banner202

banner203

BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

banner176

Allah’ın iyi bir düzene koyduğu arzımızda sorumluluğumuz; her şeyin/herkesin hakkını gözeterek yaşamak ve bu istikamette kararlılık gösterebilmeye bağlı sonucu cennet olan bir imar faaliyetidir aslında, ifsat etmek değil; etme kardeşim!

        Evinden ve çevrenden uzaklaştırmak istediğin mezbeleni herkesin ortak malı olan meralara atarak rahatlayacağını sanma; atma kardeşim!

Semud kavminin imtihanını hatırla… Hani Salih peygamber ‘Allah’ın devesini susuz bırakmayın, ona zarar vermeyin!’ demişti de kavminin cevabı hayvanı işkenceyle öldürmek olmuştu. Allah’ın devesi kamu malıdır, kamu malları üzerinde bir kişi veya bir zümre canının istediği tasarrufta bulunamaz, bulunursa da bil ki hiçbir şey karşılıksız kalmaz kardeşim!

        Buz gibi sularını içtiğimiz pınarların başlarına gelmeyen kalmadı sorumsuzluğumuz yüzünden. Kırılmış şişeler, bir kullanımlık plastikler, türlü atıklarımızla baş başa bırakıp gitmedik mi sen temizle der gibi? 

Irmaklarımızın, göllerimizin cana can katan sularına anlık çıkarlarımız gereği her türlü kötülüğü reva gördük de ne oldu? Her biri bir tabiat harikası olan milyarlarca canlı varlığı vatansız, bu güzelim mekânları da öksüz bıraktık!        

        Sana yapılmasını istemediğin bir şeyi başkasına yapma kardeşim!

        İstediğini söyleyenin istemediğini işitmesi nasıl bir gerçekse, toprağa tükürmek dâhil, ettiğin her kötülük de ona benzer; bir gün bir cevabı olur kardeşim, en nihayet sana döner, bana döner, bize döner kardeşim! Nedenini niçinini bilip dururken hiç olmazsa bilmiyormuş ayaklarına yatıp da ‘Bu hal de neyin nesi?’ demeye yeltenme kardeşim! 

        İstifademize sunulan imkânların birer emanet, emanetler de bir sınav aracı; sahip olmaya değil adil şahitler olmaya geldik, bil kardeşim!

        Yapacaksan güzel şey yap; buna imkânım yok diyorsan hiç olmazsa kötülük etmekten sakın kardeşim! Allah’ın arzında sözleri ve eylemleriyle kendilerini ve çevrelerini bizar etmeden yaşadıkları bir günü, tüm insanlık adına çok önemli bir kazanç, en azından yapabilecekleri en büyük iyilik sayacağımız nice insan tanıdık!

        Sanki “Ne kendi etti rahat, ne halka verdi huzur/ Göçüp gitti dünyadan dayansın ehl-i kubur” beyti böyle kimseler için söylenmiş gibidir.

        Yürümeyeceksen yolda,  bari yürüyenlere engel olma kardeşim.

        Yapacaksan bir şey sevgili Mustafa Kutlu’yu getir aklına:“Bir şey yap güzel olsun… Huzura vesile olsun, rikkate yol açsın, şevk versin, hakikate işaret etsin.” diye sayıp döker ya hani ‘Hüzün ve Tesadüf’ adlı eserinde.

        Olacak şey mi deriz ya bazen; lakin oluyor işte: Adam ekmek teknesi dükkânını açar açmaz tıraş ettiği onlarca kişiye hastalık bulaştırmış. Kamu adına görev yapan insanlar bu mekâna girip çıkanları arıyormuş şimdi… Olabilecek ziyanın boyutlarını havsalamız alıyor mu?

        Yahut taziye için gittiği taziye evinde güya insanların acılarına ortak olmak isterken onlarca masuma hastalık bulaşmasına neden olan adamların ettikleri iyiliği(!)…

        Az önce bültenlere bu kabil haberlerin bir yenisi daha düştü: Adam Koronavirüs’e yakalanmış. Tedavi görüp iyileşmiş. Kurtulur kurtulmaz toplu yemek ikram etmiş yakınlarına, komşularına. Ne var bunda diyorsunuz değil mi? Olan şu: Elli kişiye virüs bulaşmış… 

        Etme kardeşim!

        Hakkımızda hiç kimse ‘iyiliğinden, hayrından geçtim, şerrin dokunmasın yeter!’ sözünü söylemesin kardeşim!

        Kini, nefreti, düşmanlığı atalım kalplerimizden. Aksi halde sevgiye geçit bırakmamış oluruz.

        Kurban eti dağıtırken hayatının baharında hunharca katledilen Yasin Börü ve arkadaşlarının suçları ne ise şu sıkıntılı dönemde ihtiyaç sahibi insanlara yardım götürürken öldürülen veya hakarete uğrayanların suçları aynı: İnsan olmak…

Habil ve Kabil’den beri insanın yeryüzü macerasında değişen bir şey yok. Yürekleri kıskançlıkla, hasetle, şeytani duygularla dolu olanlarla iyiliği, güzelliği, yardımı ve nihayet mutlu etmenin verdiği mutluluğu, huzuru, neşeyi, hiçbir şeye değişmeyenlerin mücadelesi bu!

        Sevdiğimiz, sevebildiğimiz kadar insanız, sevdiğimiz kadar seviliriz.

        Sevgili peygamberimiz Hz. Muhammed (SAV) ne güzel buyurmuş:

        “Merhamet etmeyene merhamet edilmez.”

        Merhamet kardeşim!

        Sev kardeşim!

        Selamların en güzeliyle…

        H. Halim Kartal               17 Mayıs, 20

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.