banner202

banner203

BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

banner176

İdealler, insanı yükseltir ve yüceltir. Büyük idealler, sıradan insanı bile kahraman yapar. Kimi insanlar vardır, hadiseler önünde rüzgâr önündeki yaprak gibi savrulur, kimileri de hadiselerin önüne kaya gibi dikilir, onlara yön ve istikamet verir.

            Hiçbir meslek moral ve maneviyatsız yapılmaz, hele öğretmenlik ve eğiticilik, moral ve yüksek maneviyat olmadan hiç yapılmaz. Moral ve motivasyonumuzu koruyabilmek için olayların arka planını görebilmek ve irademiz dışında başımıza gelen her hadiseyi iyimser bir bakış açısı ile ele alabilmek gerekir.

            Böylesine yüksek maneviyata sahip biri var mı derseniz, evet, diyeceğim.

            Üstat Bediüzzaman Said Nursî, savaşlar, sürgün, esaretler yaşamış, hapishaneler görmüş bir âlim. Kader, onu bin bir musibetle imtihan etmiş, o bütün zor imtihanlardan başarıyla çıkmış. Zor şartlarda kitap yazmış, her türlü olumsuzluklara rağmen yazdıklarını okutabilmiş, insanlık âbidesi örnek talebeler yetiştirmiş.

            Üstat, hiçbir zaman hadiselerin önünde sürüklenmemiş, bir âbide gibi musibetlerin önüne dikilmiş, hadise ve insanlara yön vermiştir.

Gençliğinde ilim, okuma ve öğrenme âşıkı olan üstat, eğitimini tamamladıktan sonra hayatını Kur?an hakikatlerini yaymaya adamıştır. Bu maksatla Van Gölü içindeki Akdamar adasında talebe yetiştirme faaliyetlerine başlamıştır. Van?daki eğitim faaliyetleri esnasında Birinci Dünya Savaşı patlak vermiş. Üstat, talebelerini de alarak Ruslara karşı vatan savunmasına koşmuş, savaş içinde İşaratü?l-İcaz isimli harika tefsirini kaleme almıştır.

            Savaşta esir düşmüş, esir kampında mahkûmlara ders vererek öğretmenlik ve irşat vazifesini sürdürmüştür. Esaretten sonra İstanbul?a dönmüş, oradan da tekrar Van?a giderek Medresetü?z-Zehra adını verdiği üniversitesinin temellerini atmak için çaba harcamıştır.

            1925 yılında Doğu?daki isyan sebebiyle hiç ilgisi olmamasına rağmen Batı?ya Burdur?a sürgüne gönderilmiş, ?Seni Mekke veya Medine?ye gönderelim.? diyenlere; ?Ben Mekke veya Medine?de de olsam buraya gelmek isterdim.? diyerek karşı çıkmış, gittiği yerlere Mekke ve Medine?nin nurlu iklimini götürmüştür.

            Risale-i Nur Külliyatı adını verdiği eserlerini yazmaya 1925 yılında Burdur?da başladı, 1950?li yıllara kadar zor şartlara rağmen eserlerinin telifini tamamladı.

            Kitap yazıp insanları irşat ettiği, okuma-yazma bilmeyen insanlara Kur?an tefsiri olan Risale-i Nurları yazmayı ve yaymayı öğrettiği için yolu Eskişehir hapishanesine çıktı. Mahkemede yargılandı ve beraat etti.

            Hapishaneyi sürüklenmek de onun moralini bozmadı. Mahkûmların öğretmene ihtiyacı olduğunu düşündü. Hz. Yusuf Aleyhisselamı hatırladı. Onun gibi mahkûmlara, Allah ve ahirete iman dersleri verdi, hapishaneleri Medrese-i Yusufiye yaptı. Mahkûmlar onun ilim ve yüksek ahlakı ile karışlaşınca kendilerine çeki düzen verdiler, günah yönünden ölüp sevap bakımından dirildiler. İnsan öldürürken gözünü kırpmayan katiller, onu dinledikten sonra kendilerine musallat olan tahtakurularını öldürmenin günah olup olmadığını tartışmaya başladılar. Katil ve caniler, nefisle cihada başlayıp evliya olma yolunu tuttular.

