banner176

BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

Geçtiğimiz günlerde bir hukukçu ile ayaküstü kısa sohbet ettik. “Avukatım nasıl gidiyor davalar? Son zamanlarda en çok hangi davalarla uğraşıyorsunuz?” şeklinde bir soru sordum.?

Ben; “icra davaları” şeklinde bir cevap bekler iken o; “boşanma ve cinsel istismar ve livata davaları” demesin mi? Oldukça şaşırdım ve dehşete düştüm.

Bahse konu olaylar, Anadolu’nun muhafazakâr bildiğimiz, taşra da diyebileceğimiz bölgesinde oluyor. Varın siz büyük şehirleri, metropolleri düşünün.

Fazla detaya girmeye gerek de yok. Bu olayların gerçekliğine inanmıyorum. Zaten hukuku süreçler de devam ediyormuş.    

Millet olarak geldiğimiz nokta maalesef, kabul etsek de etmesek de bu minval üzere…

Tabiî ki bu toplum bu hale kendiliğinden gelmedi. Toplumu bu hale getirenler planlı ve programlı şekilde uyguladıkları sinsi politikalar ve projeler sayesinde getirildi bu yerlere…   Sosyal medya,  televizyon dizleri ve aklınıza gelmeyecek uygulamalar bu günlere getirdiler bizi.

Geleceğimizi tehdit eden; “şiddet -eş cinsellik-cinsel istismar - uyuşturucu- hırsızlık - cinayet gibi” belası konular günümüzde kirli eller tarafından öyle normalleştirildi ki artık bu konuları kanıksar hale geldik.

Tankla-topla yapamadıkları şeyleri kültür emperyalizmi ile hiç yorulmadan yerli işbirlikçilerin de yardımı ile ilk önce milletin ahlakını çökertip, sonrada biyolojik olarak bağımlı,  kişiliksiz,  hastalıklı bir toplum oluşturdular.

Elli yıl önce ABD yardımlar ile nesillerimizi kısırlaştırdılar, son yirmi yılda ise uyguladıkları aşı politikaları ile, eşcinselliği ürettiler.

Çünkü Emperyalizmin ağababası şeytani oyunun patronu Rockefeller bunun böyle olmasını istedi.

Bu gün açık  ve   net  olarak  görüyoruz ki,  uyguladıkları politikalar ile özellikle halkı Müslüman olan ülkelerde;   açlığı, şiddeti, hırsızlığı, uyuşturucu bağımlılığını ve daha aklınıza   gelebilecek  her  türlü gayri Ahlaki uygulamaları ile  geleceklerini tehdit altına aldılar.

 Bitti mi elbette hayır.

Bir yandan  gelecek nesiller adına   bu şekilde planlar programlar uygulayarak  toplumları yok ederlerken diğer   taraftan  da  yiyecek  konusunda savaşlarını devam ettiriyorlar. Tertemiz olan yiyecek ve içeceklerimizi bize kötü gösterip kendilerinin ürettiği ve içinde neyin olduğunu gizledikleri gösterişli reklamlar ile halka  sunulan sağlıksız  yiyecekleri  ile toplumları hasta  edip bağımlı  hale   getirmekteler.

Öyle değil mi? 40-50 yaşından sonra insanlarımızın büyük çoğunluğu hap ile ilaç ile ayakta durabilmekteler.

Ben hiç  bir  Anadolu insanın LGBT  denen   toplumların  helak olma sebebi olan sapkınlığa değil müsamaha   göstermesi   aklından  bile  geçirmeyeceğini düşünmüyorum.

Ama gel gör ki uyguladıkları sağlık politikaları(aşı) ile çocuklarımızın genleri ile oynayıp fıtratını bozduktan sonra arkasından ikinci aşamaya geçiyor. İletişim-sosyal medya -televizyon dizileri, filmleri vs ile toplumun önüne rol model olarak,  LGBT yi masum insan hakları olarak,  tüm   ahlaksızlıkları  basit insani ilişkiler olarak  gösterip   bu noktaya   getirdiler maalesef.

Bu yaşananlara birey olarak -  toplum olarak tepki vermezsek helâk olan kavimler gibi uçuruma doğru hızla ilerleyeceğiz.

Uyanın ve kendinize dönün.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.