banner202

banner203

BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

banner176

Büyüklük kavramı, günümüz mantalitesine göre hayli kay-paklaşmıştır.

Kavramdaki, kayma ve sapma katsayılarını, hakkıyla he­saplayabilmek için, bu konunun, dünya çapında uzmanı ol­mak gerekir. Bizler, sapmaların farkında oluruz ama katsayı­larını net olarak, belirleyemeyiz.

Her mesleğin, branşın ve anlayışın değişik büyükleri var­dır.

Büyüklük, kişinin kullandığı paydaya veya, kritere göre, değişiklik arz eder.

Hz. Musa, bir yönde büyükken; Firavun, bir başka yönde büyük sayılır. İman cephesinin büyüğü ayrı, inkâr cephesinin büyüğü ayrıdır.

Ancak söz konusu olan insanlığın imhası, ifsadı, ifratı ise; büyüğünde, kimliği, kişiliği ve vasıflan değişiyor demektir. Cennet ehlinin büyüğü ayrı kulvarda, cehennem ehlinin ki ayrı kulvarda seyrediyorlardır.

Nemrutlar, Firavunlar ve hatta bunlara rahmet okutanlar, peygamberlerle mutlaka karşı cephede yer almaktadırlar.

Bütün varsayımlar, kişinin bakış açısına, duruş bi­çimine, bakış amacına göre değişmektedir. İşte, bu değişikliği simgeleyecek bir olayı  dinleyelim.

İki belalı, kafaları iyice ütüleyip, piknik alanında gezintiye çıkmışlar. Gezerken, bakarlar ki, çalıların arasına doğru bir hayvan ilerliyor, biri hemen söylenir:

Bak, bak ne kadar iri kurbağa? der. Öbürü, atılır:

O kurbağa değil, düpedüz tosbağadır, der. Kurbağaydı, tosbağaydı, derken, eller silahlara doğru kaymaya başlar, tam bu esnada, karşıdan bir garibanın geldiğini görürler:

Buna, hakemlik yaptıralım, derler. Adama, bir tanesi, çı­kışır:

Şunun kurbağa olduğunu görüyorsun değil mi? der. Öbü­rü, daha baskın bir ses tonuyla:

Haydi, bak, tosbağa olduğunu görüyor musun, diye gür­ler. Adam ikisinin de vaziyetini anlamıştır. İlk soranın hizasın­dan bakar:

Ağabey, buradan bakınca iri bir kurbağa, öbür adamın hizasına geçer; buradan bakınca da, mükem­mel bir tosbağa görünüyor, diyerek oradan hızla uzaklaşır.

Kim, kimden büyük sorusunda da, cevaplar böylesine farklılık arz edebilir. Baktığı kişinin safına göre şekil alır.

 

 Bayram

Softa, ramazanın sonuna doğru, mahalle kahvesinde demiş ki:
- Mübarek ramazana doyamadık, yine gidiyor?
Bektaşi hemen yanıtlamış:
- İmanım yalan söyleme!..
Ramazanı sevseydiniz ?bitti? diye bayram yapmazdınız

 

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.