Müslüman şahsiyet için zamanı planlı ve programlı kullanmak demek, Efendimizin (s.a.s.) duasına nail olmak demektir. Çünkü Efendimiz (s.a.s.) buyuruyor ki: “Vaktinin kıymetini bilene Allah merhamet etsin” (Kenzül’l-Ummâl). O halde bir Müslüman’ın zaman israfından kaçınması, zamanını daha iyi ve etkin kullanabilmek için gayret etmesi, hem Efendimizin (s.a.s.) duasına talip olması hem de Allah’ın rahmetini talep etmesi demektir.
Vaktinizi Namazla Kontrol Altına Alın ki, Namazınız da Sizin Vaktinizi Kontrol Etsin: Tüm zamanınızı, randevularınızı, işlerinizi, planlarınızı namaza göre ayarlayın. Başka işlere vakit ayırmak için asla namazınızdan kırpmayın, namazınızdan çalmayın, namazınızdan ödün vermeyin. Çünkü namazdan kazandığınızı düşündüğünüz her vakit, aslında bütün zamanınızın daralmasına neden olacaktır. Namazınızdan verdiğiniz her ödün, diğer işlerinize de bir bereketsizlik olarak yansıyacaktır. Namaz zamanına çok dikkat edin. Çünkü namaz, zaman kontrolünün en etkin yoludur.
Rabbimiz, “Namaz, müminler üzerinde vakitleri belirlenmiş bir farzdır” (Nisa, 4/103) buyurarak özellikle namazın vaktine dikkat çekmektedir. Bu vakitler, bir anlamda müminin zamanla olan ilişkisini de düzenler. Namazlarımız bizim için her gün beş vakit Allah’ın huzurundaki randevularımızdır. Bu randevu zamanlarına gösterdiğimiz özen, diğer zamanlarımızı da hayırlı ve bereketli hale getirecektir. Çünkü Müslüman şahsiyeti zaman konusunda bilinçlendiren ilk ibadet, onun namazıdır.
Şimdi bir düşünün ve bir muhasebe yapın! Namaz vakitleri konusunda ne kadar titizsiniz? 24 saatinizin kaç dakikasını namaza ayırıyorsunuz? Namaz esnasında sizi aceleci olmaya iten etkenler nelerdir? İşlerinizi planlarken namazı hesaba katıyor musunuz? Dünyalık işlerinizden kırpıp namaz vaktine mi ekliyorsunuz? Namaza ayırmanız gereken vakitlerden kırpıp dünyalık işlerinize mi ekliyorsunuz?
İyi düşünün ve hatırlamaya çalışın! Bugüne kadar namazdan kırptığınız vakitlerin bir dakikasının bile hayrını ve bereketini görebildiniz mi? Sakın unutmayın! Namaz için harcadığınız her dakika, namazdan sonraki dakikalarınızın da ruhu, gıdası, heyecanı ve bereketi olacaktır.
Zamanınızı Kur’an’la Bereketlendirin! Kur’an, hayatın da zamanın da bereket kaynağıdır. Çünkü Rabbimiz buyuruyor ki: “Biz sana feyizli ve mübarek/bereketli bir kitap indirdik ki insanlar onun ayetlerini iyice düşünsünler ve aklı yerinde olanlar ders ve ibret alsınlar” (Sad, 38/29). Kur’an, her türlü darlığı gideren ve her türlü sıkıntıyı açan, hem zamanları hem de mekânları hayır ve bereketle dolduran bir kitaptır.
Kur’an nefisleri ıslah eden, iradeleri terbiye eden ve zamanı bereketlendiren en büyük imkânımızdır. Kur’an’la geçirilen her dakika hayra ve berekete açılan sayısız kapı demektir. Kur’an’a vakit ayırmayanın zamanında bereket olması ve bu zamanı da hayırla geçirmesi mümkün değildir. Çünkü Allah, bu kitabı bize, hayatımızı da zamanımızı da bu kitaba göre düzenleyelim diye göndermiştir.
Efendimiz (s.a.s.) buyuruyor k: “İçinde Kur’an okunan ev, içindeki aile fertlerine karşı genişler. Melekler oraya iner, şeytanlar ise oradan kaçar. O ev hayır ve bereketle dolar. Kur’an okunmayan ev, halkına karşı daralır, melekler orayı terk eder, şeytanlar ise oraya musallat olur. O evin hayır ve bereketi kaçar” (Tirmizi). Kur’an okuyan insanın da ruhu, benliği, kalbi, duygu ve düşünceleri de hayır ve berekete yönelir.
Şimdi bir düşünün ve bir muhasebe yapın!
Zamanınızın ne kadarını Kur’an’a ayırıyorsunuz? Günlük planınız içerisinde Kur’an’a ayrılmış kaç dakikanız var? Kur’an’ı hızlıca okuyup geçiyor musunuz? Yoksa üzerinde derin derin düşünmek için özel bir vakit ayırıyor musunuz? Sakın unutmayın! Kur’an’la bereketlenmemiş zamanlar ancak heva ve hevesin peşinde tüketilmeye mahkûmdur.