banner202

banner203

BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

banner176

     ?  ?

Haydi gel sevgilim

Uzanalım toprağın altına

Çiçekler mayalansın göğsümüzde

Bu akıp giden bu kör gidip yol giden

Kalabalıkları bu insanları

Ezen çiçekleri, bir kere bile farkına varmayan

Dökülen bu yıldızları yağmur birikintilerine

Çiğneyerek geçen bu adamları ve kadınları

Uyarmak için bir an durdurmak için

Bu bizi terk eden, bacaları öksüz ve boynu bükük

İçimizde sonsuzluk kavislerinden izlerini taşıdığımız

Ama şimdi kendimizi zorlasak da

anımsayamadığımız tasarlayamadığımız o kırlangıçları

Ah tekrar dönülebilir mi? yaşayabilir miyiz ?

Uzansak yerin altına ve toprak olsak.

 

Haydi gel sevgilim

Bir daha deneyelim

Bir kere daha kesmek için yolunu kalabalıkların

Yüreğimizden gönlümüzün derinliğinden

Vermek hep vermek için

Çünkü dağıttıkça çoğalır bizim zenginliğimiz

Aşkın bir adı da berekettir

En iyi anlatandır o

Hira?da bir mağarada

Gözden döküleni

Gönülden geçeni.??

 

Bu dizeler, birkaç gün önce 7 Temmuz Pazartesi ? Önden Gidenler? e yetişmek için aramızdan ayrılan şair Erdem Beyazıt?ın   Aşk Risalesi adlı şiirinden bir bölüm.

Atatürk Üniversitesi?nde öğrenci olduğum yıllarda okumuştum ilk şiirlerini.

 Sebeb Ey, şairin ilk şiir kitabı. Bu kitaptaki şiirlerden bir tanesi vardı ki heyecanlandırmak ne kelime, ayaklarımızı yerden keserdi adeta:

Sürüp Gelen Çağlardan

O günlerde duygu düşünce dünyamızı her yönüyle kuşatırdı adeta bu şiir.

Sonra şairin başka şiirlerini de tanıdım ve çağımızı algılayışına, anlatışına hayran oldum.

?Sana, Bana, Vatanıma, Ülkemin İnsanlarına  Dair? adlı şiiri  bunlardan biridir.

''Telgrafın tellerini kurşunlamalı''

Öyle değildi bu türkü bilirim

Bir de içime

-Her istasyonda duran sonra tekrar yürüyen-

Bir posta katarı gibi simsiyah dumanlar dökerek

Bazan gelmesi beklenen bazan ansızın çıkagelen

Haberler bilirim mektuplar bilirim

?

Yaşarken kadrini bilemediğimiz birçok giden gibi, Erdem Beyazıt da vefat haberini duyunca ?vay be!? deyip hatırladığımız, irkildiğimiz değerlerimizden.

?Ölümsüzlüğü tattık, bize ne yapsın ölüm? diyen şair için ölüm korkulacak bir şey olmaktan çıkmışsa da yahut ? Kendi Ölümüm İçin Bir Deneme? adlı başka bir şiirinde

 ?Biliyorum yaklaşıyoruz her an

  Biliyorum oruçlu doğar insan

  Ölümün iftar sofrasına?

 dese de üzülmemek elde olmuyor.

 

 Hayat kayıp gidiyor ellerimizin arasından.

 

       Her gün, kervana katılan yeni yolcular çıkıyor her meslekten her yaştan.

 

       Faniliğimizi hatırlatıyorlar, her anımızı şuurunda olarak yaşayalım diye.

 

       Erdem Beyazıt?tan öğreneceğimiz çok şey var  aşka, hayata ve ölüme dair.

      

      ?Neylersin ölüm herkesin başında? diyen Cahit Sıtkı gibi teselli bulmaktan başka çare  

       yok.

 

       Mekanın cennet olsun Erdem Abi!

 

                                                                                                  H. Halim Kartal

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.