Cumhuriyet gazetesi yazarı Mustafa Balbay?ın internet sitesi tempo24.com.tr adresinde yayınlanan günlüğünün tamamını okudum. Balbay, bir gazeteciden ziyade, Genelkurmay?da darbe kışkırtıcısı bir muhabir gibi görünüyor. Günlükler, İlhan Selçuk?un sıkça Genelkurmay?a uğradığı, Balbay?ın Genelkurmay?dan hiç çıkmadığı izlenimi uyandırıyor. Günlükler sadece eski Jandarma Kuvvetleri Komutanı Şener Eruygur dönemini içermiyor. KKK Org.Atilla Ateş döneminden (1998-2000) başlayarak 2005?lere kadar geliyor.
Genelkurmay ve kuvvet komutanlıklarının sanıldığından fazla politikayla uğraştığı, hatta neredeyse salt politika yaptığı izlenimi veriyor günlükler. Sadece Başbakan Erdoğan değil, Demirel, Ecevit, Mesut Yılmaz, Tansu Çiller, Mehmet Ağar, Cem İpekçi hakkında da olumsuz değerlendirmeler yapılıyor. Sanki Meclis süs bitkisi, seçimler ve seçilenler gereksiz?
Kuvvet komutanları gırtlaklarına kadar siyasete batmış görünüyorlar.
Demokrasi adına kötü bir resim.
Günlüklere göre karşımızda bir muhabir veya yazar yok. Darbe kışkırtıcı bir adam var. Yazdıkları tüyler ürpertici şeyler.
Konuşmalarını aktardığı subayların hepsi Atatürkçü olduklarını söylüyorlar. Ama iş demokrasi, AB kriterleri, Kopenhang kriterleri oldu mu tavırları değişiyor:
?AB mab dinlemeyiz. Ne AB?si ya?? diyor emekli Tümgeneral Erdal Şenel.
O günlerde AK Partiye geçmek isteyen bir milletvekilini tehdit eder gibi:
?Cemsede size de bir yer ayıralım.?
Seçimlerde milletin seçtiği insanlara tepeden bakılıyor ve hor görülüyor.
Eski KKK Aytaç Yalman, 3 Kasım 2002 seçim sonuçları için şöyle diyor:
?Bu seçim sonuçlarına millet iradesi diyemiyorum. Bu ümmet iradesi?Oyum CHP?ye.?
Balbay?ın notlarında konuştuğu komutanların hepsi oyunu CHP?ye veriyor. CHP?nin geçen genel seçimlerdeki oy yüzdesi %20?lerde. Milletin çoğunluğu ile Balbay?ın konuştuğu generaller farklı siyasi kanaate sahipler.
Darbe sanığı Şener Eruygur?un AKP hakkında söyledikleri terbiye sınırını aşıyor:
?AKP: Bu köpekler yapmak istediklerinden vazgeçmeyecekler. Bunları orta vadede parçalayabiliriz. Asıl CHP?de olanların da bir şeyler yapması lazım. Onlardan uygun olanları cesaretlendirmek lazım.?
Özden Örnek?in günlükleriyle Balbay?ınkiler büyük oranda birbirini destekliyor. Karşımızda darbe hevesi hiç geçmeyen bir emekli Org. Şener Eruygur var. Eruygur, gazetecileri topluyor ve şöyle diyor:
?Hepimiz farklı yerlerde aynı şeyleri düşünen insanlarız, ama gücümüzü birleştirmediğimiz için bir sonuç alamıyoruz. Öte yandan bu iktidar (AKP) yapacağı her şeyi yapıyor. Ülke batıyor, size söylüyorum. Her şey kayıp gidiyor. Ne yapacağız? Bu batışı hep birlikte izleyecek miyiz? Olmaz böyle bir şey.?
Başka ilgi çekici notlar da var. Kendi aralarında bir türlü darbe konusunda anlaşamadıkları belli. Org. Özkök?ü ikna edemiyorlar, onu tasfiye etmeyi konuşuyorlar. Genelkurmay başkanına ?molla? diyorlar.
Ayrıca Amerika?yı da ikna edemedikleri anlaşılıyor:
?ABD ne yapar bizim harekete, belli değil. Acaba bir numara (Hilmi Özkök) en çok ona mı güveniyor? Olabilir.?
?Akp?nin parçalanması lazım.?.
?Medyanın adam edilmesi lazım.?
Medya patronları Aydın Doğan, Mehmet Karamehmet, İlhan Selçuk ile görüşülüyor.
Anlaşılıyor ki medya patronları Cumhuriyet dışında, Org. Şener Eruygur?a istediği desteği vermiyorlar. Millet onların istemediği kişileri seçiyor. ABD ve AB, Ak Parti?ye destek veriyor. Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök, darbecilere tavır alıyor. Özkök?ten sonra Yaşar Büyükanıt ve İlker Başbuğ da onların istediği adımları atmıyorlar. Böylece darbeciler Silivri?ye düşüyor.
Şener Eruygur, yakın arkadaşlarını sıralıyor:
?Ya biz bu işi 28 Şubatta bitirecektik. Bunu o gün üç kişi planladık. Bir, Fevzi, Ben. Her şeyi hazırladık. Bakanlar kurulunu da. Müsteşarları bulmak zordu, onları da tamamladık. Karadayı bizi uyuttu. Az sonra dedi, hemen dedi. Hükümet devrilsin ondan sonra dedi.?
Sıra Çevik Bir ve Fevzi Türkeri de sanırım. Onların yolu da Silivre?ye düşerse şaşırmamalı.
Atatürk, muasır milletler seviyesi hedefi göstermiş, Türkiye?nin yönünü Batı?ya çevirmemiş miydi? Atatürk orduyu siyaset dışı bırakmamış mıydı?
Atatürkçü olduğunu söyleyen kimi generallerin gırtlağına kadar siyaset yapması, politikacılara cemse tehdidinde bulunması, iktidarı bölme ve indirme çalışması yapması, milletin seçtiği Meclis?i beğenmemesi Atatürkçülük değildir. Olsa olsa Atatürk istismarıdır.
Kamuoyu sivil topluma, seçtiklerine ve demokrasiye destek; 29 Mart seçimlerinde Ergenekoncuların avukatlığını yapanlara da iyi bir ders vermeli.
Milletin verdiği vergilerden maaş alanların, darbe planlayarak Türkiye?yi üçüncü dünya ülkesine benzetmeleri kabul edilemez. Ülkeyi AB?dan koparma çalışmaları yenir yutulur şeyler değil.
Not: Ergenekon?un Şifreleri adlı romanım Popüler yayınları arasında çıktı. Darbecilerin ipliğini pazara çıkaran bu polisiye eseri okuyucularıma tavsiye ederim. (Populer yayıncılık, 0212.521 29 29- 523 10 37)