لقد غرسوا حتى اكلنا واننا
لنغرس حتى ياكل الناس بعدنا
Bizden öncekiler gayret edip ekmişler ve biz bugün onların ektiklerini biçiyor ondan istifade ediyoruz.
Bize düşen görev de şudur ki, biz de ekelim ve bizden sonra gelenler ektiklerimizi biçsin,yesin ve istifade etsinler.
Bu ekilen şey sadece maddi olmayıp, manevi ekine de şamildir, kalbe beyne,zihne dini yaşam'a takva'ya, ahiret azığına hizmet eden her türlü maddi-manevi ekin,te'lif edilen eserler, tefsir hadis fıkıh ahlak tasavvuf dalında ve diğer dallarda, hayır kurumları ve buna benzer şeyler o ekim kısmına dahildir.
Madem bizden önce
Gelenler hayırlı ve güzel şeyler ekip bize miras bıraktılar, biz de elimizden geldiği kadar hayırlı ve güzel şeyler ekip bizden sonraki nesillere bir yad-ı cemil olarak bırakmalıyız.
"VE MADEM DÜNYAYA GELDİK GELDİĞİMİZE DEĞSİN".
Bu cümle bir kitabın özetidir ve yüzlerce sayfalık bir kitabın özeti olmağa değer bir cümledir.
Nasıl ki ilmin özeti tevhid,amelin özeti istikamet ve ticaretin özeti kâr ise, aynen böyle âhirete hazırlık ile ilgili yazılan hacmi büyük bir kitabın da özeti,hatta kitabın kapağı bu cümle olabilir, olmalıdır da.
Bir insan'ın çocuk olarak dünyaya gelinceye kadar olan aşamaları, çocukluk devresini, gençliğini evliliğini, çocuk sahibi olduğunu, yaşlandığını ve öldüğünü düşünelim, çektiği ve çektirdiği sıkıntıları, yediği tonlarca nimeti içtiği tonlarca suyu,onu kuşatan sayısız nimetleri düşünelim,ve bu insan bütün bunları gõrmüyor da, dünyaya niçin geldiğini,görevinin ne olduğunu merak etmiyor,õlüm ve ötesini, berzah'ı,haşr u neşri, hesap günü hesap vereceğini, cenneti ve cehennemi hesaba katmadan yaşıyor.
Bu dünyaya bir daha gelemeyeceğini de biliyor, böyle bir insan müslüman olsa bile buna akıllı denir mi? Denmez.
Zira böyle biri kendisine verilen bunca nimete ve mevhibeye kiymet biçmemiş, tam tersi nankörlük yaparak bu nimet ve atiyyeleri gaflet ve ma'siyette kullanmıştır, dünyaya geldiğine değer bir amel işlememiştir.
Akıllı ve mü'min bir kul ise bir bakışın ve bir tebessümün bile hakkını veren, yüce Allah'ın nimetlerini takdir eden,istifade ettiği kullara karşı kadîrşinas olan,nefsini sorgulayan ve nefesini beyhûde alıp vermeyen bu dünyaya bir daha gelemeyeceğini bilen, dem bu demdir diyen ve kollarını sıvazlayan,azık toplayan ve dünyaya bir defa geldim bir daha gelemiyeceğim deyip geldiğine değer güzel işler yapandır.
Bu kısa yazıyı bir örnekle bitirelim; Bir grub arkadaş bir grub olarak hacca gittiler, başlarında din görevlileri ve kafile başkanları da var, bir ay o mübarek topraklarda, Mekke'de ve Medine'de kaldılar, tanıştılar kaynaştılar ve birbirlerini çok sevdiler.
Bu hacıların hepsi bir şehirde oturuyor, sadece onlardan biri 200 km uzakta bir şehirde oturuyor.
Yurda döndüler, aradan aylar geçti, filan şehirde oturan hacı, diğer hacı arkadaşlarını yemeğe davet etti, otobüs kiraladılar, din görevlilerini de alarak davete icabet edip gittiler.
Ev sahibi arkadaşlarını çok güzel karşıladı, oturdular sohbete ve hac hatıralarına daldılar.
Bir taraftan yemekler pişerken diğer taraftan ev sahibi hac murafıklarına çay kahve ikram ediyor.
Kısa süre zarfında çaylar ve kahveler bitince kafile başkanı arkadaşlarına dediki: Hazırlanın dönüyoruz.
Düşünün bu kafile bir ay mukaddes topraklarda beraber kalmış, aylardır görüşmemişler, otobüs kiralayıp davete icabet
etmişler, 200 kilometre gelmişler 200 kilometre geri gidecekler ve daha ev sahibinin zahmet ve masraf ederek aşkla şevkle hazırladığı mükellef yemekleri yememişler.
Şimdi o Hacılar kafile başkanına deseler ki: Ya hu hocam 1 ay beraber kaldık, aylardır görüşemiyoruz ev sahibi masraf etti, zahmet etti yemek hazırladı bir de biz daha çayı kahveyi yeni içtik bir saat bile geçmedi 200 kilometre geldi…
[18:10, 24.04.2021] Ahmet Ozkan: BAŞKA AÇIDAN ORUÇ
جاء رجل الى النبي صلى الله عليه وسلم فقال يا رسول الله علمني واوجز قال: اذا قمت فى صلاتك فصل صلاة مودع ولا تتكلم بكلام تعتذر منه واجمع الياس عما في ايدي الناس.
Adamın biri Rasulullah efendimize geldi ve dedi ki: Ey Allah'ın rasulü bana bir şeyler öğret ama kısa olsun.
Rasulullah efendimiz şöyle buyurdular : "Namazına( kılmak için) kalktığın zaman vedalaşan(ve sanki bir yolculuğa çıkacak) birisinin namaz kıldığı gibi namaz kıl, sonunda özür dileyeceğin sözü söyleme, ve insanların elindeki mallarından umudunu kes(gözün onların mallarında olmasın)"
İbni Mace Hadis no:3381.
Hadis-i Şerif'te konumuzla ilgili olan birinci maddeye deyinelim; Hadis şârihleri
"Vedalaşan kişinin namaz kılışı" mübarek sözüne şöyle anlam vermişlerdir:
…