İslam ülkelerini iç savaş kasıp kavuruyor. Suriye, Yemen, Irak, Afganistan ve Libya’da Müslümanlar birbirlerini öldürüyor. Hâlbuki İslam Peygamberi Hz. Muhammed (sav); Müslümanın diğer Müslümana kanı, malı, namusu haramdır, der.
“Kim bir Müslümanı kasten öldürürse gideceği yer, ebedi kalmak üzere cehennemdir. Allah ona öfkelenmiştir ve lanet etmiştir ve büyük azap hazırlamıştır” buyurur Kur’an. (Nisa, 92)
İslam dünyasında birçok mezhep var, Şiiler dâhil, bütün mezhepler Kur’an’a ve Hz. Muhammed’e (sav) inanır ve onları ortak değer kabul eder.
Aynı Allah’a inanan, aynı Kur’an’ı okuyan ve aynı peygambere tabi olan Müslümanlar, haram olmasına rağmen neden birbirini öldürür?
Allah’a ve Rasulüne isyan eden Müslümanlar olmaktan kendimizi nasıl kurtarabiliriz?
Hıristiyan mezhepler arasında, farklar çok daha fazla. Katolik, Protestan, Ortodoks, Anglikan mezhepleri arasında bizim sahip olduğumuz Kur’an gibi ortak bir metin yok. Hıristiyanlar Ortaçağ’da birbirleri ile birçok defa savaştılar. Savaş yoluyla Katolikler, Protestanları ve Ortodoksları ikna edemedi. Uzun ve kanlı tecrübelerin sonunda laikliği geliştirdiler, herkesi istediği dine inanma konusunda serbest bırakmaya karar verdiler.
Avrupalılar, sömürge sahibi olma hırsıyla da birbiriyle savaştılar. Birinci Dünya Savaşını onlar çıkardı; 6 milyondan fazla insan öldürdüler.
Yine ırkçılık ve sömürge sahibi olma hırsıyla İkinci Dünya Savaşını çıkardılar. 56 milyon insan telef oldu.
“Geçmişten insan hisse kaparmış, ne masal şey!
Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi?
Tarihi tekerrür diye tarif ediyorlar:
İbret alınsaydı tekerrür mü ederdi?” der Mehmet Akif.
Alman ve Fransız aydınlar tarihten ders çıkardılar, “Aydınlar Birliği” kurdular. Bir daha iki ülkenin savaşmaması için atılması gereken adımları konuşup tartıştılar. Sonunda Fransa Cumhurbaşkanı General De Gaulle ile Almanya Başbakanı Kondrad Adanauer bu fikre sahip çıktılar. Önce Avrupa Ortak Pazarı kuruldu. Görüşmeler yıllarca devam etti, nihayet Avrupa Birliği tesis edildi.
Müslümanlar neden benzeri bir birliği kurmasın?
Batılı ülkeler, İslam ülkelerinin doğal kaynaklarını sömürmek ve İsrail’in güvenliğini sağlama konusunda yıllardır “böl ve yönet” politikaları uyguluyor.
Suriye’nin bölünmesi İsrail’in işine yarar.
Irak’ın bölünmesi ve devletin zayıflaması, ülke petrollerini sömürenlerin işini kolaylaştırır.
Libya iç savaşı ve ülkenin bölünmesi petrollerinin Total (Fransız) ve Eni (İtalyan) şirketlerinin kârını artırır.
Yemen’in bölünmesi, İran destekli Şiilerin, Suudi Arabistan destekli Sünnilerle savaşması, Müslümanlara kaybettirir, sömürgeci Batı kazanır. İran’a karşı koymak için Suudi Arabistan, Amerika hegemonyasına girdi. Amerika’dan silah aldı, Amerika ve İsrail politikalarını desteklemeye başladı.
Geniş coğrafyada ABD, İsrail ve Batılı devletlerin planı, Sünni-Şii savaşıdır. Suriye, Irak, Yemen’de bunu hayata geçirdiler. Sıra İran ve Türkiye’nin kapıştırılmasında.
Şii ve Sünnilerin arasında farklı yorum ve farklı fikirler var ama İslam, Kur’an, Hz. Muhammed (sav), Ehl-i Beyt sevgisi ortak ve daha birçok ortak değerler sistemi var.
Kur’an, Müslümanlar kardeştir, buyurur; Müslüman kanı dökmeyi haram kılar.
Kâinatın Efendisi Peygamberimiz (sav) Medine’ye hicret ettiği zaman Medine’deki Hazrec ve Evs kabileleri birbiriyle savaş hâlindeydi. Birbirleri ile 120 yıl savaşmış ve çok kan dökmüşlerdi. Kur’an’ın emirleri, Evs ve Hazrec düşmanlığını yok etti ve Müslümanlar kardeş oldular.
Lübnan’daki Hizbullah’ın ilk genel sekreteri Subhi el-Tufeylî, Hizbullah militanlarının Suriye’de Müslüman öldürerek şehit olmayacaklarını, Müslüman canı alarak cehenneme gideceklerini, iç savaştan İsrail’in kârlı çıktığını söylüyor.
İslam ülkesi liderleri ve âlimleri, Medine örneğini göz önünde bulundurmalı; aralarındaki farklılıkları tolere etmeli. İslam düşmanlarını daha fazla sevindirmemek için Kur’an, Sünnet, İslam, Ehli Beyt muhabbetinde bir araya gelmeli, birlikte yaşama prensipleri tespit etmeliler.
İslam Birliği, Kur’an’ın emridir. Müslümanlar, en azından Avrupa Birliği’ne benzer bir birlik kurabilmeli, birbirleriyle savaşmamalı, aksine yardımlaşmalılar. Medine İslam Devleti örneğinde olduğu gibi İslam Cumhuriyetler Birliği kurulmalı ve hilafet ihya edilmeli.
Türkiye, Yavuz Sultan Selim Han’ın yaptığı gibi, gerekirse güç kullanarak İslam Birliği hedefine yürümeli. Batı ve Rusya, böyle bir çalışmayı bütün güçleri ile sabote etmeye çalışacaklardır.
Müslümanlar, özellikle İsrail ve Batılı düşmanlarını daha fazla sevindirmemeli, bir araya gelme çalışmalarına hız vermeliler. İslam kardeşliği inşa edilmeli. İdlib ve Suriye krizi, İslam Birliği sayesinde aşılabilir, Müslümanlar hilafeti ihya ederlerse İslam ittihadı daha kolay temin edebilirler.