15 Temmuz 2016, CIA ve masonların ordumuz içinde devşirdikleri hainlerle milletimizin hesaplaşma tarihi. Bu asil millet, milli iradeye tuzak kuran hainlere unutulmaz bir ders verdi.
Bütün darbeler mason locası imzalıdır; cumhuriyet tarihi boyunca yapılan 1960, 1971, 1980, 12 Şubat 1997, 15 Temmuz darbeleri CIA patentlidir.
1.7 milyarlık İslam dünyası uyuyan bir devdir. Kur’an, Müslümanlar kardeştir, buyurur. İslam ülkeleri dünyanın en zengin doğal gaz ve petrol yataklarına sahipler. Kardeşlik ruhu ile hareket ederlersek Batı emperyalizmini çökertiriz.
Stutgart’ta bir konferans vesilesi ile tanıştığım Berlin İslam Federasyonu Başkanı Yahya Schülzke, Almanya’da İslam ülkelerini araştıran 37 araştırma enstitüsü olduğunu söylemişti. ABD’de daha fazladır.
Ülkemizde faaliyet gösteren vakıf, dernek, yabancı okulların yanı sıra Ankara’daki Büyük Kulüp gibi mason locaları adam devşirir. Zeki öğrencilere burs verir, yarışmalar düzenler ve çeşitli faaliyetler düzenlerle adam devşirirler. Dernek, cemaat ve partilere girerler, oraları devşirdikleri adamlarla yönlendirirler.
FETÖ terör örgütü, yerli sandığımız bir cemaatin devşirilmiş adamlarla nasıl CIA istihbarat örgütüne dönüştüğünün somut bir örneğidir. F.Gülen 1975 yılında mason locasına üye olmuştur.
Osmanlı devşirme sistemini örnek alan şer odakları, Anadolu çocuklarını devşirdi ve kendi emelleri doğrultusunda kullandı. Bir daha asla buna izin vermemeliyiz.
15 Temmuz, Türkiye’yi parçalanma ve diz çöktürülmesi projesi idi.
Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki Türkiye, ayaklarına vurulan terör prangasını kırma yolunda hızla ilerledi, ABD politikalarını takmadı, ekonomik olarak ülkeyi kalkındırdı, lider ülke olmak için adımlar attı.
ABD ve Batı bundan hiç hoşlanmadı, Erdoğan’ı indirmeye kararı verdiler.
CIA, Pensilvanya çiftliğinde beslediği FETÖ haininden Erdoğan’ı indirmesini istedi.
Örgüt harekete geçti, 15 Temmuz gecesi F 16’lar havada uçmaya, helikopterler stratejik yerleri bombalamaya, tanklar sokakları işgale başladı.
Allah mazlum milletimize yardım etti. Gece 03’te yapılması planlanan darbe, Kara Havacılıkta bir binbaşının ihbarı sayesinde gündüzden haber alındı. Genelkurmay başkanı ve komuta kademesi onca gayrete ve tehditlere rağmen ikna edilememişti.
MİT müsteşarı ve Genelkurmay başkanı akşam 18’de bir araya gelerek darbeye karşı tedbir almaya başladılar.
Darbeciler harekâtı öne aldı, 20.30’dan itibaren sıkıyönetim emirleri birliklere gönderilmeye başladı. 21.30’da hainler, Boğaz Köprüsü’nü tutunca bütün Türkiye darbeden haberdar oldu.
Millet kin ve öfke doluydu. Darbeyle indirilen Sultan Abdülaziz Han (1876), Sultan 2. Abdülhamit (1909), Adnan Menderes (1960), Demirel (1971-1980), Prof. Necmettin Erbakan (1997), 27 Nisan darbesiyle tehdit edilen Recep Tayyip Erdoğan’a yapılan haksızlığın intikamını almak için harekete geçti.
Milletin lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın ele geçmemesi ve mangal gibi yüreğiyle darbecilere meydan okuyarak milleti meydanlara ve hava limanlarına çağırması Allah’ın lütfu oldu.
Millet sel gibi meydanlara aktı, aslanlar gibi kükredi ve darbecilere meydan okudu.
Kahramankazan’a bağlı Ahi köyü muhtarı Ali ANAR köylülerini topluyor ve şöyle diyor:
“Cihada gidiyoruz arkadaşlar, ben muhtarım en önde olmam lazım!”
İstanbul, Beykoz’dan özel uçakla götürülen SAT komandolarının karşısına dikiliyor Ali ANAR, Kahramankazanlılar ile beraber. 10 bin kişi, Akıncı nizamiyesinde toplanıyor ve darbecilere meydan okuyorlar.
İstanbul Atatürk Havalimanı’nda Malatyalı yiğit Metin DOĞAN, tankın önüne çıktı ve bağırdı:
“BEN TÜRK ASKERİYİM! SİZ KİMİN ASKERİSİNİZ?”
Acıbadem’de köprüye doğru gelen tanka taş atarak karşı koyan Sabri ÜNAL haykırdı:
“Benim yaşadığım ülkemde darbe yapamazsınız!”
Millet sokakları, meydanları, köprüleri, havalimanlarını doldurdu, üniformalı hainlerle sabaha kadar savaştı. Allah milletimize cesaret verdi, hainlerin yüreğine korku saldı. 35 uçak, 37 helikopter, 74 tank, 246 zırhlı araç, 4000 bin silah, 8000 üniformalı haine unutamayacakları bir ders verdi. Darbeciler yakalanıp hapse tıkıldı, yargılandı, mahkûm edildiler.
Demokrasi havarisi ABD ve Batılılar, demokrasiyi kurtarmamıza hiç sevinmediler, maskeleri düştü, yüzleri hiç kızarmadı, hiç utanmadılar.
Subay ve astsubaylarımızı ABD ve NATO’ya eğittirmemeliyiz.
Mason locaları kapatılmalı, yabancı dille eğitim yapan okullarda mütekabiliyet esası aranmalı, yabancılara hizmet eden vakıf ve derneklere kilit vurulmalı.
MİT iyi bir tarama yaparak dernek, parti ve cemaatlere sızmış istihbaratçıları ayıklamalı.
Diyanet; dini faaliyet yapan cemaat, dernek ve vakıf başkanları ile her ay düzenli toplantılar yaparak bunlarla hedef birliği sağlamalı; devşirilmiş adamlar vasıtasıyla buraların yönlendirilmesi önlenmeli.
Evlatlarımızı askere gönderirken körü körüne amirine itaat etmeyeceğine dair yemin ettirmeliyiz. Orduda vatan, millet, din ve devlet aleyhine emirlere uyulmaz emri yayınlanmalı.
15 Temmuz ruhu yaşatılmalı, okullarda gençlerimize bu ruhla geleceği fethetme ideali verilmeli. İslam Birliği kurma idealiyle yürümeli, emperyalizmle hesaplaşmalıyız.
Beyin Vitamin: O gece olup bitenleri ayrıntısıyla öğrenmek isteyenlere 15 Temmuz’da Tankları Vuran Ebabiller ve 15 Temmuz Diriliş Destanı romanlarımı tavsiye ederim.