“ İsrail bayrağında İki mavi çizgi ve ortasında da Siyonizm yıldızı bulunmakta. Bunlar birer semboldür. Üstteki çizgi Fırat Nehri’ni, alttaki çizgi de Nil Nehri’ni ifade etmektedir. Yahudilerin inançlarına göre bu sınırlar İsrail devletinin sınırlarıdır.”
Bu cümleler Milli Görüş lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan’a ait.
Erbakan hoca, hayatı boyunca Siyonizm’in tehlikelerini anlattı ümmete, insanlığa!
Milli Gazete yazarı Abdulaziz Kıranşal hoca, bugünkü yazısında, Siyonizm’in arzu ettiği nitelikleri sıraladı ve bu bağlamda Müslüman gençleri uyardı.
Abdülaziz Kıranşal’ın “Siyonizm’in bir Müslüman gençte aradığı on özellik” başlıklı yazısından bir bölüm şöyle:
“İbadet disiplininin olmaması:
Siyonizm ibadet bilinci olmayan gençleri çok sever. Çünkü ibadete önem vermeyen gençler dini, zamanla bir ideolojiye dönüştürürler. Dinlerini bir ideoloji gibi savunurlar. Ama savunduklarını asla hayatlarında yaşamazlar. Söyledikleri ile yaptıkları her zaman birbirinden farklı olur. Eylemleri ve söylemleri birbiriyle örtüşmeyenler de Siyonizm’e karşı asla başarılı olmazlar…
Tembellik:
Siyonizm tembel gençlere bayılır. Çünkü tembel genç, işlediği günaha tövbeyi bile geciktirir. Sürekli aynı günahları ve hataları tekrar ederek kendi kendini yiyip bitirir. Hep Kudüs’e gitmeyi hayal eder ama iki adımlık mescide bile gidemez. Sürekli sızlanır, eleştirir, tespit yapar ama asla iş yapmaz. Okumaz, yazmaz, üretmez. İslam’ı konuşur ama yaşamaz. Tembellerin de hiçbir zaman Siyonizm’e ve planlarına karşı mücadele edecek takatleri olmaz…
Çok yeme, çok uyuma ve çok konuşma:
Siyonizm çok uyuyan, çok yiyen ve çok konuşan, nefsinin peşinde köle olmuş, iradesine söz geçiremeyen gençlere bayılır. Çünkü nefse kölelik bir anlamda da Siyonizm’e köleliktir. Nefsine köle olan gençler, genelde lüks ve konfor düşkünü olurlar. Rahatlarından ve yaşam kalitelerinden taviz veremedikleri için zorlu ve çetin mücadelelerin içine girmezler. Uykularına söz geçiremezler. Gözlerine söz geçiremezler. Nefis, böylelerinin boynuna kölelik zincirini takar ve istediği yere sürükler…
Korkaklık:
Siyonizm korkak ve pısırık gençlere hayrandır. Çünkü onların hayatları hep bir şeyleri kaybetme korkusuyla akıp gider. Kimi zaman diplomalarını, kimi zaman rızklarını, kimi zaman makamlarını ve itibarlarını kaybetme korkusuyla koca bir hayatı yiyip bitirirler. İradelerine söz geçiremezler.
Anne-babaya hürmetsizlik:
Siyonizm ana-babasına hürmet etmeyen gençleri de çok sever. Ana-baba duası alamayan gençlerin ne siyasette, ne ticarette, ne de Siyonizm’e karşı cihatta başarılı olması beklenemez. Çünkü İslam, ana-babası kâfir dahi olsa dine aykırı olmayan hususlarda onlara hürmeti emreder. Ana-babaya hürmetin olmadığı yerde Allah’ın rızası da yardımı da yok demektir. Allah’ın yardımının olmadığı yerde de Siyonizm’e karşı hiçbir başarı elde edilemez…
Ahlaksızlık ve utanmazlık:
Siyonizm ahlaksız ve ciddiyetsiz gençlere hayrandır. Ağzı küfürlü, edepsiz şakalar yapan, oturmasını kalkmasını bilmeyen, Müslümanlık vakarından ve ciddiyetinden uzak, cıvık ve hayâsız gençler, Siyonizm için bir numaralı gençlerdir. Çünkü ahlaksız gençler geçimsiz olur. Geçimsizler de uzun süreli dostluklar ve kardeşlikler kuramazlar. Kısa süreli arkadaşlıklarla idare ederler. Kardeşliğin olmadığı yerde de Siyonizm’e karşı mücadeleden bahsedilemez…
Şahsiyetsizlik ve karaktersizlik:
Siyonizm şahsiyetsiz gençlere de hayrandır. Çünkü şahsiyetin olmadığı yerde ne ilim ne cihat ne de dava olur. Bir duruşu, bir kimliği, bir mücadelesi, bir derdi olmayan gençlerin İslam medeniyetinin inşasına da hiçbir katkısı olamaz. Böyle gençler ne haksızlıklara ne de adaletsizliklere karşı durabilirler. Selin önündeki çöp yığınları gibi sağdan sola savrulan, kendi inancından, kimliğinden ve değerlerinden haberi olmayan gençlerin Siyonizm’e başkaldırması da düşünülemez.
Dertsizlik ve başıboşluk:
Siyonizm dertsiz gençleri de çok beğenir. Çünkü kendi gündemi olmayan, Müslümanların derdiyle dertlenmeyen gençlerin ümmetin sorunlarına da çare üretmesi beklenemez. Ömrünü dizilerle, filmlerle, flörtle ve internetle tüketen, bir futbol takımının maçını kaçırdığına üzüldüğü kadar bir namazı kaçırdığına üzülmeyen, popüler kültürün pençesinde eriyip giden gençler, Siyonizm için vazgeçilmez gençlerdir. Çünkü derdin olmadığı yerde Siyonizm’e karşı direniş de olmaz.
Plansızlık ve erteleme alışkanlığı:
Siyonizm zamanını planlayamayan ve sürekli erteleyen gençleri de çok sever. Çünkü planlanmamış ve her dakikası değerlendirilememiş bir hayat, heba edilmiş bir hayattır. İbadet planı, okuma planı, dinlenme planı, İslami faaliyet planı olmayan bir yaşam tarzı tam da Siyonizm’in istediği bir yaşam tarzıdır. Çünkü sahibi tarafından planlanmayan bir hayat hep başkaları tarafından planlanır ve yönlendirilir…
Bilgisizlik ve cahillik:
Siyonizm kendi dinini, davasını, tarihini ve değerlerini bilmeyen ve öğrenmek için de bir çaba sarf etmeyen gençleri çok sever. Çünkü kendi dininden ve değerlerinden haberi olmayan gençler, zamanla başkalarının değerlerine ve kavramlarına hayran olurlar. Kendi geçmişini ve tarihini bilmeyen, kendi kahramanlarını tanımayan gençler, yalan bir tarihin ve sahte kahramanların peşine takılıp giderler…
Siyonizm’in en nefret ettiği gençler, tüm bu hatalardan mümkün olduğunca kurtulmaya çalışan ve yeniden bir besmele çekerek hayatını düzene koymaya çalışan gençlerdir…