Bir günün değil, 365 günün ADANMIŞ DİN HİZMETKÂRLARI.
Malumunuz olduğu üzere, din görevlilerimiz hayatımızın her safhasında bizlerle beraberler. Hatta bazen çok nefret etsek bile...
Çünkü onlar bereket ve hidayet kaynağı olan ilk mabet, Kâbe’nin bir şubesi olan cami ve mescitlerimizin imar ve hizmetkârlarıdırlar.
Hiç şüphesiz yeryüzündeki her mescit ve cami Kâbe’nin birer şubesi veBeytullah’ı yani Allah’ın evidir. İslam’ın nişanesi, tevhidin merkezi, vahdetin gür sedasıdır cami ve mescitlerimiz, ne de güzel demiş Ziya GÖKALP,
“Minareler süngü, kubbeler miğfer,
Camiler kışlamız, müminler asker,
Bu ilahi ordu dinimi bekler,
Allah’u Ekber, Allah’u Ekber...”Terennümüyleo cami ve mescitler şuurlu, imanlı, irfanlı, basiretli müslümanım diyenler için; şehirlerimizin kalbi, hayatımızın merkezi, İlim, irfan ve hikmet menbaı, en emin beldenin en emini olan Efendimiz Muhammed Mustafa (s.a.v.)’in tabiriyle,Allah katında beldelerin en sevimli olan mekânları olup o mekânların süsü ise ‘SÜSÜ CEMAATİDİR.’
Biz müslümanlar olarak, Allah kelamıyla burada tanıştık, Peygamber varisleriyle burada buluştuk, Rahmani ve nebevi terbiyeyi burada aldık, âdap ve erkânı burada öğrendik, birlik ve beraberliği, kardeşlik ve vefâyı burada kendimize zırh edindik- kuşandık...
Dostlarım hiç şüphesiz cami ve mescitler inşa etmek önemlidir. Ancak bir o kadar da veya ondan daha kıymetli olanı da camilerimizi varlığımızla imar etmemizdir. Nasıl ki kalp insanı hayatta tutan ana organsa, cami ve mescitlerde ilim, hikmet ve fazilet merkezi olarak toplumu diri tutan mekânlardır. Gönüllerin huzurlu olduğu emin mekânların yanısıra, bedenlerin de güvende olduğu mekânlardır. O mekânlarıimar ve hizmet camilerin süsü cemaati olan tüm müminlerin ortak vasfı ve özellikleridir.
Tüm ömürlerini din hizmetine adayan toplumun önderleri konumunda olan din görevlilerimiz.İnsanımıza gece gündüz demeden tebliğ ve irşad görevini üstlenen, vefalı bir toplum oluşturmak için büyük bir gayret ve çaba gösteren,insanlığın manevi mimarları güzide insanlar din görevlerimiz, nasıl ki kalp insanı hayatta tutan ana organsa, mabetler de ilim, hikmet ve fazilet merkezi olarak toplumu diri tutar, canlı tutar, ayakta tutar. Ayrıca; cami ve mescitleri sadece namaz kılınıp dağılınan ibadet mekânlarına dönüştürmek ona yapılacak en büyük saygısızlıktır.
Dolayısıyla, zihinlerimizi ve gönüllerimizi caminin huzur iklimi ile buluşturmaktır. Kadını, erkeği, çocuğu, genci ve yaşlısı, siyahı, beyazıyla camilerimizi şenlendirmektir.
Bu yıl ki Camiler ve Din Görevlileri Haftasının “Cami, Din Görevlileri ve Vefa” teması ile belirlemiş olması çok ama çok anlamlı ve manidardır.Yani cami ve mescitlerimizde görev yapan din görevlilerimizin bizim için çok kıymetli olduklarınınyansıtılmasıdır.
Hafta vesilesiyle camilerimizin hayatımızda ve gönül dünyamızda daha fazla işgaletmesini Rabbimiz (c.c.)’den niyaz ederken; bu uğurda ömrünü din hizmetine adayan vefa erlerini, fedakâr hocalarımızı, hademe-i hayrâtı, camileri imar, inşa ve ihya eden aziz milletimizin her bir neferinden baki hayata göçenleri rahmet ve minnetle yâd eder, hayatta olanlara sıhhat afiyet, mutlu, huzurlu dareyn hizmetlerinde muvaffakiyetler dilerken; Arif Nihat Asya'nın ‘DUA’ adli şiirine ÂminÂmin diyerek bitirelim inşallah.
Biz, kısık sesleriz. Minareleri,
Sen,ezansız bırakma Allah’ım.
Ya çağır şurda bal yapanlarını,
Ya kovansız bırakma Allah’ım.
Mahyasızdır minareler göğü de,
Kehkeşansız bırakma Allah’ım
Müslümanlıkla yoğrulan yurdu,
Müslümansız bırakma Allah’ım.
Bize güç ver. Cihad meydanını,
Pehlivansız bırakma Allah’ım
Kahraman bekleyen yığınlarını,
Kahramansız bırakma Allah'ım.
Bilelim hasma karşı koymasını,
Bizi cansız bırakma Allah'ım
Yarının yollarında yılları da,
Ramazansız bırakma Allah'ım.
Ya dağıt kimsesiz kalan sürünü,
Ya çobansız bırakma Allah'ım
Bizi sen sevgisiz,susuz,havasız;
Ve vatansız bırakma Allah'ım
Müslümanlıkla yoğrulan yurdu,
Müslümansız bırakma Allah'ım. ÂMİN
Yalıhüyük / KONYA