Eğitim insan zekâsını uyandırır. Buckminister Müller, her çocuk deha potansiyeli ile dünyaya gelir, 10 bin çocuktan 9999?u büyükler tarafından dâhi olmaktan vazgeçirilir, der.
Tony Buzan, deha potansiyelinin her çocukta olduğunu söyler.
Boston?daki Massachusetts General Hospital?da çalışan psikolog Dr. Britta Hölzel, meditasyon yaptırdığı hastaların beynini ileri teknoloji ürünü âletlerle fotoğrafladı ve stresi yenmek için yapılan programlı çalışmaların beyinde pozitif değişmelere yol açtığını gördü. Meditasyon yapanlar stresi yeniyorlar.
Beyin araştırmacıları Dr. Hölzer ve Sara Lazar, 8 haftalık bir meditasyon çalışması (tefekkür, dua ve ibadet) sonunda beyindeki gri hücreler arasındaki ağ örgüsünün yoğunlaştığını tespit ettiler ve beyinde önemli gelişmeler olduğunu gözlemlediler. Belli bölgelerde gri hücre cevherlerinin arttığı ve bu bölgelerde hücrelerin yenilendiğini belirlediler. Büzülen nöronlar, yeniden canlandı ve beyinde yeni hücreler görev aldı. Beynin hipokamp bölgesi öğrenme ve hatırlama açısından önemli. Beyin etkinlikleri sırasında Rabbimiz bu bölgede ilave yeni sinir hücreleri yaratıyor. Beynin kavrama yeteneği, yenilenme ve yeni yaratılan hücreler sayesinde tekrar artıyor.
Meditasyon beyindeki stresi yavaş yavaş ortadan kaldırıyor. Meditasyon esnasında beynin hipokamp bölgesinde yeni hücreler yaratılır. Beyinde hücre pınarları keşfedildi. Eskiden beyin hücrelerinin sabit olduğu ve doğuştan sahip olunan hücrelerin ömür boyu kullanıldığı sanılırdı. Şimdi stres araştırmacıları beyindeki hipokamp bölgesinin yeni fonksiyonlarını keşfettiler. Kronik stres, beyinde yeni hücre üremesini engelliyor. Beyin faaliyetleri ise Cenab-ı Hakkın hipokampta yarattığı yeni hücrelerin beyinde görev almasına ve beynin gençleşmesine yol açıyor. (Der Spiegel, s. 15-147, 24.11.08)
Beyin araştırmacıları Dr. Hölzel ve Perrera müjdeli haberler veriyorlar. Beyin, sanıldığı gibi stres faktörleri karşısında çaresiz değil. Sinir sistemi, kendini strese karşı savunabilir ve kendini yenileyebilir. (Der Spiegel, s.148)
Ağrı Halk Eğitim Merkezi konferans salonunda eğitimci dostlarla öğretmenin önemini, beyin gelişimini ve zekâyı geliştirme yollarını konuştuk. Dâhi yetiştirme şartlarını irdeledik. Ağrı?nın ve bütünüyle Türkiye, altın zincirlerini koparabilir ve memleketimiz gelişmiş ülkelerle yarışabilir tezini ele aldık.
Eğitim Bir Sen?li dostların davetine icabet ederek geçen hafta Ağrı?ya gittim. Bir salon dolusu değerli eğitimci ile tefekkür iklimine kanatlandık.
Konuşmamın başında, 2008 yılı IMF açıklamalarına göre Yunanistan?da kişi başına düşen milli gelirin 32. 421; ülkemizde ise 10.738 dolar olduğunu belirttim ve Yunanistan?ı 500 sene yönetmiş bir milletin torunları olarak Yunanlılarla yarışıp yarışamayacağımızı sordum. Hepsi ?yarışabiliriz? dediler.
Dinleyicilerden konferansın sonunda Almanya, Japonya, Amerika gibi ülkelerle yarışma ve hatta onları geçme sözü alacağımı söyledim ve konferans sonunda ileri ülkeleri geçme sözü aldım. Patnos?ta beni dinleyen öğrenciler dâhi olma sözü verdiler.
Rabbimiz herkese yaklaşık 1.5 kg?lık bir beyin vermiş. Beyni geliştirmek ve zekâyı ilerletmek mümkün. Okumak, ilim öğrenmek, düşünmek, dua ve ibadetler, sanatsal etkinlikler beyni geliştiriyor. Eğitimciler, daha gayretli çalışırlarsa çocuklarımızın zekâ gelişimine daha çok katkıda bulunabilirler.
Zekânın temeli DNA?lar yoluyla atadan oğula geçer. Zeki bir milletin çocuklarının aptal olmasına imkân yoktur. Ölümsüz medeniyetler kurmuş ve bin yıl dünyayı yönetmiş bir milletin çocukları zekidir. Önemli olan sahip olduğumuz zekâ potansiyelini geliştirmektir. Dünya medeniyeti kuran atalarımız, eğitime, okula, kitaba önem vermiş; beyinlerini geliştirmişler ve verimli kullanmışlardır. İstersek bugün biz de onların yaptığı yapabiliriz.
Eğitimciler, anaokulu öğretmenleri, anne ve babalar, isterlerse eğitim yoluyla çocuklarının dehasını ortaya çıkarabilirler, onları daha zeki ve akıllı yetiştirebilirler. İyi yetiştirilmiş nesiller, ülkemizi gelişmiş ülkelere yarıştırabilirler.
Top yekun bir kalkınma için dört şeye ihtiyacımız var:
1. Sistem tam olarak demokratikleştirilmeli.
2. Kürt-Türk çatışmasına ve kardeş kavgasına son vermeliyiz. Enerjimizi tüketen bu kavgayı bitirmeli ve din kardeşliğimizi yeniden keşfetmeliyiz. PKK ile yapılan silahlı mücadelede bu güne kadar harcanan para 300 milyar dolar. Bu para, ülkemizin iç ve dış borcuna eşittir.
3. Tembelliği terk etmek zorundayız. Almanya?da kahve yok. Türkiye?de her 95 kişiye bir kahve düşüyor. Kahvehaneleri aslına döndürebilir, kıraathane yapabilirsek kurtuluruz.
4. Eğitim ve okumaya önem vermeliyiz. Dinimiz ilme ve öğrenmeye önem veriyor, ibadet ve tefekkürü emrediyor. Kur?an hem iman hem ibadet hem tefekkür kitabıdır. Kur?an okumak insan zekâsını geliştirir. Eğer dinimize yeniden sarılırsak kalkınma hayallerimiz gerçek olur.
Ağrı?da artık bir üniversiteye sahip. Şehir; Ağrı Dağı, İshak Paşa Sarayı, Diyadin kaplıcaları ve dünyanın en büyük meteor çukuru ile büyük bir turizm potansiyeline sahip. Hayvancılık geliştirilebilir, deri sanayii kurulabilir, konserve ve sucuk, peynir, tereyağı ve süt ürünleri üretimi geliştirilip pazarlanabilir, bu sayede Ağrı bölgenin yıldızı olabilir.
Not: Ağrı, Patnos ve Doğubayazıt?ta konferanslar organize eden Eğitim Bir-Senli değerli dostlarım Başkan Süleyman Gümüşer, Metin Karakoç, Abdurrahman Yıldırım, Abdurrahman Aslan, Ersin Doğan, Salih Akdoğan, Celal Efe, Ginyas Kaya, Nuri Ceylan, Ali Otabaşı ve bütün eğitim gönüllülerine bin teşekkür, ?deha yetiştirme? çalışmalarında başarılar diliyorum.
