banner202

banner203

BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

banner176

Yazının  başlığı    böylemi olmalı yoksa    “sürücü   koltuğu  cesareti” mi olmalı bu konuda tereddüt ettim.

Sürücü  koltuğu insanı magandalaştırıyor mu? Yoksa sinirlerimi   geriyor? Agresifleştiriyor mu sürücüsünü? Yoksa yoksa… Evet yoksa insandaki hormon el  dengelerimi bozuyor? Beyine,sağlıksız kararlar alması için salgımı veriyor o koltuk?

Bu cümleler ve sorular uzar gider elbette. Söylemeye  çalıştıklarım belki her sürücü  için geçerli olmayabilir ama   bir çok sürücü için geçerlidir.

Biraz açalım isterseniz. Sürücü koltuğu cesaret vermese; sakat kalma pahasına, geride kalan sevdiklerine acı yaşatma pahasına, ölümüne hız sınırları zorlanabilir mi? Ölümüne trafik kuralları çiğnenebilir mi?

Hata yapan yani bizim de hayatımızı risk altına sokacak şekilde araç kullananlara sinir katsayılarımızın en büyüğü ile mukabele ederken, biz kendimiz neden bile bile bu hataları yapıyor ve kendi canımıza kast ediyoruz acaba?

Sürücü  koltuğu sürücüyü magandalaştırmasa eğer,  şehir içi  ve dışında   başka sürücülere saygısızlık edilebilir,yayaların ve tüm canlıların haklarına kast edecek davranışlara girilebilir mi? “Ben iyi bilirim”, “yollar benim”, “savulun bire  ben geliyorum”, “kimse benden daha iyi araç kullanamaz” gibi söz ve davranışlarla cehaletin zirvesine çıkılabilir mi?

Sürücü    koltuğu   insani asabileştirmese eğer,  normal zamanda   yapmayacağımız , yapmadığımız   agresif davranışları   araç kullanırken yapar mıyız? Çok kolay kızıyor,kavga  ediyor, bağırıp   çağırıyor,  silah bıçak çekip karşıdaki insanların üstüne  yürüyebiliyoruz. Bunlar hep o “sürücü koltuğuna oturan magandalık özellikleridir. Kabahat, sürücü koltuğunda değil magandalıktadır.

Sürücü  koltuğu  insani  değerlerimizi kaybettirmese eğer, konvoy sevdası yüzünden   caddelerde,  sokaklarda  saatlerce  korna basara dolaşır mıyız? Kavşaklarda araçları  durdurup   halay çeker miyiz? Dirift atar mıyız?

....

 Seydişehir’de “sinyalizasyon” sorunu gelişmeyle mi alakalı?

Seydişehir için bir kaç cümle edelim. Biz sormamıza rağmen hiçbir düzenleme olmasa da, “sinyalizasyonlar neden çalışmıyor?” sorusunu biz sormaya devam edeceğiz.

Sabah trafik kazası ile uyanıyoruz. Otogar kavşağında sinyalizasyona bağlı kazayı çektikten sonra benzer bir kazanın benzerini  belediye  kavşağında  görünce  yine  “sinyalizasyon”  diyoruz.

Bilindiği gibi bütün gelişmiş şehirlerde trafiği düzene koymak için sinyalizasyon sistemi kullanılır. Sürücüler kurallara uymak zorundadırlar.

Demek ki Seydişehir, biraz daha  gelişecek ve  sinyalizasyon   belki ondan sonra devreye girecek. Bekleyelim o zaman.

Biz bekleriz ama kazalar, can almak için hiç beklemiyorlar.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.