banner202

banner203

BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

banner176

?Ergenekon?un maskesi düştü? başlıklı, geçen haftaki yazıma İşçi Partisi basın bürosundan ilginç bir açıklama geldi. Gelen yazıda, Beka Vadisi?ndeki Pekinçek-Öcalan buluşmasının yalanlandığını, İşçi Partisinin PKK ile ilgisi olmadığı, PKK?nın uluslar arası bir terör örgütü olduğu ve İP?in terör örgütleri ile mücadele ettiğini yazıyor sandım, dikkatle okudum.

Hayal kırıklığına uğradım. Açıklamada Perinçek?in Öcalan?la görüştüğü zaman İP başkanı olmadığı yazılı. Bir de 1972-73?lü yıllarda Perinçek?in DHKP/C davasından değil, TİİKP davasından yargılandığı, mahkûm olduğu ve 1974 affıyla çıktığı belirtilmiş. Okuyucularımı doğru bilgilendirmem için bu notlar bana gönderilmiş.

Ben de okuyucularımı doğru bilgilendirmeye devam ediyor PKK- Perinçek ilişkilerine mutevazı ilaveler yapmak istiyorum. Ergenekon İddianamesinde yer alan bir ayrıntı fevkalade önemli. Perinçek, PKK?ya silah gönderen örgüt içinde yer alıyor.  Bağlantıları anlatan bölüm şöyle:

?Bir dönem Kuzey Irak'a gitmek üzere Ayşe Önal, Bengüç, Doğan Duyan (Aydınlık Dergisi Paris muhabiri) isimli şahıslarla Habur?a gittikleri, altlarında (5.20) BMV koyu yeşil cırtlak bir araba olduğu, Habur?da Gümrük Baş Muhafızı Müdürü

Cemal?in adamlarının kendilerini karşıladığı, daha öne gümrükte Veli Küçük'ün

adamı ve Jitem?de çalışan Ali Balkan Mete olduğu, ayrıca Veli Paşa?nın Cemal?i de

tanıdığı, arkalarında konteynırlı iki arabanın daha olduğu, bunların içinde silah olduğu, Habur Hac Konaklama Tesislerinde Yaşar isimli şahıstan öğrendiği, JİTEM den gelen elemanların da yanlarında olduğu, araçlara Arap plakası takıldığı, Gümrük Müdürü Cemal'in pasaport işlemlerini hallettiği,  Kuzey Irak'a geçtikten sonra Zaho?ya, daha sonra Dohok'a gittikleri, bir hafta kadar kaldıkları ve Erbil?e geçtikleri, orada altlarında bulunan BMW'nin alındığı, başka bir araç verildiği, Kürdistan Başkanı Kosret Resul ile görüştükleri, orda kaldığı dönemlerde, Jitem subaylarıyla silahlardan 12000 adedini Barzani?ye, 12000 adedinin Talabani?ye verildiğini, ancak Kosret Resul'un kendilerine 6.000 adet silah verildiğini söyleyerek "Tamer hep bize böyle şey yapıyor." dediği, geriye kalan 6.000 silahın ise Talabani?nin adamları ve Binbaşı Tamer ve diğer subaylar ile Kale Dizar

denilen Komisin Parti binasında PKK'lı Cemil Bayık'a teslim ettikleri, Cemil Bayık'n bu silahların, Doğu PERİNÇEK?in organizesinde, yani üst kadro içindeki "cunta" hareketinden geldiğini bildiği, Kuzey Irak?ta muhatap olduğu şahısların kendisini, "Doğu Perinçek'in referansıyla Ankara'dan Aydınlık dergisinden geliyor." şeklinde tanıdıkları, zaten yanında Aydınlık dergisi Paris muhabiri Doğan Duyan?ın da bulunduğu,

Doğu Perinçek'in bir dönem PKK ile ittifakı bozduğunu söylediği, ancak bu ittifakın devam ettiği, Türk Gladiosunun içinde Doğu Perinçek, Ömer SÜRÇİ gibi, Irak Kürdistan Kominist Partisi ve PKK gibi örgütlerin ilişkilerinin devam ettiği anlatılıyor.

             Zaten ?Veli Küçük ve Ümit Oğuztan'da çıkan PANZEHİR isimli 15 sayfadan oluşan Ergenekon dokümanındaki  ?Terör? bölümünde terör grupları mutlaka kontrol altında tutulması,  gereğinde "naylon terör grupları" oluşturulması ön görülüyor.

            ?Gerektiğinde naylon terör örgütü kurulmalı ve yabancı istihbarat örgütlerinin kurguladıkları oyunda mutlaka yer alınmalı.? deniyor.