            Üstat, mahkeme salonlarını, Sokrates?in ünlü savunmasını yaptığı mekânlar kabul etti ve şöyle dedi:

?Yaymaya memur olduğun Kur?an hakikatlerini ilan etmek için önemli bir kürsü arıyordum, mahkeme o kürsü oldu.?

Mahkemedeki savunmalar, nefis müdafaası değildi. Kitap çapındaki savunmalarında Kur?an nurlarını anlattı ve bu büyük milletin Kur?an?a bayraktarlık yaptığı dönemlerde yükselip yüceldiğini, imana hizmet davasını bırakınca hezimete uğradığını dile getirdi.

            Kendini sürgün edenlere, mahkemelerde yargılayanlara, hapishanelere atanlara beddua bile etmedi. Sürgünleri seyahat, mahkeme salonlarını Kur?an nurlarını ilan yeri, hapishaneleri dershane kabul etti. Kadere öylesine teslim olmuştu.

            Fazilet ve nur âbidesi idi. Her gittiği yerde kader, insanları ona koşturdu. Onun ilim, ahlak ve erdemini görenler, ışığa koşan pervanelere gibi etrafında halkalandılar; ondan iman ve Kur?an dersleri alarak imanlarını kurtardılar. Kur?an hakikatlerini neşreden Nur Risalelerini okudular, yazdılar, çoğalttılar ve muhtaç olanlara verip okuttular. Matbaalarda basılıp dağıtılması yasak olan Nur Risaleleri 600 bin adet çoğaltıldı ve yayıldı. Nur Risaleleri, bugün kitap dünyasının en çok okunan ve satılan eserleri arasıdadır.

            Bediüzzaman her hal ve şartta iman ve Kur?an?a hizmet edebileceğini, insanlara iman ve fazilet dersleri verilebileceğini ortaya koydu. Köyde, şehirde, dağda, bayırda, gurbette, memlekette insanlara ilim, iman ve ahlak dersleri verdi. Moral ve maneviyatın hiç bozmadı.

            ?Kadere iman eden, kederden kurtulur.?dedi. ?Kader adildir, insanlar zulmeder.? inancıyla yaşadı. Başına gelen her musibetin arkasındaki kader elini gördü. ?Mevla görelim neyler, neylerse güzel eyler.? prensibini benimsedi. 87 yaşında vefatına kadar talebe yetiştirdi.

Vefatından birkaç gün önce Isparta?dan Urfa?ya doğru yola çıktı. Talebelerine şöyle dedi: ?Evlâtlarım, siz hiç merak etmeyin. Risale-i Nur, dinsizlerin, komünistlerin, masonların belini kırmıştır. Risale-i Nur daima galip olacaktır.?

           Hayatının hiçbir devrinde ve hiçbir şart altında moralini bozmadı, talebelerine hep ümit ve müjde verdi. İman ve Kur?an hakikatlerini anlatmaktan bir an bile vazgeçmedi. Âlemlerin Rabbi olan Allah, onun eserine kalplere nüfuz etme tesiri verdi. Öldükten sonra da eserleri iman ve Kur?an?a hizmet etti ve ediyor.

            ?Yaşatan ümittir, öldüren ümitsizliktir.?

            Rahibe Teresa (1910 Üsküp-1997 Kalkuta), kendisini Hıristiyanlık eğitimine adadı, Hindistan?a gitti, orada okullar açtı, çocuklara Hıristiyanlık eğitimi verdi ve ülkesine dönmedi. 1979 yılında Nobel Barış Ödülü aldı. Batı dünyasında kahraman ilan edildi.

            Üstat Nursî, Rahibe Teresa?ya göre daha zor şartlarda insanlığa hizmet etti. Ona hiç kimse ödül vermedi, o da rıza-yı İlâhi dışında bir ödül peşinde koşmadı. Hayatı; ilim, sanat, vatan, millet ve insanlığa hizmet etmek isteyenlere harika bir örnektir. (Konuyla ilgili daha geniş bilgi edinmek isteyenlere, Nesil yayınları arasında çıkan Başarının Manevî Dinamikleri ve Bediüzzaman isimli kitabımı tavsiye ederim. (Tel.0212/ 551 32 25)

         Not: 26 Eylül Cuma günü Eyüp Sultan Kitap Fuarında, Nesil standında saat 15-23 arası okuyucularımla sohbet edip kitaplarımı imzalayacağım. Dostlar davetlidir.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.