Biz, zorda kalınca kendisine dua edilen, sünnet düğünlerinde ve mevlitlerde ismi anılan, sadece cenaze namazlarında hatırlanan ve kimsenin özel hayatı...
Biz, güneşi doğdurmasına, yağmuru yağdırmasına, gece ve gündüzü tanzim etmesine rağmen insanların hayatlarına zerrece karışamayan bir ilaha değil, tam aksine doğa kanunlarını koyduğu gibi insanların fert, aile, toplum ve düzen bazında da tüm ilkelerini, yasalarını ve kanunlarını koyan bir Allah’a iman ediyoruz…
Biz, gökten rızk indiren ama indirdiği o rızkın yerde nasıl taksim edileceğiyle ilgilenmeyen, ekonomiye, paraya, ticarete, bankaya, borsaya, krediye karışmayan bir ilaha değil, tam aksine mülkün kendisine ait olduğu, parayı nasıl kazandığımızdan nasıl harcayacağımıza kadar karar veren, faizden, haksız kazançtan ve kul hakkından uzak durmamızı emreden ve cebimizdeki her kuruşa kadar ekonomiye müdahale eden, rızkın da, ekonominin de paranın da ticaretin de Rabbi olan bir Allah’a iman ediyoruz…
Biz, hücrelerimizi, hormonlarımızı, kalp atışlarımızı, nefes alışverişlerimizi düzenlediği gibi parayla olan ilişkimizi, ekonomik tercihlerimizi, ticari ilke ve prensiplerimizi de düzenleyen bir Allah’a iman ediyoruz…
Biz, ahirette kimin hangi cezayı alacağına karar veren, mahşer günü bir mahkeme kurup hukuk uygulayan, ama dünyadaki hukuka, mahkemeye, adalete, hâkimlere, savcılara, avukatlara karışmayan bir ilaha değil, aksine bütün hukuk kurallarını belirleyen bir Allah’a iman ediyoruz…
Biz, kötülerin, sapkınların, azgınların, yoldan çıkmış toplumların cezasını ahirette veren, ama bu dünyada fertleri ve toplumları kendi haline bırakmış bir ilaha değil, gerektiğinde ansızın ve en acı bir şekilde bu dünyada da ceza veren bir Allah’a iman ediyoruz…
Biz, imam nikâhı sırasında ismi anılan ama nikâhtan sonraki aile hayatına hiç karışmayan bir ilaha değil, eşler ve akrabalar arası münasebetlerimizi belirleyen, evimizde de kendi kanunlarının uygulanmasını emreden bir Allah’a iman ediyoruz…
Biz bir ailenin çocuğunun olup olmayacağına, olursa kız mı erkek mi olacağına karar veren ama doğduktan sonra o çocuğun nasıl yetiştirileceğine, dinine, ahlakına müdahale etmeyen bir ilaha değil, tüm çocukların nasıl yetiştirilmesi gerektiğine de karar veren, ilkeler belirleyen, hükümler koyan bir Allah’a iman ediyoruz…
Biz, uluslararası alanda her ilişkiyi meşru gören, reel politik gereği yapılan stratejik ortaklıklara ses çıkarmayan, zalimlerle yapılan dostlukları hoş karşılayan bir ilaha değil, kâfirleri, zalimleri ve müstekbirleri bırakın dost edinmeyi onlara meyletmeyi bile yasaklayan ve yeryüzünde Müslümanların birlikteliğine dayanan bir düzen kurulmasını emreden bir Allah’a iman ediyoruz…