banner176

BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

Mescidi Aksaya bir nazar ettim
Tüylerim vücudum delercesine
Gece gündüz duramadım ağladım
Gözlerim yağmurun elercesine

Müslümanın ilk kıblesi buraydı
Bir zamanlar İman nurlu saraydı
Dualarım yüce Hakka varaydı
Yalvardım Kudüs ü dilercesine

Neden Müslümanlar aldırış etmez
Keyfin kaçırmazsan musibet bitmez
Yatmayınan İslam bülbülü ötmez
Karşı koy düşmanın yenercesine

Müslümanlar hep el ele verirse
Gözün açıp hak davayı bilirse
Kol kol olup Filistinlim gelirse
Tekbirle Kudüs e girercesine
Tekbirle Kudüs e girercesine

Selam sana ey Kudüs.

Selam sana ey Mescidi Aksa.

Selam sana ey nazlı Kudüs!

Selam sana ey kınalı kuzuların sahip çıktığı Kudüs!

Selam sana ey kimseli görünüp de, fakat hep kimsesiz kalan Kudüs!

         Ey mescidi aksanın bulunduğu şehir Peygamberimiz  (s.a.v.) 13 yıl Mekke’de Mescidi Aksaya yönelerek ayrıca âlemlerin efendisi Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.) ve Sahabe efendilerimizin 16 bir rivayete göre de 17 ay boyunca Medine’de Mescid Aksaya yönelerek namaz kılmış olan kıymetli kıblemiz Mescidi aksa Kudüs.

         Ey Kudüs’ün göz bebeği Mescid Aksa selam sana, ismin anılınca ciğerlerimizden hasretlik acısıyla yanık dumanların çıktığı aksa ve Kudüs.

         Ey selam, Yaruşalim, Urselam, Yebus, Beytü’l-Makdis, Daru’s- Selam, El-Kuds, El Kudsü şerif isimleriyle anılan Kudüs.

         Ey kubbet-üs sahra, silsile kubbesi, miraç kubbesi, musa kubbesi, nahiv kubbesi,  Süleyman kubbesi, Yusuf kubbesi, nebi kubbesi, şeyh Halil kubbesi, Hızır kubbesi, ervah kubbesi, Yusuf ağa kubbesi, peygamberler âşıkları kubbesi, İsa kubbesi, müezzinler kubbesi gibi kubbeleri içinde bulunduran mescidi aksa yüce Kudüs şehri. 

         Selam sana ey imamesi kopmuş tespih taneleri gibi dağılmış olan ve bir türlü beraber olamayan müslümanlara hasret Kudüs.

         Selam sana ey Hendek savaşı yiğitlerinin torunları olan Filistinli evlatlar ve Kudüs, bu günlerde boğazımıza dizilen acı bir soru kâfirlerin, Yahudilerin, Hristiyanların emrinde ve onların oyuncağı konumunda olan müslümanlar, çeşitli zulümlere muhatap olan başta Filistin’de, Gazze’de, Bosna’da, Irak’ta, Doğu Türkistan da, Myanmar’da, Arakanda, Suriye’de, Irakta, Yemende, Sudanda, Libya’da, Kırımda zulme uğrayan, müslümanların, zillet içinde yaşayan dünya coğrafyasındaki çocukların dalının, kolunun, fidelerinin, budandığı, gelin-kızların giysilerinin kirletildiği, anne - babaları şehit edildiği, çocukların yetim kaldığı ve bir feryat ile “ELEM YECİDKE YETİMEN FEAVA”yı okuyan insanlar, kolları ve bacakları budanmış delikanlılar, kanlar içinde eşhedüenlailaheillallah şahadet nidalarıyla arz ve semavatı titreten, boyunları gövdelerinden ayrılmış insanlar, gözleri uyur gibi kapanmış ve kan pıhtıları içindeki yiğitlerin sapanla, taşla elleri gözleri kanlı olarak sahip çıktıkları Mescidi Aksa ve Kudüs!

         Selam sana ey Kudüs yalnız kaldığın ve huzura kavuşmak için yoksa Hz. Ömer’imi bekliyorsun. Dolara tapan para babaları varken, petrol babaları varken senin gözyaşlarını kim silecek Ey Kudüs!

