banner202

banner203

BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

banner176

        “Yurdu savunmanın en kolay yolu eğitimdir.” Diyen Peyami Safa şahsında üzerinde yaşadığımız bu toprakları vatan kılmak için her türlü fedakârlığı yapmış ecdadımıza ve bütün şehitlerimize rahmetle, minnetle…

        Geçen gün Mahmut Esat Orta Okulu önünde öğleden önceki son dersin bitiş zilinin çalmasını bekliyordum.

        İlçemizde dünden bugüne eğitim-öğretimin kalbi olmuş bu okulda okumayı ne çok istemiştim de köyümüzden birkaç arkadaşla Konya’da yatılı bir okula gönderilmemiz sebebiyle bundan mahrum kalmıştım.

        Vakıa zilin çalmasıyla caddede bekleşen servis araçlarına doğru büyük bir hareketlilik başladı. Çok geçmeden torunumun sırtında güçlükle taşıdığı çantasıyla yaklaştığını gördüm. Bir şeylere üzülmüş gibiydi. Sormama ihtiyaç kalmadan geldi açıklaması:

        Türkçe dersinde izledikleri bir film sebebiyle çok duygulanmışlar hatta ağlamışlardı. Eve gelirken anlattı. Torunumu çok etkileyen film, yıllar önce benim de henüz emekli olmadan bir grup öğrenci ile okulda aynı torunum gibi izleme imkânı bulduğum, gerçekten de izlerken çok duygulandığım ve bu duygu yoğunluğu ile birkaç satır karalama ihtiyacı duyduğum 120 idi.

        Okul adına, henüz tanışma fırsatı bulamadığım Türkçe öğretmeni adına sevindim. İsterim ki iyi bir planlama ile yüreklere dokunan ve uzun süre etkileri devam eden böyle eserleri izlemeyen kalmasın.

        Vatanımızın, bayrağımız ve bağımsızlığımızın önemini; vatan savunmasında dünden bugüne nerelerden ne zorluklarla çıkıp geldiğimizi anlamak ve anlatmak adına çok değerli buluyorum böylesi etkinlikleri.

        Velhasıl bu hafta bu duygularla ‘Dereden Tepeden’ adlı arşivimden 120 ile ilgili13 yıl önceki (30.11.2008) izlenimlerimi çıkardım.

        BİR SİNEMA FİLMİ VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

         Van…1915 Ocak…

        1. Dünya Savaşı’nın ilk yılları…

         Eli tüfek tutan herkes Ruslarla ölüm- kalım harbindeyken sınır birliklerinde cephane tükenir. Vanlı öğrenciler gönüllü olurlar. Yaşları 12- 17 arasında değişen 120 öğrenci. 120 isimsiz kahraman… Cephaneyi sırtlanırlar, karlı dağlarda günlerce gecelerce yürürler

Bir yanda kar tipi, bir yanda Rusların kışkırtıp en zayıf olduğumuz bir anda üstümüze saldığı Ermeni çeteleri, Taşnaklar…

        Cephaneyi teslim eden çocuklar Van’a dönerlerken tipiye yakalanırlar. Çoğu dayanamaz. Gencecik bedenleri tipiyle yağan kar sarıp sarmalar kefen yerine. Sonra karışırlar vatan toprağına. Sarıkamış şehitleri gibi…

   Konusundan kısaca söz ettiğim şey bir sinema filmi. Adı da “120”.

Geçen gün son sınıftaki öğrencilerimizden bir kısmıyla birlikte izledik bu filmi, okulumuzun rehberlik hizmetleri çerçevesinde değerli rehber öğretmenimiz Hatice Ustaoğlu’nun sağladığı imkânlarla. Bu vesileyle Hatice Hanım’ı tebrik ediyor, gayretleri nedeniyle de kendisine teşekkür ediyorum.

         Müfredat programlarının öğrenciyi de öğretmeni de bunalttığı bir anda bir eğitim öğretim ortamında öğretmen-öğrenci birlikte bir film seyretmek, tebdil-i mekân gibi bir şey oluyor. Bugünden yarına unutulup gidecek şeyler arasında üzerinde yaşadığımız cennet vatanın değerini anlamak, nasıl vatanlaştığını anlatmak adına tek kelimeyle mükemmel bir ders “120” filmi.

        Bazı sahnelerinde yer yer gözyaşlarıma mani olamadığım filmi izlerken,   ara ara filmin öğrencilerdeki etkisini merak ediyor onlara çeviriyorum dikkatimi. Gördüğüm şu: Son dersin bitiş zilini duyuyorlar, o dakikalarda okulun önünü dolduran servis araçlarını kaçırma pahasına yerlerinden kıpırdamıyorlar. Hepsinin benim gibi çok etkilendiklerini gözlemliyorum. Diğer zamanlarda daha zilin çalmasına dakikalar kala oluşan sabırsızlık eseri kıpırdanışlardan eser göremiyorum teknoloji sınıfında.

        Filmin dekorları adım başı alıp götürüyor insanı ta Birinci Dünya Şavaşı yıllarına… Kostümler özenle seçilmiş. Kısaca filmin;  müzikleriyle, mesajıyla bütünleşmiş oyuncularıyla her yönden samimi bir çabanın ürünü olduğunu gördüm ve filmi beğendim.

        Eğitim kurumlarımızda öğrencilerimize zaman zaman böyle imkânlar sunulmasının harikulade olacağını düşünüyorum.

        Gençliğimize müzik diye sinema diye sunulan bir yığın zevzekliklerin onları şirazeden çıkardığını kendileri de biliyorlar.

        Aziz vatanımızda birbirimizle daha candan kucaklaşıp, birbirimizi gerçekten seven insanlar olarak gerektiğinde birbirimiz için her türlü fedakârlığı yapabilecek bir ruh ikliminin oluşmasında böyle sanat değeri yüksek eserlerle gençlerimizin daha çok karşılaştırılmalarının kayda değer etkileri olacağını düşünüyorum.

        Yarın yirmi dört saat dolmadan unutulup gidecek şeylerle sıkboğaz ettiğimiz gençlerimize “120”’yi izlerken haksızlık ettiğimizi de düşündüm.

        “Gençlerimizin nasihate değil, iyi örneklere ihtiyacı var” diyen her kimse güzel söylemiş bana göre.  Bu söze yürekten katılıyorum.

        Gençlerimizin, gençliğimizin kıymetini bilelim.

        “120” filminin ülkemizin gencine- ihtiyarına, askerine – komutanına, doktoruna-hastasına, öğretmenine- öğrencisine her meslekten her yaştan herkese söyleyeceği çok söz var.

        Bu hafta şöyle oturup çoluk çocuk bir filmi, “120”yi izlemeye ne dersiniz.

        Selamların en güzeliyle…

        H. Halim Karta/ 06 Aralık, 2021

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.