?Gizli dehaları uyandırma gezileri?ne tam gaz devam ediyorum. Hayatımın en yoğun haftasını geçirdim. Malatya, Elaziğ, Elbistan, Afşin, Maraş, İskenderun ve Adana?da beş günde 11 konferans verdim, üniversitelilere ve üniversite sınavlarına hazırlanan gençlerimize motivasyon konuşmaları yaptım, deha kıvılcımlarını parlattım, yarınlara hazırlanan gençlere moral ve şevk verdim. Muhteşem bir geleceğe hazırlandığımıza dair ümitlerim pekişti.
Süleyman Hilmi Tunahan Hazretlerinin öğrencileri gelecek kumaşı dokuyorlar. Sınırlı imkânlar içinde kıvranan köy çocuklarını devşirip beş yıldızlı otel kalitesindeki yurtlarda barındırıyorlar. Onlara iman, ahlak, erdem, ilim, fazilet, meslek eğitimi veriyorlar. Yurdun en ücra köşelerine yurt kuran idealist eğitimcilerin imrendiğim prensipleri var. Bunları sıralamaya çalışacağım.
1. Eğitimde kalite birinci meziyet. Yurtlar son derece temiz, donanım olarak nitelikli. Etüt salonları, yatakhaneler, yemekhaneler, sohbet ve misafir salonları, banyo ve tuvaletler pırıl pırıl. Yurt binalarında kaliteden taviz yok. Elden gelenin en iyisi yapılmış ve yapılıyor. Öğrenci yurtlarının temizliğine hayran oldum, üstelik temizliği öğrenciler yapıyor. Her öğrencinin temizlediği bir alan var. Herkes elinden gelenin en iyisini yapıyor.
2. Yurt müdürleri ve öğretmenler idealist insanlar. Dinimizi en iyi öğrenmek, yaşamak ve öğretme sevdasındalar. İlim öğrenmek ve öğretmek, yükselmek ve öğrencileri yükseltmek sevdasındalar. Sıradan insanlar, sıradan işler yapar. İdealist insanlar, ideal icraatlar ortaya koyuyor.
3. Maneviyatları güçlü insanlar. Yemek ve çay sohbetlerinde günlük olayları, ekonomideki iniş çıkışları, Ak Partiyi kapatma davasını, eğitimin sorunlarını vs. konuştuk; ama herkes gözünü geleceğe dikmiş, günlük olayların seyri hiç kimsenin moralini bozmuyor, hiç kimse işini aksatmıyor.
4. Zarafet, nezaket, beyefendilik, kibarlık ve güzel ahlakın her türlüsü ile donanmış hocalar, gençlere eğitim veriyor. Dünyanın en nazik ve beyefendi insanlarıyla harikulade verimli çalışmalar yaparak güzel bir hafta sonu yaşadım. Öğretmenlerdeki bu harikulade meziyetler, öğrencilere yansıyor. Geçler ahlak ve edep abidesi. Etüt salonlarındaki sıralar, duvarlar tertemiz. Biz öğretmenlerin okul sıraları üzerinde görmeye alışık olduğumuz yazılardan eser yok. Ne şarkı sözleri, ne abuk subuk resimler, ne çapkın isimler?
5. Âlim, ârif, bilgili öğretmenlerle sohbet ettik. Öğrencileri önce erdemli insanlar yapmak istiyoruz, diyorlar. Sonra okul derslerine yükleniyoruz. Önce iman, ahlak ve edep; sonra ilim, sanat ve marifet?
Öğrenciler birer melek ve öğrenme canavarı. Dünyanın her yerindeki her öğretmenin öğretmenlik yapmak isteyeceği pırı pırıl gençler. Bir kısmı sınıf, okul ve şehir birincisi; diğerleri onlarla yarışıyor. 1.5 saatlik ?Sınavlar ve Başarıya Götüren Yol,? ?Beyni Geliştirme ve Verimli Kullanma Stratejileri? konulu konferansların hiçbirini 1.5 saatte bitiremedim. Ne kadar anlatırsan anlat, dinliyorlar. Hatta daha fazlasını istiyorlar. Sadece pasif dinleyici değiller. Şaşırtıcı sorular yöneltiyorlar. Soru sorarken son derece nazikler. Efendilik ve kibarlıktan taviz vermiyorlar. Nezaketleri sormalarına, itiraz etmelerine engel olmuyor.