         Selam sana ey Kudüs, Allah’ın arslanı,  Ebu turab, yani toprağın babası olan, Ebu’s–Sıbteyn (iki torunun babası) olan, Şah-ı Merdan Yiğitlerin Şahı olan Kerbu belada Hüseyni, Kerbelayı kaybeden Hz.Ali’yimi bekliyorsun ey Kudüs!

         Selam sana ey Kudüs, Şehitlerin Efendisi olan Hz. Hamza’yı mı bekliyorsun ey Kudüs!

         Selam sana ey Filistin semalarından dumanlar yerine minarelerinden o yanık, gür sesini Efendimizin geldiğini hissederek Hayya ale-salah Haydin namaza Hayya alel-felah’ a Haydin kurtuluşa nidalarını mahzun mahcup bir şekilde ezan okuyan Bilal’i Habeş’inin o gür sesinin dünya ve Kudüs’te yankılanması için çırpınan Kudüslü Aksa.

         Ya rabbi özellikle ve öncelikle evveli rahmet, ortası mağfiret sonu ise ateşten azat olan rahmet ve mağfiret ayı Ramazanın son günlerinde üstat Necip Fazıl KISAKÜREK’in dediği gibi; “Yıkılasın israil enkazını göreyim. Sana ülke diyenin yüzüne tüküreyim.” O zalim, barbar ve terör devleti İsrail tarafından dünya müslümanlarını, mü’minlerini taa ciğerinden yaralayıp sıkıntı ve ıstıraba duçar etmiştir.

         Ya Rabbi! İsra suresinin 1.Ayeti Kerimesinde “Kendisine ayetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu bir gece Mescid-i Haram’dan çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa’ya götüren Allah’ın şanı yücedir. Hiç şüphesiz O, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.” buyurduğun o kutsal mekân Kudüs, bizim gözbebeğimizdir göz. HALAS EYLE ALLAH’IM. Bir avuç küffarı yok eyle batır yerin derinliklerine Allah’ım.

         Çünkü Kudüs bizim, tükenmeyen özlemimizdir. Kudüs bizim evladımız, anne babamızdır, nice peygamberin tevhid mücadelesine sahne olmuş, ismi ve çevresiyle mukaddes mübarek kılınmış bir şehirdir Kudüs! Bir şehirdir Kudüs!

         Kutsi Şerif’tir Kudüs. Diğer adıyla Beytü’l-Makdis’tir Kudüs! Beytü’l-Makdis!

         O ki; binlerce yıldır birçok medeniyete beşiklik yapan ve çevresinde Peygamberlerin gelip maddi ve manevi yaşam sürmüş olan Kudüs!

         Dünyanın neresinde olursa olsun zulüm altında inim inim inlemekte olan dünya müslümanlarının durumları ve Kudüs için Küffarın şeddelisi olup cehennemlik yolculuğuna koyulan büyük şeytan ABD’nin durumunu ve onun küçük kardeşi lanetlenmiş olan “Yıkılasın İsrail enkazını göreyim inşallah inşallah. İlahi ya rab! İsrail’i size şikâyet ediyorum. Size şikâyet ediyorum ya rab. Duy sesimi duy sesimizi. Çünkü gözbebeğimiz olan Kudüs, tükenmeyen özlemimiz olan Kudüs, tevhid mücadelesine sahne olmuş mukaddes ve mübarek kılınmış bir şehir olan Kudüs’te…

         İlahi ya Rab! Biricik evladı olan Hz. İsmail (a.s.)’la imtihana tabi olup, imtihan sonrası zafere ulaştırdığın, ateşe atılan Hz. İbrahim (a.s.)’ma Cebrail (a.s.) gelerek ey İbrahim var mı Rabbinden bir isteğin sorusuna karşın Rabbimin haberi varsa sen aramızdan çekil ey Cibril diyerek sabır ve sebatına karşı Yüce rabbimiz (c.c.) ey ateş İbrahim’e karşı serin ol! Ey yer İbrahim’e karşı yumuşak ol diyerek ateşten halas ettiğin İbrahim (a.s.) hürmetine.       

