“Kur’an Allah’ın sözüdür, Allah’ın kitabıdır, sözlerin en güzelidir.” (ZÜMER:23)
“Bu Kur’an, Rahman ve Rahim olan Allah’tan indirilmedir. (FUSSİLET:2)
“Kur’an’ı getiren elçi, güçlü ve üstün yaratılışlı CEBRAİLdir. (NECM:5-6)
Kur’an’ın indirildiği mübarek zat Hz. Muhammet’tir.
Kur’an’a muhatap olanlar ise inanan bütün insanlardır.
“Ey insanlar, işte size Rabbinizden bir öğüt, kalplere bir şifa ve inananlar için yol gösterici bir rehber ve rahmet olan Kur’an geldi.” (YUNUS:57)
MÜ’MİNİN HAYATINDA KUR’AN
Mü’minin hayatında Kur’an’ın bambaşka bir yeri vardır.
Doğumdan ölüme, her duamızda, her ibadetimizde, hayatımızın her safhasında Kur’an’la iç içeyiz.
Dünyada hiçbir kitap, Müslümanların Kur’an’a gösterdikleri saygınlığa asla ulaşamamıştır.
Düşünün ki, dünyadan bunca edebiyatçı, siyasetçi ve şairler gelip geçmiş, hepsi de güzel eserler bırakmışlar. Fakat Kur’an’dan başka hangisinin kitabını ibadetimize, amel ve duamıza vesile kılabiliriz?
KUR’AN ALLAH’IN EN BÜYÜK LÜTFUDUR
Kur’an, Peygamberimizin bize bıraktığı en değerli mirasıdır.
Kur’an’ı taşıma görevi bizlere verilmişti ki bu, Allah’ın en büyük lütfudur.
Yeryüzünde okununca sevap kazandıran başka bir kitap yoktur.
Kur’an’ı okumak, zikrin en faziletlisidir.
Kur’an’a hizmet etmek, mükâfatların en üstünüdür.
Kur’an’ı okuyan, okutan, insanların en hayırlısıdır.
Kur’an’ı ezberleyenler insanların en şereflisidir.
Ramazan ayını diğer aylardan daha değerli kılan, Kur’an’ın bu ayda inmiş olmasındandır.
Kadir gecesinin bin aydan daha hayırlı olması, Kur’an’ın bu gecede indirilmeye başlanmış olmasındandır.
Allah (c.c) “Kur’an’ı bir nur kıldık.” Buyurur. (ŞUARA:52) Kur’an nurdur. Kur’an’ı okuyup O’na uyanlar da nurludur. İnşallah ahirette de nur içinde olacaklardır.
Kur’an’ın maddi-manevi hazinelerinden istifade edelim. Şifa gücünden, huzur verme özelliğinden nasiplenelim.
Kur’an’ı okuyalım maneviyatımız gelişsin. Zihnimiz dinlensin, sinirlerimiz rahatlasın. Asileşen, asabileşen ruhumuz sükûnete ersin.
Kur’an’ın kazandırdığı sevaplar inşallah mizanda sevap hanemizi doldursun.
Kur’an’ı rehber edinelim ki bizi dünyada yüceltsin, ahirette de mağfiretimize vesile olsun.
KUR’AN KARŞISINDA SEVİYEMİZ
Kur’an karşısında seviyemizi tespit etmeli, bulunduğumuz seviyeden daha yukarı çıkmaya çalışmalıyız.
Hiç okuyamayan veya kekeleyerek okuyanlar daha düzgün ve tecvid kurallarına uygun olarak okumaya gayret etmeli, ezberlerimizi çoğaltmalı, Kur’an bilgilerimizi devamlı arttırmalıyız.
Kur’an’ı okumak ve ezberlemek -Allah’ın yardımıyla- çok kolaydır.
Allah (c.c) “Andolsun biz Kur’an’ı kolaylaştırdık.” Buyurur. (KAMER:17)
7-12 yaşındaki çocuklar beş altı ay içinde Kur’an’ı tecvid kurallarına göre öğrenip, iki veya iç yıl içinde de Kur’an’ın tamamını ezberleyebilmeleri Kur’an’ın mucize oluşunun apaçık bir delilidir.
Hiçbir yabancı dilde böyle bir başarı görülmüş değildir.
Dünyada Kur’an’dan başka bir kitabın hafızı olduğunu hiç duydunuz mu?
Kur’an’ı öğrenmemenin bir mazereti olmaz. Bugün Diyanet İşleri Başkanlığı gibi devasa bir devlet kurumumuz var. Her mahallede, her yaştan insan için hizmet veren Kur’an Kurslarımız ve camilerimiz var.
Kendi kendimizin hakemi olalım. Kendimizi Kur’an’la deneyelim. Hayatımızda Kur’an’ın ne kadar yer aldığına bakalım. Kur’an’a rağbetimizi daha da arttıralım.
Rabbim İmandan Kur’an’dan ayırmasın.