           Abdullah Öcalan'la iş birliği yapılıp bizzat Ergenekon terör örgütü içersinde bulunan kendilerince genç subay olarak tabir ettikleri, muhtemelen örgüt adına çeşitli askeri kurumlara sızmış örgüt üyelerinin PKK'nın üst düzey yönetici kadrolarının yerlerine getirilmesi öngörülmüş, Abdullah Öcalan?ın emekli olmadığı, emekli olmayı da istemediği belirtilmiş ve örgütle arasındaki irtibatlarının boyutu açıkça anlatılmıştır.

İddianamedeki bilgileri göre Doğu Perinçek, Ferid İlsever ve Hayati Özcan'ın PKK kamplarında Abdullah Öcalan?la birçok fotoğrafının bulunduğu, Perinçek'in Ergenekon terör örgütünün kararlarına göre teori ve planlama dairesi başkanlığı bünyesinde terör örgütleri ile irtibat konusunda da görevli olduğu anlaşılmaktadır.

PKK, DHKP-C, HİZBULLAH terör örgütleriyle alakalı olarak birçok istihbarî raporun bulunması, geçmiş dönemde öldürülen birçok faili meçhul olayın maktülleriyle alakalı bilgi ve istihbarat notlarının yine Veli Küçük'te bulunmasının dikkat çekici olduğu, yine öldürülen bazı şahıslarla alakalı olarak Veli Küçük'ün ajandalarında ayrıntılı bilgilerin bulunduğu, bu ajandalarda Arnavut Sami (Kod) Sami Hoştan, Reis(kod) Sedat Peker gibi şahıslarla yapılan görüşmelerin bulunduğu gibi bu şahısların duruşmalarının günlerine kadar Veli Küçük tarafından ajandaya yazılması da aralarındaki ilişkinin örgütsel boyutunu ortaya koymaktadır. (Ergenekon İddianamesi, 1. dosya, s.104. Hizbullah-Ergenekon bağlantılarını soran bazı okuyucularıma, bu iddianın Ergenekon İddianamesinde yer aldığını hatırlatayım.)

Ergenekon yöneticisi ?Perinçek?in PKK/KONGRA-GEL örgütünün bir neferi?, hatta örgütün adeta ikinci lideri konumuna geldiği? bilgisi de var sanık Adnan Akfırat?ta bulunan belgeler arasında.

İddianamede yer alan bazı konuşmalar ise tüyler ürpertici. Vatansever, kuvayı milliyeci Ergenekonculardan bazıları aralarında bakın neler konuşuyorlar:

Ergenekon sanıkları Muhammet Yüce ile Coşkun Çalık arasındaki, 02.11.2007 tarihli görüşme özetle şöyle: Muhammet: "İyi, belki savaş çıkar da kuyumcuları- muyumcuları soyarız." "Valla banka-mankalara girer, belki millet savaş telaşına düşer, biz de gider bankaları soyarız." "Benim derdim o. Yoksa ne, ... ben Türkiye'yi." Coşkun: "Ben de zaten onu bekliyorum."

     Önceki gün gazetelere yansıyan AB raporunda Öcalan?ın Türkiye tarafından kontrol edildiği ve Kemalist propaganda yaptığı yer alıyor.

    Türkiye'nin PKK'yı CHP'leştirme girişiminde bulunmadığı, fakat Pentagon merkezli AB destekli uzmanların CHP'yi PKK'lılaştırmayı akıl edebildikleri de Veli Küçük?te çıkan Panzehir adlı belgede yer alıyor.

CHP milletvekilleri  Kemal Kılçdaroğlu ile Ali Kılıç?ın Almanya?da polis katili PKK?lı Mustafa Güler ve Nevzat Rıdvan?la görüştüğü de gazetelere düştü.

Öcalan, Ergenekon, istihbarat bağlantıları son derece girift dostlar. Terör sona ermesi, iç barışın sağlanması tamamen sağduyulu insanımıza kalmış. İtalyan efsane savcı felilce Casson, savcıların istihbarat örgütlerine ulaşamayacağını belirtiyor ve Meclis araştırma komisyonu kurulmasını öneriyor. Meclis, Ergenekon?un dış ve iç istihbarat örgütleri ile irtibatlarını araştırmak için derhal bir komisyon kurmalı ve savcılara yardım etmeli.

İstihbarat örgütleri ne PKK ne de Ergenekon?dan vazgeçmek istemez. Yangın aslında onların eseri. Yoksa tarih boyunca kardeşçe yaşamış olan Türk ve Kürtler ne diye birbiri ile kavga etsin!

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.