“Toprakta gezen gölgeme toprak çekilince
Günler şu heyulayı er geç silecektir.
Rahmetle anılmak, ebediyet budur amma
Sessiz yaşadım kim beni, nerden bilecektir?”diyen İstiklal Marşı’mızın şairi Mehmet Akif, 85 yıl önce bugün vefat etti. En büyük arzularından biri, Hz. Muhammed’in (sav) hayatını ve Veda Haccı’ndaki son konuşmasını yazmaktı.
Bu arzusunu şöyle ifade ediyordu:
“Mekke’ye gideceğim, ilk âyetin nazil olduğu Hirâ Mağarası’nı göreceğim. Bu, şiirime mukaddime olacak ve manzumemde Hz. Peygamber’in (sav) bütün hayatını yazacağım, sonra da Veda Hutbesi’ni.”
Bu idealleri hayata geçirmeye ömrü yetmedi. 27 Aralık 1936’da Beyoğlu’ndaki Mısır Apartmanı’nda 63 yaşında hayata gözlerini yumdu. Akif tam bir “Asr-ı Saadet” Müslümanıydı. Peygamberimizin (sav) öldüğü yaşta vefat edeceği için seviniyordu.
CHP iktidardaydı. Cenazesine resmi makam sahibi hiç kimse katılmadı. Akif’in muhteşem şiirlerinden oluşan ve 1936 yılında basılan Safahat’ı toplatıp imha ettiren CHP, Akif’in düşünce ve inançlarına düşmandı.
Cenaze namazı Beyazıt Camii’nde muhteşem bir cemaat tarafından kılındı, üniversite öğrencileri devletin sessizliğini protesto etmek için cenazeyi, Edirnekapı’daki Fukara Mezarlığı’na kadar tekbirlerle ve İstiklal Marşı söyleyerek eller üstünde götürdüler. Çok sevdiği büyük âlim Ahmet Naim’in yanına defnettiler.
1962’de mezarın bulunduğu yerden yol geçti, kemikleri alınarak bugünkü şehitliğe nakledildi.
Gün oldu, Safahat’ı toplatılıp imha eden zihniyet, İstiklal Marşı yeniden yazdırmak istedi. Batı taklitçisi, İslam düşmanı adamlar; Akif’i, eserlerini ve fikirlerini unutturmak istediler, bunun için çok uğraştılar.
“Toprağa ne ekildi de bitmedi, insanoğlu da yeniden dirilecek.” der Hz. Mevlana.
Gün oldu, devir döndü. Safahat’ı toplatıp imha edenleri, bu asil millet 14 Mayıs 1950 seçimlerinde sandığa gömdü.
Bediüzzaman Sait Nursi; “Bu asil Türk milleti ihtiyariyleo partiyi (CHP’yi) iktidara getirmeyecek.” der. Bu asil millet, CHP’yi hiçbir seçimde tek başına iktidara getirmedi.
Safahat; İstiklal Marşı, Çanakkale Şehitlerine, Bülbül, Davransana gibi ölümsüz, âbide şiirlerle dolu. Bu milletin imanını, değerlerini, hayallerini ve ideallerini anlatır. Safahat; 1950’den sonra yeniden doğdu, birçok yayınevi tarafından defalarca basıldı, en çok satılan şiir kitabı.
Safahat ile birlikte Mehmet Akif’in fikirleri yeniden dirildi, Asım’ın nesli çoğaldı, iktidar oldu. Akif’in adı sokaklara, caddelere, okullara ve bir üniversiteye verildi.
Her pazartesi okullarda İstiklal Marşı daha gür okundu, okunuyor. Akif, küllerinden yeniden doğdu. Bir edebiyat öğretmeni ve yazar olarak sınıflarda ve salonlarda onun şiirlerini okudum, İslam davasını onun şiirleriyle anlattım.
Akif ümit şairi idi. En zor zamanlarda istiklal ümidini yitirmedi. Geleceğe ümitle baktı ve her zaman azim ve kararlılıkla din için, vatan için, millet için çalışmayı teşvik etti. Karamsarlığı inkârcılıkla eş tuttu, asla karamsarlığa ve ümitsizliğe düşmedi. Der ki:
Âtiyi karanlık görerek azmi bırakmak,
Alçak bir ölüm varsa eminim budur ancak!
Dünyada inanmam hani görsem de gözümle,
İmanı olan kimse gebermez bu ölümle!
Ey dipdiri meyyit (ölü9, iki el bir baş içindir;
Davransana! Eller de senin baş da senindir!..
Ye’is(ümitsizlik) öyle bir bataktır ki düşme boğulursun!
Ümide sarıl sımsıkı, seyret, ne olursun!..
Sahipsiz olan bir memleketin batması haktır;
Sen sahip olursan bu vatan batmayacaktır.
Feryadı bırak, kendine gel çünkü zaman dar!
Uğraş ki telafi edecek bunca zaman var.
Feryat ile kurtulması memul (umulur) ise haykır!
Yok, yok. Hele sen azmindeki zincirleri bir kır!
İş bitti, sebatın sonu yok, deme, yılma!
Ey kahraman milletin evladı, sakın ye’se kapılma!
YARIŞMA İLE İLGİLİ NOT:Vefatından 85 yıl sonra Mehmet Akif en çok okunan, anılan, fikirleri ve şiirleri kaynak kabul edilen şairimiz. Onun milletimize yeniden diriliş ve medeniyet kurma ümit ve heyecanı veren fikirlerini anlatan yüzlerce eser yazıldı. Edebiyatçı Mustafa Duran ile birlikte özellikle gençler için Mehmet Akif’in hayatını anlatan bir eser kaleme aldık. Akif’in hayatını roman tadında, akıcı ve sade bir dille anlattık. Ölümsüz mısralarını kitabın sayfaları arasına serpiştirdik.
Birçok okulda Milli Şair Mehmet Akif Ersoy isimli kitabımızı okutma ve kitap üzerine kompozisyon, deneme, şiir yazma yarışmaları ve çalışmaları yapılıyor. Yarışmalarda dereceye giren ilk on öğrenciye kitap ve para ödülü veriyoruz.
Asım’ın nesli Safahat ve Akif’i anlatan eserler okutularak yetiştirilebilir.
Asım’ın nesli yetiştirmek gayretiyle kitabımızı okutma çalışması ve yarışması düzenleyen Seydişehir Anadolu İmam Hatip Lisesi müdürü Bayram Ali Çelik, edebiyat öğretmeni Mustafa Dinç ve mesai arkadaşlarını tebrik ederim.
Öğrencileri yarışmaya katılmaya, yeteneklerini keşfedip geliştirmeye davet ediyorum.
Allah, Mehmet Akif’e rahmet eylesin, mekânı cennet olsun.
