Her daim iyilik ve salih amel peşinde koşun!
Güne iyilikle başlayın ve onu iyilikle kapatın! Bela ve musibetlere karşı iyiliklerle korunun! Hatalarınızdan iyiliklerle kurtulun! Günahlarınızı iyiliklerle silin! Çünkü Rabbimiz buyuruyor ki: “Şüphesiz iyilikler, kötülükleri giderir/siler.” (Hud, 114)
Hiçbir iyiliği küçük görmeyin!
Güzel bir söz, bir tebessüm, salih bir amel, bir iyiliği tavsiye, bir kötülüğe itiraz, küçük bir sadaka… Az da olsa iyilikten hiçbir şeyi küçük görmeyin! Çünkü Rabbimiz buyuruyor ki: “Ben, erkek veya kadın sizden hiçbir çalışanın gayretini boşa çıkarmayacağım.” (Al-i İmran, 195)
Şeytanın sizi aldatmasına izin vermeyin!
Şeytana karşı her daim hazırlıklı olun! Günahın küçüğünden de uzak durun. Şayet bir günaha düşerseniz tevbenizi asla geciktirmeyin! Tevbeye güvenerek günah işlemeyin! Hz. Yusuf’un kardeşlerine gelip, Yusuf’u öldürün! “Ondan sonra tevbe edip salih kimselerden olursunuz” (Yusuf, 9) diyen şeytan, her günahtan önce muhakkak size de gelip, “Bu günahı da işle sonra tevbe edersin” diyecektir. Sakın şeytana aldanmayın!
Haramlarla aranıza büyük bir mesafe koyun!
Bilin ki, gücü yettiğince günahlardan kaçınanlar, dilini, gözünü, midesini ve cebini haramdan koruyanlar, elinden gelen bir iyiliği ve hayrı kimseden esirgemeyenler, asla yalnız kalmazlar ve yalnız yürümezler. Çünkü Allah: “Kötülükten sakınanlar ve iyilik yapanlarla beraberdir.” (Nahl, 128)
Neyiniz varsa önce Allah için harcayın!
Bilginizi, malınızı, vaktinizi, sevginizi, itibarınızı, emeğinizi, merhametinizi ve bütün bir ömrünüzü Allah için vermekten çekinmeyin! Çünkü: “Allah için her ne verirseniz, Allah onun yerine muhakkak başkasını (daha hayırlısını) verir.” (Sebe, 39)
Gizli hallerinize çok dikkat edin!
Unutmayın! Toplum içinde iyi bir Müslüman olarak görünebiliriz ama Allah, yalnızken, internetle ve nefsimizle baş başayken yaptıklarımıza da bakacak. Bizim en çetin imtihanımız işte bu zamanlarda ortaya çıkacak. Çünkü: “Allah gizlide (kimsenin görmediği yerde) O’ndan kimin gerçekten korktuğunu bilmek/ortaya çıkarmak ister.” (Maide, 94)
İki şeye çokça devam edin!
Azaptan, üzüntüden, kederden, hastalıklardan, bunalımlardan, belalardan ve musibetlerden korunmak istiyorsanız iki şeye çokça devam edin! Bunlardan birisi, “Estağfirullah” diğeri ise, “Elhamdulillah”tır. Çünkü Rabbimiz buyuruyor ki: “Allah istiğfar ettikleri müddetçe onlara azap edecek değildir.” (Enfal, 33) Yine Rabbimiz buyuruyor ki: “Eğer şükrederseniz Allah size niye azap etsin ki.” (Nisa, 147)
Kur’an’a çokça vakit ayırın!
İhlâsı, heyecanı, gayreti, bereketi, kardeşliği, samimiyeti ve ruhu kaybettiyseniz Kur›an’la bağınız kopmuş demektir. Çünkü Rabbimiz buyuruyor ki: “Sana emrimizle bir ‘ruh’ (kalplere can veren bir kitap) gönderdik.” (Şura 52) Ruh Kur’an’dır. Kaybettiğiniz ne varsa onları ilk önce Kur’an’da arayın! Kur’an’la bağınızı güçlendirin! Kur’an’la vakit geçirin!
Dünyanın size Allah’ı unutturmasına izin vermeyin!
Bilin ki, her başarısızlığın, sıkıntının, huzursuzluğun, darlığın, dağınıklığın, plansızlığın, düzensizliğin ana nedeni; Allah’ı unutmak, onun zikrini ve Kur’an’ını terk etmektir... Çünkü Rabbimiz buyuruyor ki: “Kim benim zikrimden (Kur’an’ımdan) yüz çevirirse şüphesiz onun sıkıntılı bir hayatı olacaktır.” (Taha, 124)
Tüm hazırlığınızı ahiret için yapın!
Her anınızda ahirete ve hesaba hazırlanın! Kendinizi sürekli muhasebe edin! Bütün günah dosyalarımızın ortaya döküleceği büyük mahkeme için salih amel biriktirin! İnternetle, sosyal medyayla, gizli günahlarla dosyanızı kabartmayın! Çünkü o büyük mahkemede hiçbir şey gizli kalmayacak. Çünkü o gün hakkımızda: “Üzerinde gezip dolaştığımız yer şahitlik edecek” (Zilzal, 4), “Dilimiz, ellerimiz ve ayaklarımız şahitlik edecek” (Nur, 24), “Kulaklarımız, gözlerimiz ve derilerimiz şahitlik edecek” (Fussilet, 20).