Yaşayan her canlının hayatını idame ettirmesi için temel ihtiyaçlarını karşılama zorunluluğu vardır. Bu temel ihtiyaçlarımızın başında da elbette ki yeme ve içme yani beslenme ihtiyaçlarımız gelir.
Beslenme ihtiyacı her kişi ve hepimiz için olmazsa olmazımızdır. Zira bir kaç saat aç kalmak bile bünyemizi sarstığı gibi kimyamızı da bozar. Bunca insan ve canlılar bir şekilde karınlarını doyurmak ve bu ihtiyaçlarını gidermeleri zorundadır. Vahşi doğada ki canlılaraMevla’nın kendilerine verdiği yetenek ve kabiliyetlerle bu ihtiyaçlarını kimseye yük olmadan karşılayarak bir döngü içerisinde hayatlarını sürdürürler.
İnsanoğlu böyle vahşi bir hayat hakkı olmadığı gibi olmamalıdır da üreterek, paylaşarak, akli ve fikri ile yeteneğini birleştirerek bunların alın terine dönüşmesi sonucu oluşan emeğin karşılığı ile başta beslenme olan ihtiyaçlarını karşılayabilir. İşte bu noktadan çalışıp üretmek ve piyasaya arz etmek kolay yaşamımız için elzem bir kuraldır. Bu kuralın ihlal edilmesi başka bir ifade ile arzın az olması ihtiyaç duyduklarımızın kıt olması anlamına gelir ki bu bize hayat pahalılığı olarak geri döner. Bu arzın azlığı ve sonucu kıtlığın çapı ve boyutu ALLAH korusun büyürse bu defa topyekun bir kıtlıkla, yoklukla karşı karşıya kalırız ki işte o zaman paramızın da para etmediği bir dünya ile karşılaşırız.
Hiçbirimiz böyle bir dünyada yaşamak elbette ki istemeyiz. Atalarımız çok uzak değil dedelerimiz belki de babalarımız bu yokluk ve kıtlıkları yaşadı ve onların ağzında bu çileli günleri zaman zaman dinledik ve halen dinliyoruz. Bizler şanslı bir nesil olarak Bu sıkıntıları bugüne kadar yaşamadık şükürler olsun.
Ancak her ne kadar yaşamadık ise de, yaşayamayacağımız anlamına da gelmez o bakımdan elimizdekilerin kıymetini iyi bilelim, üretelim, ürettiğimizi arza sunalım. Tüketirken tasarruflu olalım yarınları da düşünelim. Gereksiz tüketime yönelmeyelim. Hele helede elimizde arz sunduğumuz mamul, yarı mamul emtia, gıda maddeleri gibi temel ihtiyaçlarımız başta olmak üzere fırsatçılık yapmayalım. Pahalanacak, zam gelecek gibi gerekçelerle stokçuluk, karaborsacılık gibi ekonomimizi temelden sarsan suni fiyat artışlarına tevessül etmeyelim. Bunlarda şimdiye kadar kimse fayda görmemiştir, yani bunların kimseye faydası yoktur dün de olmamıştı, bugünde olmayacaktır. Unutmayalım ki bir tarafta satıcı isek diğer tarafta da alıcıyız. Yani hepimiz aynı geminin yolcularıyız.
Gelin bu yolculuğu zevkli,heyecanlı ve güzel yapmanın yolunu ararken zoru kolay kılalım. Öbür tarafa kimsenin hayır ve hasenattan başka bir şey götürmeyeceğini unutmayalım, unutturmayalım da ,adımızı saygı ve hayırla yad ettirmenin yolunu da arayalım.
