Son zamanlarda özellikle büyük şehirlerde toplumun kültür yapısını ve yaşam tarzını dinamitleyen hızlı değişim bizleri uçurumun kenarına kadar getirmiş durumda.
Bedavacılığı marifet sayan bir anlayış, ahlaki değerleri geri kalmışlık olarak gören bu mantık toplumun bu hale gelmesinde en önemli etken
İnsanların hayata bakışından yaşam tarzına kadar, konuşma şeklinden giyim kuşamına kadar her alanda kendine göre müdahaleler yapan bu taklitçi mantık kendine özgü kaynaklar ve kendine özgü kurallar oluşturma çabasında.
Bu taklitçi mantık asırlardır dünyaya örnek olmuş bir millete adeta hakaret edercesine, insanlığa sömürüden, zulümden, köleleştirmeden başka vereceği bir değeri kalmayan kültür yapısının önünde onu maymuna çevirmiş.
Toplumu yönlendiren bir sanal dünya oluşturan bu kültür emperyalizmi bunu şimdilerde Sosyal Medyanın başrolde olduğu televizyon, sinema, reklâm ve dizi kültürüyle yönetilir ve yönlendirilir hale getirmiş.
Özgürlük ve modernleşme adı altında yıllardır bize hedef gösterilen kültürün ülkedeki kötü taklitçileri ve istismarcılar tarafından nasıl kabul edildiği, nasıl belirli bir zümrenin elinde sınıf üstünlüğü aracı haline getirildiği görülmektedir.
Bu kültür oluşumu ve değişiminin insanlara ilk bakışta cazibeli gözükse de uzun vadede ne kadar tehlikeli ve ne kadar toplumu yozlaştırıcı sonuçlar verdiği bugün aşikâr bir şekilde görülmekte. Sonuçlar kısa vadede görülmese de uzun vadede görülüyor.
Gidişat vahim; gelinen noktada ise Aile yapısı dinamitlenmiş Ahlaki çöküş sonrası boşanmalar, Kadın cinayetleri, Cinsel istismar en çok konuşulan konular olmuş.
Son zamanlarda Seydişehir’de işlenen suçların çoğunluğu yukarıda bahsettiğim kültürün oluşturduğu aile yapısından kaynaklanan sorunlar.
Toplumun ve ülkenin geleceğini ipotek altına almaya çalışan bu mantığa karşı ancak fertlerin alacağı tedbirlerle sağlam bir yapı oluşturularak set çekilmiş olur.
Bu da geçmişimize savaş açarak değil, onunla barışık olarak yaşamaya başladığımız zaman başarılmış olur.
Asırlardır kendine özgü kültürüyle yetişen ve yaşayan bu toplumun kurtuluşu yine kendi özüne ve kimliğine dönmesiyle olur.