Hasan Yaprak, Halit Yağ, Mehmet Koca, Mahmut Oğuz, Cemal Balı ve eğitimci dostlarla harikulade verimli bir hafta geçirdik. Cemal Hoca son derece tatlı dilli, bilgili ve ârif bir insan. Maraş, Elbistan, Afşin?deki konferanslarıma refakat etti. Kendisi de fevkalade başarılı bir motivasyon ustası. Birbirinden güzel başarı prensipleri ortaya koyuyor, bunları veciz cümlelerle ifade ediyor:
?Gençler çalışın. Dünya yan gelip yatma yeri değil. Ya tozu dumana katarsınız ya da tozu dumanı yutarsınız.?
?Yazarak ders çalışın. En silik yazı, en iyi hafızadan iyidir.?
?Okuyun, adam olun. Kitap karıştırmayan ortalığı karıştırır.?
?Yazmaya önem verin. Yazmayan âlim insan, eninde sonunda olur pişman.?
Cemal Hoca ve hocalarımı ben de her yerde destekledim.
?Arkadaşlar, çalışın. Allah çalışana verir.
Kim kazanmazsa bu dünyada bir ekmek parası;
Dostunun yüz karası, düşmanın maskarası.?
Yüksel ki yerin bu yer değildir;
Dünyaya gelmek hüner değildir.?
Hasan, İbrahim ve Yakup?un Hans, Abraham ve Yakop?tan bir eksiği yok.
Bir insanın yaptığını, isterse ve bedelini ödemeye razı olursa, ikincisi de yapar.
Almanların Japonların, Amerikalıların yaptığını siz de yaparsınız. Onlar da insan biz de.
Başarı Batılıların tekelinde değil. Atalarımız Selçuklular, Osmanlılar, Karahanlılar, Gazneliler, Endülüs Emevileri ve başarı tarihinin kahramanları sahabeler nasıl başardıysa biz de başarırız.
Yeter ki çalışalım ve Rabbimizden isteyelim.?
Harika bir hafta sonuydu. Mahmut Hoca?nın Erzin?deki konforlu kız yurdunu gezdim. Kızlar evlerinden daha konforlu bir yurt buldukları için mutluydular ve sınıf birinciliği için çalışıyorlardı.
Motivasyon seminerlerini Adana?daki Çamlıca yurdunda, bütün dinleyicilerin hep birlikte söylediği şu dörtlüklerle bitirdik:
?Sen de geçebilirsin yârdan, anadan, serden;
Senin de destanını okuyalım ezberden.
Haberin yok gibidir taşıdığın değerden?
Elde sensin, dilde sen, gönüldesin, baştasın;
Fatih?in İstanbul?u fethettiği yaştasın??
Konferanslardan sonra kitap imzaladım. Gençler okuma sevdalısı. Götürdüğüm kitaplar hemen tükendi. Çamlıca yurdunda daha önceki konferanslarımda tanıdığım ve mesajlaştığımız Abdurrahma Dinç?e rastladım. Üç sene önce tanışmıştık. O zamanki heyecanının devam ettiğini görmek beni sevindirdi. Arkadaşlarına İngilizce kursu veriyormuş.
Konferanstan sonra kitap imzalarken bir delikanlı, hiç unutamayacağım üslûpla konferansı değerlendirdi:
?Manyak güzel bir konferanstı, epey eğlendik.?
Not: Bugün saat 14.30?da Kırşehir-Haman ve 20?de Mucur?da Eğitim-Bir-Sen?in düzenlediği konferanslar vereceğim. Dostlar davetlidir. İrtibat, Ali Rıza Aka:505.390 59 89