?Sessizce düşünsek duyacaklar bir gün
Olmazları olmuş sayacaklar bir gün
Onlar bu vehimle ellerinden gelse
Rüyalara sansür koyacaklar bir gün" A. Nihat Asya
İttihat ve Terakki'den beri, yönetici sınıf, Batı'dan çalıp tahrif ettiği kavram ve kurumlarla bu ülkenin değerlerini ve geleceğini hep tahrip etti. Bunu yapanı Nietzsche "Çaldığı dişlerle ısıran hain yaratık"a benzetmiş.
Bu hatırlatmadan sonra Siyasette, ekonomide, bürokraside ve daha birçok alanda köşeleri tutan mutlu azınlık halkın yönetime katılmaya başlaması ile şimdiye kadar olmadık yöntemler denediler. Bu süreci ülkemde hep böyle hep birlikte izledik.
2003 yılından sonra milletin alanını genişleten her çıkış, mutlu azınlığın alanını daraltıyor alanı daralanlar ise kurtuluş için sürekli formül aramaya başlıyorlardı? Nasıl olur da halkın söz sahibi olmasından kurtuluruz?
2003 yılından sonraki seçimlerde milletin silindir gibi ezip geçişini de kendi alanlarının daraltılması şeklinde okudular. Aslında, pek de haksız sayılmazlar. Millet, kendini yok sayanlara, bulduğu her fırsatta tokat vurdu ve vurmaya devam edecek.
Çünkü millet, mutlu azınlığın saadetinin kendi felaketi pahasına olduğunun fena halde farkına vardı? Kendi başına basarak yükselenleri tepesinden atmak için bulduğu her fırsatı değerlendiriyor.
22 Temmuz seçim zaferinin kahramanı bu ülkenin itilmiş kakılmışlarıdır. Dışlanmış ve horlanmışlarıdır. Seçimin mağlubu ise tüm bu mutlu azınlıktır. Bunu dillendirmek bazılarının canlarını acıtıyor, ama ne yapalım ki bu böyle. Bu gerçeği, hakikatin hatırına söylemek durumundayız. Milletin desteği, umduğuna kavuşmaktan çok, nefret ettiğinden kurtulmak üzerine kuruludur. İstediğini elde etmekten çok, istemediğini defetmek arzusudur bu. Halk zaten umduğu her şeye, öyle hemen kavuşamayacağının da farkında ve sabırla beklemektedir. Halkın beklediği gün ülkenin muzaffer olduğu gündür. Ülkenin ve ülke insanlarının mutlu olduğu, huzur bulduğu gündür.
Şimdiye kadar halkla bütünleşemeyen halkın değerlerine hep tu kaka olarak gören mutlu azınlığın, kendisini mutlak merkez gören şımarıklıktır.
Son yaşanan olaylar da bu yaşanan sürecin sonucudur.
Halkın yarısının desteği ile seçilen bir iktidarı sandıklarda alt edemeyen mutlu azınlık şimdiye kadar denediği tüm yöntemlerden sonuç alamadı ve en sonunda kapatarak kurtulunacağını zannediyorlar. Ama bir şeyi anlamıyor halkın seçtiğine bu şekilde davrandıkları müddetçe halkın ne kadar bilinçlendiğinin farkında değiller.
Bu şekilde davranmakla yine bu halka gideceksiniz, yoksa gelecek seçimlerde Uzaydan yeni insanlar mı getireceksiniz. Kiminle mücadele ediyorsunuz? Yoksa toplum mühendisleri çıktıda yeni toplum mu inşa etmeye çalışıyorlar.
NOT: AK Parti?yi kapatma davasında değerli başkanımız İbrahim Halıcı?nın da 71 kişilik listede olmasından dolayı gurur duydum. Şahsen böyle bir gurur listesinde olamamaktan dolayı kendi adıma üzüldüğümü ifade etmek isterim.