         İlahi ya Rab! Kıskanç evlatları tarafından canından bir can olan Yusuf (a.s.)’unu kardeşleri tarafından kuyuya atıp, kuyudan çıralıktan sonra köle olarak satılması sonucu Yusuf’una hasretle yanıp tutuşan ve gözlerini kaybeden Yakup (a.s.) hürmetine.

         İlahi ya Rab! Yıllarca Firavunun sarayında kalıp hiçbir zarar görmeyen ve o sarayda büyüttüğün Hz. Musa (a.s.) hürmetine.

         İlahi ya Rab! Hz. Süleyman, Hz. İsa (a.s.) gibi peygamberlerin yaşamış oldukları o mahzun, mazlum, boynu bükük gözyaşı döken Kudüs! Gözyaşı döken Kudüs!

         İlahi ya Rab! İsra ve Miraç olayı ile son misafiri olan Efendimiz Muhammed Mustafa (s.a.v.)’in ziyaretinden sonra müşriklere birer birer kutsiyeti, mübarekliği anlatılan müslümanların yönlerini “Niyet ettim Allah rızası için kıbleye yönelerek bu günkü Sabah namazını, bu günkü öğlen namazını, bu günkü İkindi namazını, bu günkü akşam namazını, bu günkü yatsı namazının dört rekât farzını kılmaya” Allahu Ekber tekbiriyle hem diliyle, hem kalbiyle, hem de bedeniyle aldığı tekbirle namaza durulan ilk kıblemiz olan Mescid-i Aksa. O Aksa ki bize Efendimiz Muhammed Mustafa (s.a.v)’in müjdeli emaneti olan Kudüs!

         Ey Dostlarım unutmayalım ki; Kudüs ve Mescid-i Aksa, bize Peygamberimiz (s.a.v.)’in müjdesi ve emanetidir. Öyle bir emanet ki, sadece Filistin ve Mescid-i Aksa civarında yaşayanların değil haaa, dünyanın her neresinde olursa olsun her müslüman ve mü’minin yanısıra, Yahudilerin ve Hristiyanlarında gönülden bağlandığı ve aziz bildiği bir şehirdir Kudüs!

         Daha dünya hayatında iken cennet ile müjdelenen Hz. Ömer’in fethiyle huzura kavuşan fakat şimdilerde İsrail ve ABD şeytanları olan küffarların işgaliyle mazlum ve mahzun olan, gözyaşı döken, Bir zamanlar Darüs-selam, yani barış ve huzurun merkezi olan fakat şimdilerde ise, çevresinde yaşayan İslam ümmetinin baskı, şiddet ve yalnızlaştırma gibi insanlık dışı uygulamalarına maruz bırakılan Mescid-i Aksa, Kudüs!

         Ey Kudüs maalesef dünya müslümanlarından, özellikle para peres, petrol peres Münevver şehirde kilise yapılsın diye yer tahsis eden Suudlu Selman rüştü arap kılıklılar (LANETLİYORUM)  seni yalnızlığa mahkûm etseler de sen öyle bir şereflisin ki Efendimiz Muhammed Mustafa (s.a.v.)’in Müslim’de geçen bir hadisi şeriflerinde; “Üç mescit için ibadet maksadıyla yolculuğa çıkılabilir. Biri Mescid-i Haram yani Kâbe, ikincisi Benim şu mescidim yani Medine’de olan Mescidi Nebi, üçüncüsü ise Mescid-i Aksa olan Kudüs’tür Kudüs.” Ey Kudüs; sana gelen şerefli oluyor, Şeref buluyor. Büyük şeytan ABD küffarlarını, zalim, barbar ve terör devleti olan israil küffarlarını, AB küffarlarını, uluslararası hukuku hiçe sayan kâfirlerin pervasız bir anlaşmayla Kudüs’ü İsrail’in başkenti yapma gayretine giren Büyük şeytan ABD, duyarsız AB küffarlarını yok eyle Allah’ım. Yok, eyle Allah’ım.

