Kulluk hedefinde sapma:
Genç kardeşim! Allah’a kul olamadıktan sonra hangi partiden, hangi cemaatten, hangi dernekten, hangi tarikattan olursan ol, rûz-i mahşerde koca bir hiç olursun. Eğer büyük bir heyecanla savunduğun prensipleri aynı heyecanla hayatında, ticaretinde, siyasetinde, aile yaşantında, ahlakında uygulayamıyorsan, bu prensipler senin için bir ideolojiye dönüşmüş demektir. İslam bir ideoloji değil, hayatın tamamını kuşatan bir dindir. İslami hareket mensubu olmak demek, bu dini en mükemmel şekilde yaşamak ve yaşanması için gayret etmek demektir.
İbadetlerde gevşeklik:
Genç kardeşim! Eğer hayatında cemaatle namaz yoksa günlük Kur’an’la buluşamıyorsan, zikir virtlerine devam edemiyorsan, sabah namazlarında mescitlere koşamıyorsan, haftalık sohbet, ders ve ilim halkalarında diz kıramıyorsan, dilini gıybetten, gözünü haramdan koruyamıyorsan, ahlakını güzelleştiremiyorsan, bu yolda omuz omuza verdiğin kardeşlerinle bile sorunlar yaşıyorsan bir yerlerde yanlış yapıyorsun demektir.
Niyet bozukluğu:
Genç kardeşim! Yaptığın çalışmaları Allah için yapmadıktan sonra, ne kadar yoğun olursan ol, ne kadar koşarsan koş, ne kadar yorulursan yorul boşa çabalamış, boşa yorulmuş olursun. Niyet ayarlarındaki en ufak bir sapma, seni tahmin etmediğin uçurumlara sürükleyebilir.
İstikrarsızlık:
Genç kardeşim! İslami mücadele son nefesini verene kadar yürünmesi gereken bir yoldur. Bu yolda seni tökezletecek en büyük düşmanlardan birisi istikrarsızlıktır. Plansız, programsız, disiplinsiz ve hayatın sadece belli dönemlerinde yapılmış aksiyonlarla menzile varmak imkânsızıdır. Zıpkın gibi bir delikanlıyken çıktığın yolu, saçları sakalları bembeyaz olmuş bir halde bitirebilecek azim ve gayret, bu yolun en önemli azığıdır…
Rutinleşme:
Genç kardeşim! Yapılan çalışmaların zamanla sıradanlaşması, birbirini takip eden mekanik bir döngü halini alması, araçların amaç haline gelmesi, asıl hedef ve gayelerin unutulması, heyecanını söndürecek en önemli sebeplerdendir.
İslami prensiplerden taviz:
Genç kardeşim! Unutma ki, İslami prensiplerden taviz verilerek yapılan çalışmalara Allah bereket vermez. Haremlik-selamlık ve mahremiyet prensiplerinden taviz verilerek yapılan işlerden bereket çıkmaz. Yoğunluktan dolayı sünnetlerin terk edildiği işlerden bereket çıkmaz. Gıybet ve dedikodu seanslarına dönüşen birlikteliklerden bereket çıkmaz. Hiçbir yoğunluk bizim sünnetleri ve İslami prensiplerimizi terk etmememize mazeret olamaz.
Haram-helal hassasiyetinde azalma:
Genç kardeşim! Yediğine içtiğine dikkat etmeyen İslami hareket mensubunun sözleri tesirsiz, duaları bereketsiz olur. Faizin, haksız kazancın ve haram katkılı gıdaların midesine girdiği bir kimse kendi felaketini kendi elleriyle hazırlamış olur. Vakıf malları ve zekât, sadaka, fitre gibi ümmetin emanetlerinin hakkıyla yerine ulaşması konusundan hassasiyetini kaybetmek de, bir İslami hareket mensubunun başına gelebilecek en büyük musibetlerdendir.
Ahlaki zaaflar:
Genç kardeşim! Ahlaki zaaflar, bencillik, kibir, gıybet, haset, laf taşımak gibi manevi hastalıklar, tıpkı bir kanser gibi İslami hareket mensubunu içten içe kemiren büyük virüslerdir. Ahlaki zaaflar, en sağlam birliktelikleri dağıtabilecek, en mükemmel faaliyetleri mahvedebilecek, en güzel dostlukları sonlandırabilecek kadar büyük tehlikelerdir.