

       Bunu sağlamakta devletlerin, dolayısıyla hükümetlerin görevidir. Bunun nasıl olacağını, hangi argümanlar kullanılarak yapılacağını başka bir yazımızda kısmet olursa yazacağız.

       Sosyal adalet ilkesi işletilerek, gelir dağılımı hakça sağlanmalıdır.

       Yoksa, açlıktan homurdananların diş gıcırtısı sesine, zenginlikten yatıp uyumak isteyenler rahat uyuyamayacaklardır.

 

 

 

      

 

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.