استودع الله اموري كلها
ان لم يكن رب لها فمن لها
Bütün işlerimi yüce Allah'a emanet ediyorum
(Havale ediyorum)
Eğer rabbim benim işlerimi halletmezse kim halleder.
Yerlerde ve göklerde dünya,ahiret ve berzahta kısaca bütün işleri organize eden şübhesiz yüce Allah'tır.
Temenni edilir ki insan hiç bir kimseden hiç bir şey istemese, devesinin üzerinde iken düşen deyneğini bile oradan geçene ver demese,
filan yere nerden gidilir diye yolu bile kimseden sormasa,ama bilindiği gibi bir çok insana göre bu bugün yaşadığımız dünyada tam mümkün olmuyor.
Hani o sadaka taşları ve hani o hayvanlar için bile vakıf Kur'an atalarımız ve büyüklerimiz? Nur içinde yatsınlar.
Şöyle demişler: insanoğlundan bir şey isteme, verirse minnet vermezse zillet isteyeceğin şeyleri yüce Allah'tan iste verirse nimet, vermezse hikmet.
Hele hele kendisinden bir şey istenen kişi kendini ve haddini bilmez ham ve sonradan görmüş biri ise sıkıntı daha da büyüktür.
Zilletle elde edilen şeyler insanın boğazında kalır,yutkunur ve gözyaşı döker.
بئس المطاعم حين الذل يكسبها
القدر مرتفع والقدر مخفوض
Zilletle elde edilen yemekler ve yiyecekler ne kadar da kalitesiz ve düşüktür, ,قدر(kaf harfinin kesresiyle) kazan kaynıyor ama قدر ( kaf harfinin fethasıyla)kadr ü kıymet,onur ayaklar altına alınmıştır.
Genelde bunlar sabırsızlıktan ve kul'un Yüce Allah'ın Rezzak-ı hakiki oluşu konusunda tereddüt göstermesinden kaynaklanır.
Hz.Ali Efendimiz mescide girip namaz kılmak istedi, katırını bir adama emanet etti, elinde tuttuğu iki dirhemi ona vermeye niyet etti ücret olarak, çıkınca adamı bulamadı adam yuarı alıp gitmiş Hz.Ali hizmetçisine dedi ki: Git pazardan bize bir yular satın al, gitti o adam çaldığı yolları satışa çıkarmış onu iki dirheme aldı geldi, kendi yularını gören Hz Ali buyurdu ki: İnsanoğlu helal olan rızkını kendi kendine haram hale getiriyor, sabr'ı terk ediyor halbuki eline takdir edilenden başka hiçbir şey geçmez.
Şu söz bunu güzel ifade ediyor:
الحر عبد ان طمع
والعبد حر ان قنع
Efendi kişi tamahkar ve hırs düşkünü olursa köle olur,köle olan kişi ise afif ve kanaatkâr olursa hür ve efendi olur.
Bu kısa yazımızı iki sahabenin arasında geçen bir konuşma ile bitirelim:
Abdurrahman Bin avf Ebu Zer el -Ğifari'nin çok kıldığı namazdan dolayı parlayan alnını öptü, Ebu Zer de çok sadaka verdiğinden dolayı Abdurrahman b Avf'ın elini öptü Abdurrahman Bin avf kölesi ile Ebu Zer're bir hediye gönderdi ve dediki ona: Kabul ettirirsen seni azad edeceğim, gitti ve çok ısrar etti bunu alırsan ben hürriyetime kavuşurum diye Ebuzer dedi ki: Alırsam seni hürriyetine kavuştururum ama bu sefer ben mal'a ve eşya'ya köle olurum bana da yazık.
Evet bir zamanlar insanlar böyleydiler.
Ey yüce Allahım! Bizleri ve bütün mümin kardeşlerimizi işlerini sana havale eden sana tevekkül eden başı dimdik bütün ihtiyaçlarını sana arz eden, Eğer mecbur kalırsa sadece senin salih kullarına ihtiyacını İslam'ın münasip gördüğü yol ve yordamla açan kullarından eyle.Âmîn.
Ahmet ÖZKAN
2 Ekim 2021 C.tesi