Ramazan ruhaniyeti içerisinde Eyüp ve Sultanahmet kitap fuarlarına gittim. Kitap standlarını keyifle gezdim, yeni kitaplar aldım, yeni yazar isimleri ezberledim, yazar ve kitapçı dostlarla sohbetler ettik, okuyucularımızla sohbet etme fırsatı buldum. Ahmet Maraşlı?nın ?Dahilerle Yarışalım?, Dr. Halit Ertuğrul?un ?Ateşte Yeşerdim?, Michel Chion?un ?Bir Senaryo Yazmak?, Yavuz Bülent Bakiler?in ?Gidenlerin Ardından? ve ?Aşık Veysel?, Doç. Dr. Abdülaziz Hatip?in ?Dünya Ötesi Yolculuk?, Şaban Döğen?in ?Niçin Yaşıyoruz?, Abdullah Battal?ın ?Önce İman?, Ahmet Yüter?in ?Gül Efendim?, Nurhan Ölçer?in ?Rüzgârlı Bayır?, Fethullah Gülen?in ?Sükûtun Çığlıkları?, Mehmet Niyazi?nin ?Yemen Ah Yemen? isimli kitaplarını aldım. Üç yaşındaki torunuma cafcaflı ve çok renkli ?Horoz ile İnci? isimli kitabı alıp hediye ettim. O benden önce kitabını bana okuttu ve yapboz kısmıyla oyun oynadı. Kitapların beyin vitamini olduğunu biliyorum, seçilmiş ve iyi hazırlanmış her kitabın etkili bir öğretmen olduğunun farkındayım.
Birçok okuyucu ile yüzyüze dertleştik. Bir baba, çocuğunu da almış ve benim cuma günü yazdığım köşe yazısını ?İyi Bir Başlangıç Başarı Getirir? kesmiş, geldi. Birçok iltifattan sonra şöyle dedi:
?Hocam, çocuklarla hedef seçiyor, plan yapıyoruz, ama uygulamada başarısızız. Televizyonlar, internet programı sabote ediyor.?
Benzeri şikâyetleri çok duyuyorum. Zaman zaman kendi öğrencilerim de aynı şeyleri söylüyorlar. Her programın aksayacağını biliyorum. Hele idealist bir gözle program yaparsanız o program daha çok aksar. Programın verimli bir şekilde uygulanması için bir dizi tedbir almamız gerekiyor:
1. Program aksıyor diye asla vazgeçmeyin. Her program aksar, önemli olan programın neden aksadığını bulup programı aksatan etkenleri ortadan kaldırmak, uygulanabilir bir program yapmaktır.
2. Programsız başarı yoktur. Özellikle öğrencilerin başarısı için ders saatleri dışında, genel olarak günde ?üç saatlik? bir çalışma programdan söz ediyorum. Program esnek olmalı. Sadece ders çalışılacak saatler belirlenmeli. O saatlerde zaruri bir iş çıkarsa çalışma saatini başka saate kaydırmalı.
3. Mükemmeliyetçi olmamalı, %60-70 uygulamayı başarı kabul etmeli. Program aksadı diye vazgeçmemeli. Dün programın aksamış olmasını önemsememeli, bugün yeni bir gündür diyerek yeniden başlamalı.
4. Hiç ödeviniz yoksa o saatte kitap okuyun, test çözün, resim yapın. Ders kitaplarındaki önemli metinleri okuyup altını çizin, özet yapın. Ders çalışmanın beyini çalıştırma antremanı olduğunu, okumanın beyin için kahvaltı ve yemek saati olduğunu unutmayın.Yazılı ve ödevlerin olduğu günler, programa uymak kolay. Çoğu öğrenci yarın ödev yok, deyip program saatinde masaya oturmak ve derslerle meşgul olmaktan vazgeçiyor. Bu doğru değil.
5. İbadet şuuruyla okuyan. Okumak, Rabbimizin emridir, okumamak Allah?a isyandır. Kimileri okusam ne olacak, okuyan ne olmuş ki gibi boş sözler sarf ediyor, çevresinde kendisini haklı çıkaracak örnekler buluyor. Okumadığında ne oluyor, düşünmüyor. Halbuki ilim insanı yükseltir. Okumak ilme giden en kestirme yoldur. Toplumdaki etkili ve yüksek mevkilerdeki insanlara bakın. Hepsi okumuş insanlardır. Cahil insanların yükseldiği görülmemiştir, bilgisiz insanların toplumu yükseltmediği bilinen bir gerçektir.
6. Bilinçli ve seçerek televizyon seyredin. Sınırlı süre bilgisayar başında bulunun. Televizyonlar çok seyredilme reyting peşindeler. Reyting onlar için reklam, yani para anlamına geliyor. Televizyonların, (istisnalar dışında) bizi yükseltmek, bilgimizi artırmak, maneviyatımızı güçlendirmek gibi bir derdi yok. Onları seyrederek derslerde ve hayatta başarılı olamayız. Bizi hedefimize götürmeyecek, hedeften saptıracak oyun ve eğlencelere izin vermemeliyiz. Televizyon ve bilgisayar oyunları eğlence ve boş vakit geçirme aracıdır. Bizim boş vaktimiz olmamalı. Ders ve işimizi yaptıktan sonra kalan zamanımızda bir tek program seyredebiliriz. Bir veya 1.5 saati geçmeyecek bu programı seçmeliyiz. Bizi faydalı olacak bir program seyretmeliyiz. Seyretmek zorunda olmadığımızı unutmamalıyız. Onun yerine spor yapmak, yürümek, gazete okumak, bulmaca doldurmak, resim yapmak, ilahi dinlemek, sevdiklerimizle sohbet etmek, insanlarla ve dostlarımızla, ilgilenmek ve onlara yardım etmek gibi etkinliklere zaman ayırmalıyız.
7. Boş ve abes islerle meşgul olmamalıyız. Nefis ve şeytanın oltasına gelmemeliyiz. ?Yaptığım iş beni hedefime götürür mü? Bana Allah?ın rızasını kazandırır mı?? sorusunu meşguliyet seçerken mutlaka cevaplamalıyız.
Nefsimizi güzel ve sevap çalışmalarla meşgul etmeli, onun bizi boş ve kötü işlerler meşgul etmesine fırsat vermemeliyiz. İmam-ı Şafi Hazretleri ne güzel söylemiş:
?Nefsini meşgul et, yoksa o seni meşgul eder.?
Hz. Yusuf (asm), ?Nefsi emmareye (kötülüğü emreden nefse) itimat edilmez, benim nefsim de kötülüğü emreder.? buyurarak nefsin her isteğinin yerine getirilmemesi gerektiğine ve onun kötü istekleri ile mücadele edilmesi gerektiğine dikkat çekiyor.
Hayat bir imtihandır, ilim öğrenerek yükselmek ve Cenab-ı Hakkın rızasını kazanmak için bize emanet olarak verilmiştir. Hayatı bir oyun ve eğlence zannederek keyif peşinde koşarken ebedî saadeti kaçırmamalıyız.
Not: Okuyucularımın geçmiş bayramını tebrik ediyor, nefis terbiyesi için ramazanda gösterdikleri çabanın ve oruç tutarak kazandıkları zaferlerin devamını temenni ediyorum.