"Kuraklık", "iklim krizi" derken Rabbim nimeti indiriverdi.
Kar yağışı uzun zamandır ülke çapında bu kadar etkili olmamıştı. Gerçekten de "eskilerden bir kış" oluyor.
Her zamanki gibi kışın en şiddetli olduğu yerler yüksekler oluyor... Kar, kış, tipi, çığ, soğuk yükseklerde daha çok oluyor ve yükseklerin kışı daha çetin geçiyor.
Seydişehir-Antalya yolunun en yüksek yeri olan 1825 m.lik Alacabel mevkii kış aylarında en çok konuşulan bölgedir.
2021 yılında da bu bölge kış gündemindeki yerini koruyor. Bu meyanda SeydişehirAntalya yolunu her an açık tutabilmek için mesai mefhumunu unutan karayolları çalışanlarını can-ı gönülden kutlamak gerekiyor.
Bu kış Seydişehir ilçe merkezine yağan kar yükseklere yağmadı. Evet, yanlış duymadınız. Şehir merkezinden İçeri Kışla'ya, kaçış rampasına kadar yağan kar yukarı kısımlarda yok.
Seydişehir ilçe merkezine yağan 40-50 cm.lik karı yerel yönetimin açmakta başarılı olduğu söylemeyiz.
Ana arterleri sürekli açık tutmaya çalışılsa da ara sokak ve kenar mahalle yolarının günler sonrası açılması vatandaşın tepkisine neden oldu.
Şehir merkezindeki yolların kenarına kürünen kar, araç sürücülerinin kısa süreli park etme imkanlarinı ortadan kaldırdı. Ana arterler deki karların taşınması ise şehir merkezini bir kısmını rahatlattı?
Tabii her nimetin bir külfeti vardır. Kuraklık istemiyorsak eğer böylesi yağışlarda yönetsel kaynaklı aksaklıkların olmasını da bir nebze de olsa anlayışla karşılamak gerekiyor.
Fazla söz gerek yok
Süreç tüm Seydişehir kamuoyu önünde yaşandı. "Benim gördüklerimi herkes görüyor, yaşıyor" diyelim ve bu mevzuyu geçelim.
….
Sis alçaklarda.
Kışımız geldi özlediğimiz beklediğimiz karlı buzlu kışımız.
Seydişehir olarak -25 C dereceyi gördük. Soğuk hava iliklerimize kadar bizi şokladı.
Kendimize geldik. Masal gibi anlatılan o eski kışlara benzer bir kış güzelliği tüm zahmetlerine rağmen yaşadık ve yasamaya da değer.
Yere kar düşse -yol kapansa- yol açılsa-buzlanıp tuzlansa ulusal Medyada hep haber olur Alacabel, Seydişehir.
Toroslar kar ile başka güzel; Ülkemizde adını, “geçit vermez dağlar” olarak hafızalara kazıttıran ve 1825 rakımlı Alacabel, yaylalardaki manzara karşısında hayran olmamak mümkün değil.
Bu karlı mevsimin ardından; “buraların baharı nasıl olur?”, “yazı nasıl olur acaba?” sorularıyla, çiğdemlerin, kardelenlerin, lalelerin, kuş seslerinin güzelliklerini hayal ederek bir kaç ay sonrasına selamlar gönderiyorsun.
Beyşehir -Suğla gölünde su seviyesi 10-15 cm yükseldi, bu bölgeleri çevreleyen dağlardaki karların erimesi ile ve ilerleyen günlerde olacak yeni yağışların bizi özlediğimiz beklediğimiz o eski günlerimize döndürme ümidi biraz daha güçlendi. Rabbimize ne kadar şükretsek azdır.
Şelaleleri, pınarları, yazın sıcağında buzdolabı hizmeti gören bu Torosları, vadiler içinde damla damla çözecek olan iri taneli karları düşündükçe, insanın içi ferahlıyor, yüreğinin çarpması hızlanıyor ve çocuklar gibi oluveriyor...
Sonra da; Allah’a şükrediyor ve manevi hazzının doruklarına çıkıyorsun.
Verdiğin nimetlere binlerce şükürler olsun Rabbim.