         İlahi Ya Rab! Bizleri bir an önce ümmet bilinciyle iman kardeşliğimizi pekiştir. TÜRKİYEM başkanlığında ecdadımız gibi dünyaya hükmetmemizi nasip eyle Allah’ım.

         Ey dostlarım, özellikle yatsı ve sabah namazlarından sonra kılabilen kardeşlerimiz varsa İsra suresinin 79. Ayeti Kerimesinde Efendimiz Muhammed Mustafa (s.a.v.)’e “Gecenin bir kısmında da sadece sana mahsus bir nafile olmak üzere uykudan kalk, Kur’an ile teheccüd namazı kıl, Yakındır ki Rabbin seni bir makam-ı mahmuda eriştire.”  buyurduğu gibi kalkıp teheccüd namazı kılarak ellerimizi semaya açıp şöyle niyaz edelim hep beraber.

         Allah’ım! Bizleri vicdansızlardan, zalimlerden muhafaza eyle.

         Allah’ım! Kudüs’ü, İslam beldelerini işgale yeltenenleri, El-Kabıt, el-Hafıd, el-Müzil, el-Muahhir, el-Muntekım, el-Mani, el-Kahhar isimlerin hürmetine o küffarları, ülkemdekiler dâhil destekleyenleri yok eyle Allah’ım.

         İlahi ya Rab! Hani buyuruyorsun Allah’ım,  “Bana dua edin. Duanıza cevap vereyim.”  Yalvarıyoruz yok eyle Allah’ım. Yok, eyle Allah’ım.

         An itibariyle duadan başka bir çaremiz yok ki. Kalbi kırık, gönlü kırık, gözyaşlarımızla ellerimizi semaya açarak yalvarıyoruz. Gönder ebabillerini yok eylesin siccinlerinle o küffar ve azgın milleti Allah’ım.

         Ver emrini yere çeksin surakanın atının ayaklarını yere çektirdiğin gibi o zalim küffarları. 

         Ben bir şey yapamıyorum Allah’ım. Yaptığım tek şey var oda kendi kendimden utanıyorum, müslümanlığımdan utanıyorum. İslamlığımdan utanıyorum. Amma gözüm kör, kalbim katı olarak beni benden daha iyi sen biliyorsunuz. Günahkâr ellerimi açtım kovmazsın diye kapına geldim, merhametin çoktur diye affına geldim. Kabul eyle dualarımızı, yok eyle o küffarları. Nolur imamesi kopmuş ve kırılan tesbih taneleri gibi dağılmış olan müslümanlara zaferler ihsan eyle Allah’ım. Çünkü sen Hasbunallahu ve ni'mel vekîlsin, Hasbunallahu ve ni'mel vekîlsin, Hasbunallahu ve ni'mel vekîl’sin, çünkü sen Al-i İmran 54’de “Onlar hileye başvurdular, Allah da onların tuzağını boşa çıkardı. Allah hileleri boşa çıkaranların en hayırlısıdır.” Nolur onların tuzaklarını başlarına yık Allah’ım! Başlarına yık Allah’ım! Gönder görünmez ebabellerini yok olsun siccinlerinle o küffar kavimler, milletler, ülkeler ve ülkemdeki işbirlikçiler yok olsun Allah’ım. Yok, olsun Allah’ım.

         Var herkesin kimsesi, ancak ey kimsesizler kimsesi bizlere kimse ol! Kimse ol. Nolur Filistin’in her tarafı KANİSTAN olmuş onlara ve biz müslümanlara zaferler ihsan eyle Allah’ım! Zaferler ihsan eyle Allah’ım!

İlahi ya Rab!

Müslümanlar diyor ki; hakka kilit vurulmaz,

Yılan boğulmadıkça, sular asla durulmaz.

Tüm küffar orduları, olsalar da müsellâh;

Andolsun ki, her zaman lâ gâlibe illallah.

Nasıl gâlip geldiyse, ebrehe’ye beytullah;

Her yerde ve her zaman lâ gâlibe illallah.

lâ gâlibe illallah. Âmin Âmin Selam ve Dua ile kıymetli kardeşlerim.

 

 

Yusuf ÇAKICI

Yalıhüyük / KONYA

 

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.