Dünyayı etkisi altına alan Covid-19 adlı virüs sebebiyle insanlık tarihi önemli bir dönemeçten geçiyor.
Bu virüsün bizlerden ve sevdiklerimizden uzak durması için elimizden gelen her şeyi yapmak, hepimizin ortak görevi ve sorumluluğudur.
Virüsün, iletişim en hızlı olduğu bu döneme rast gelmesi, pandemi tedbirlerini artırdığı gibi korkuyu da artırıyor.
Tarihte benzer vakalar olmuş olabilir ancak, gerçeğin öğrenilmesi durumu ve her türlü bilginin günümüzdeki kadar kolay yayılması imkanının bulunmaması sebebiyle bilgilerin dünya halkları tarafından duyulması epeyce zaman almıştır.
Şimdi ise sosyal medya sayesinde vatandaş dört gözle sağlık bakanının açıklamasını bekliyor. Ama haber alıp tedbir almak için değil...
Ne demek istiyorum? Şöyle ki; haberleri dinleyen öyle bir kesim var ki "haberi ilk önce sayfamda paylaşayım, herkes benden haber almış olsun..." derdindeler... Bu kötü hadise de bile olayın ciddiyetini anlamaktan çok uzak olanlarımız var maalesef.
İşin bir de başka bir boyutu var. Haberleri yapanlar; televizyonda, internet sitelerinde, youtube kanallarında, bu salgın hastalık üzerinden yapılan bilinçli veya bilinçsiz olarak ele alıyorlar ve sözde bilgilendirme gibi gözükse de gerçekte manipülasyon, korku psikolojisi ile toplumu kaosa sürükleme konusunda son derece başarılılar.
Dünyaya baktığımızda Türkiye, virüs konusunda aldığı kararlar sonrası başarılı bir mücadele yürütüyor.
Bu çalışmada; sağlık çalışanlarını güvenlik güçlerimizi ve görev alan herkesi canı gönülden kutluyorum.
Özelde Seydişehir'i konuşacak olursak eğer, olayın neresinden bakarsak bakalım, birlik beraberlik dayanışma gerektiren bir süreci yaşıyoruz. Bu süreci yönetmek oldukça zor. Çünkü insanı yönetiyorsun. insanı yönetmek, rica, uyarı, cezai işlem derken süreçin yetkilileri için zor bir süreç oluyor. Bu sebeple, kendi isteğimizle süreçte kendi menfaatimiz ve yetkililerin iyiliği için alınan tedbirlere uymanız gerekiyor.
Kurallara ve alınan tedbirlere uymayan cüretkar ve vurdum duymaz kesimin artık oturup düşünmesini beklemiyoruz artık. Bunlar bu süreci kötü manada etkileyen sorumsuzlardır. Yakınlarını, sevdiklerini ve diğer insanları düşünmeden tüm uyarılara rağmen bildiğini okuyanlar herkes için ciddi birer tehdittir bunlar... Bu günler bittiğinde hatırlanacak tek şey insanlık dışı bu tavırlarıdır.
Seydişehir de tespit edilen vakıa olmaması sevindirici ama amanın da aması var..
Amanın aması; Seydişehir'e virüs gelirse dışarıdan gelecek. Bir çok il ve ilçe bu konuda önlemini almış durumda ama Seydişehir'de giriş çıkışların daha çok transit geçenlere yönelik olması ilçeye girişlerin kontrol altında olmaması gibi bir durum.
En çok vakıanın görüldüğü istanbul'dan sonra 4. sırada yer alan Konya'ya ve ilk baharın gelmesiyle İstanbulda ve Konya'da ikamet eden veya yakınlarının Seydişehirlilerin buraya gelmek istemesi ihtimali bile oldukça tehlikeliyken gelenlerin kontrolsüz bir biçimde şehre girişi olası bir salgının hızlıca yayılmasının sebebi olacaktır.
Bu işin yaşı başı yok 70 yaşındaki adamda taşıyor 1.5 yaşındaki çocukta... Her şey anlık değişiyor belki de sizler bu yazıyı okurken durum daha da ciddileşek ve daha radikal önlemler alınmış olacaktır.
Her önlem vaktinde alınırsa değerlidir. Geç olmadan önlemimizi alalım..