Her gün bir önceki günü, her yıl bir önceki yılı unutup gidiyoruz.
Eskinin Türkiye’si bilinmeden bu günün değeri anlaşılmaz.
Geçmişin sıkıntılı günlerini -özetle- önünüze sermek istedim.
Yazdıklarımın bizzat şahidiyim. Abartılı bir konu, uyduruk bir kelime bile yok.
HUZURUN OLMADIĞI YILLAR
40 sene öncesinin Türkiye’si dün gibi aklımda.
Silahlı, bıçaklı, zincirli, sopalı sağ-sol kavgaları ve bir hiç uğruna ölen gençler.
Siyasi görüşe göre parsellenmiş mahalleler, kurtarılmış bölgeler, kavgalı siyasiler.
Azmanlaşan PKK, olağanüstü hal, sıkıyönetim, darbeler, muhtıralar, grevler.
EKONOMİ
Demirel’in dediği gibi 70 sente muhtaç bir ülke. Yoksulluk, yolsuzluk, sefalet.
Enflasyon yüzde yüz; mazot, çay, şeker, tüp, sigara kuyrukları ve ekonomik çöküntü.
SİYASET
Cumhurbaşkanını seçemeyen meclis, kavgayla yatıp kavgayla kalkan siyasiler, vekil transferleri, hükümet krizleri. Mesela 1991-2002 yılları arasında dokuz hükümet kurulmuş ve dağılmış. Bugünün “parlamenter sistem” âşıklarına ithaf olsun.
LAİKLİK VE ZULÜM
Laikliğin putlaştırıldığı, irtica bahanesiyle inançlı insanlara çirkin yakıştırmaların yapıldığı, katsayı zulmüyle İmam-Hatiplerin hukukunun çiğnendiği, başörtüsünün laiklik karşıtı eylem olarak görüldüğü, dini etkinliklerin bile devlete başkaldırı olarak değerlendirildiği, hatta başı örtülü olduğu için bir bayan milletvekilinin zorla Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden çıkarıldığı dönemler yaşadık.
HİÇ UNUTAMADIĞIM BİR TABLO
Gazeteci Uğur Mumcu’nun öldürülmesini protesto için sokağa dökülen (hâşâ) “kahrolsun şeriat (islâm)”, “yaşasın laiklik” sloganıyla yeri göğü inleten, okunmakta olan ezana (hâşâ) yuuuh çeken azgın Marksistlerin, asi mürtedlerin alenen dinime saldırılarını hiç unutmadım.
EN BÜYÜK İHMALİMİZ
Yirmi beş yaş altı gençler eski Türkiye’den habersiz.
Yukarıda özetle arz ettiğim yaşam öykümüzü onlara aktaramadık. Bu ihmal telafi edilip geçmişin kâbus günlerini genç nesle anlatalım.
Gençlerimize eski Türkiye ile bugünü kıyaslama fırsatı sunalım ki, bugünün kıymetini kavrasınlar. Ruhu bozuk, yasakçı, baskıcı zihniyetin demokrasi, özgürlük, refah gibi cazip sunumlarına kanmasınlar.
TARİH YUVARLAK GİBİ DÖNER
Geçmişin Türkiye’sinden yenisine taşındık. Allah’ın yardımı, halkın desteği, Anadolu’nun asil evlatlarının sabır, gayret ve cesaretiyle korku dolu tarihi ters yüz ettik. Hayal bile edemediğimiz birçok hayırlı işler yapıldı, yapılıyor.
Fakat inançsız zihniyet Milli bir iktidarı hazmedemiyor. İmhasına var gücüyle çalışıyor.
Şimdilerde başörtüsünü mesele haline getirenler.
Eşcinsellik gibi en çirkin ve rezil sapkınlıkları –özgürlük adına- açıktan destekleyenler Diyanet İşleri Başkanı’nı hedef alıp Kur’an için (hâşâ) “çağlar gerisinden gelen kara ses” yakıştırmasıyla kâfirliklerini alenen ilan edenler. Bunların asıl hedefi, din ve dindarlardır. Canlarını cehenneme adamış bu zihniyet fırsatı ele geçirirse ibret alınmayan tarih tekerrür eder ve her şey tersine döner.
Rehavetin, umursamazlığın, tembelliğin, ihmalkârlığın bedeli çok ağır olur, vesselam.