Ne irfandır veren ahlaka yükseklik, ne vicdandır;
Fazilet hissi insanda Allah korkusundandır.? der Mehmet Akif Ersoy.
En büyük erdem, dürüstlük ve güvenilir olmak, kimseyi aldatmamaktır. Toplum hayatından bu erdemler her zamankinden çok ihtiyacımız var. Mehmet Akif?in asil ahlakını öğrenmeye ve öğretmeye de?
Gazetelerin 3. sayfaları cinayet haberleri ile dolu.
İnsanların gönlü kirlenmiş, yüreği pas tutmuş, aldatmayı hüner sayar olmuşlar.
Manav malın iyisini öne, çürüğünü arkaya diziyor.
Öğrenci, kopya çekip hırsızlık yapmayı marifet sanıyor.
Esnaf, vergi kaçırmayı ve hele hiç vermemeyi uyanıklık kabul ediyor.
Ergenekoncular, çete kurup adam öldürmeyi, paravan şirket kurmayı, göstermelik katil bulup asıl katilleri örtbas etmeyi hüner sayıyorlar.
Halbuki Akif?i doğru anlasak ve anlatabilsek, insanımıza Allah inancını, cennet sevgisini, cehennem korkusunu verebilsek bu kargaşa ve gailelerden kurtulacağız.
?Üç buçuk soysuzun ardından zağarlık (köpeklik) yapamam;
Hele Hak namına haksızlığa ölsem de tapamam.?
Dürüst olmak, dürüst yaşamak, dürüstlüğünü göstermek istemek insanın tabiatında var. Lakin yamuk insanların oluşturduğu ortamlar, menfaatler, çıkar kavgaları vicdanımızın sesini boğuyor. İnsanda güçlü bir iman olmalı ki vicdanının sesini boğdurmasın.
Peygamberimizin (sav) birinci sıfatı emin ve güvenilir olmasıydı. İnsanlar, ona ?Muhammedü?l-Emin? dediler. Bir takım kendini bilmezler, ona suikast düzenlemek için evini kuşattıkları hicret gecesi bile evinde Mekkelilerin emanetleri vardı.
Dost, düşman ondan emindiler. Ömür boyu hiç, ama hiç yalan söylemedi.
Miraç dönüşü, Mekkelileri toplayıp ?Şu dağın ardında bir ordu var, size saldıracak desem inanır mısınız??diye sorduğu zaman Kureyşliler, hem de hiç tereddüt etmeden, inanırız, çünkü sen bugüne kadar hiç yalan söylemedin, karşılığını verdiler.
Onun takipçisi olan İstiklal Marşı şairi Mehmet Akif de hiçbir zaman yalan söylemedi, vadinde durdu, kimseyi aldatmadı, aldatmayı aklının ucundan bile geçirmedi.
Hayatı boyunca gerçekleri peşinden koştu ve şöyle dedi:
?Şudur hayatta en beğendiğim meslek;
Sözüm odun olsun, hakikat olsun tek.?
Zalimlere, haksızlara ve haksızlığa karşı çıktı. Hep mazlumun yanında oldu.
?Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem.
Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem?
Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim.
Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim.
?Adam aldırma. Geç git.? diyemem aldırırım;
Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar, kaldırırım.
Zâlimin hasmıyım, amma severim mazlumu;
İrticanın şu sizin lehçedeki manası bu mu??
Akif karakterli nesiller yetiştirebilsek, eğitimi ciddiye alsak, öğretmenlerimize değer versek, onların çocuklarımızı önce iyi insan, sonra meslek sahibi biri yapmalarını önemsesek birçok sorunumuz çözülür.
Öğretmenlerimize çocuklarımızın önce ahlak ve davranışlarını, sonra notlarını sorsak, onların önce adam olmalarını, sonra bilgi edinmelerini istesek hayatta daha az zorluklarla karşılaşırız.