Malumunuz olduğu üzere Kurban ibadeti Hz. Âdem (a.s.) ile başlayıp ve Hz. İbrahim (a.s.)’de sembolleşen evrensel bir tevhid gösterisidir.Bu tevhid göstergesi Efendimiz Muhammed Mustafa (s.a.v.) ümmeti olan bizler için birer ŞİAR ve burak olur. Rabbimiz (c.c.) Hac 36. Ayeti Kerimesinde şöyle buyurmaktadır.“Kurbanlıkları Biz, sizler için Allah’ın şiarları kıldık. Onlarda sizin için pek çok hayır vardır…”Şiâr: Allah (c.c.)’a ibadete vesilesi olan bir araç ve bizleri Allah (c.c.)’a yaklaştıran eserolup birer kulluk göstergesidir.Benzetişte hata olamasın kesilen kurban yollardaki trafik levhaları ve kilometre göstergeleri gibi bizleri menzilevasıl eder.İşte o kesilen kurban sırf Allah (c.c.)’ın rızası için kesilmeli.
Eskiden yani cahiliye döneminde putperestler kurban kesiyorlardı fakat onlar putları için kesiyorlardı. Biz Ümmeti Muhammed olarak sadeceve sadece Allah (c.c.)’ın rızası için keser ve kestiğimiz o kurban, Rabbimizin bizlere vermiş olduğu sayısız nimetlerine karşılık sunulan bir şükrün göstergesi olarak görürüz.
Bu şuurla kesilen kurbanlarda büyük hayırlar vardır. Bu hayırlar, yalnızca zengin ve fakir insanların et yemesi, hayvan piyasasında görülen canlılık değildirhaaa. Kesilen kurbanın aynı İbrahim (a.s.)’miki; (Kur’an’ı Kerimde ismi geçen yirmi beş Peygamberden bir ve Ülü’l-Azim (Azim ve kararlılık sahibi beş peygamberden biridir.) gönlünü Rahman’a, dilini burhana, malını ihvana, oğlunu kurbana, canını nirana veren biri oğlu İsmail’i şuura erişip yüce Allah (c.c.) uğruna maldan ve candan geçebilme ruhunu kazanmaktır.
Bu kazanç içinde kesilen Kurban, kardeşlik şuurunun gerçekleşmesi, kardeşler arasında kaynaşmanın, tanışmanın sembolü olmalı olup kulluk ruhunun taşması ve Allah ile kul arasındaki erdeminin yaşanmasıdır.İşte bu şuurla kesilen Kurban ve Kurban bayramı, zengin fakir hepimize tüm bu güzellikleri yaşatıyorsa gerçek o bayram kurban bayramıdır. Yoksa kurban bayramını yalnızca hayvan kesim bayramı ve et tüketim günleri olmaktan öteye geçmez.
Peygamberi bir miras olan Kurban kesmek hakkında Peygamberimiz (s.a.v.) kurbanlık hayvanını kesmek için yere yatırdığında Hz İbrahim (a.s.)’şu duası olan ayetleri okurdu. “Ben yüzümü tamamen, gökleri ve yeri yoktan var edene çevirdim ve artık ben ortak koşanlardan değilim!” (Enam 79) “Benim namazım, kurbanım, hayatım ve ölümüm hep âlemlerin Rabbi Allah içindir. O’nun ortağı yoktur. Bana böyle emrolundu ve ben müslümanların ilkiyim.” (Enam 162-163) Gelin hep beraber şu Peygamberi duayı keseceğimiz Kurbanın kabulü için okuyup âmin âmin diyelim. Allah’ım bu kurban sendendir, senin lütuf ve nimetin sayesindedir ve senin için, senin rızanı kazanmak içindir.
Muhammed ve Ümmeti adına… Bismillahi Allahu Ekber/ Allah adına, Allah en büyüktür!
Hz. Mevlana’nın dediği gibi;Ey insan! Sende yürek olmadıktan sonra hançerin ne faydası var?
Ali gibi bilek olmadıktan sonra Zülfikarın ne yararı olur ki?
Nuh gibi kaptan olmadıktan sonra sana Gemi ne yapsın?
İbrahim gibi, içindeki putları kıramadıktan sonra putperest olmadığının ne alamı vardır?
İsmail gibi, her şeyinden geçip nefsini O’nun yoluna koyamadıktan, O’nun olamadıktan sonra kurban kesmenin ne anlamı olur ki!
Özellikle kurban günlerinde getirdiğin teşrik tekbirleriyle, nefsinin kibrini, müstekbirlerin istikbarını yok edemedikten sonra tekbir getirmenin ne anlamı vardır?Veçhince Rabbim keseceğimiz kurbanları Hz.İbrahim (a.s.)’ın kestiği ve kabul olduğu kurbanlardan eylesin. Akıttığımız kan günahlarımızı affı, bedenlerimizin sıhhat ve afiyet, evladu iyalimizin ıslahına vesile olsun derken Zilhicce ayının bizlere emniyet, iman, selamet, huzur, barış ayı edip, bu bayramın hayatımızın aile efradımızın vatanımızın milletimizin gerçek bayramı olsun inşallah.
Yusuf ÇAKICI
Yalıhüyük / KONYA