Son on günde ülkemizde hüzün üstüne hüzün yaşadık.
27 Nisan!da Bostancı Operasyonu herkesin gözü önünde meydan savaşı gibi oldu. Şehit olan polisimizin evinde gözyaşı ve hüzün vardı.
29 Nisan?da 10 tane askerimiz şehit düştü. Hanelerinde feryad-ı figan ve gözyaşı sel olup aktı. Ateş düştüğü yeri değil hepimizi yaktı. 1 Mayıs?ta taşlar, sopalar, demir bilye, molotof kokteyli ve kaldırım taşları ile polisimize saldıran anarşistler, işyeri vitrinlerini, banka ATM?lerini emniyet araçlarını tahrip ettiler. Tam bir dehşet görüntüsü? Bunlar bayramı kana bulamak için ellerinden geleni yaptılar. İşçilerin hakları mı arttı? Kazançları mı yükseldi? Yine 5 Mayıs?ta Ereğli?de bir üniversite öğrencisi ihtiyar birinin boğazını kesti. Bunlar insanın kanını donduran haberler.
Yine 5 Mayıs?ta, Mardin, Mazıdağı, Bilge Köyü halkı, bir mutluluk için bir araya geliyor,tam da namaz kılarken kadın,erkek çoluk, çocuk demeden tam 47 insan vahşice katlediliyor.
Bütün bunların sonunda gözü yaşlı,gönlü yaslı yüzlerce insanın yürek burkan ağıtları yükseliyor. Yüzlerce öksüz ve yetim kalan yavrular feryad-ı figan ediyor. Bilge Köyü ateş gibi bir acı ile yanıyor, ateş düştüğü yeri yakıyor,ateş hepimizi yakıyor.
Böylesi vahşete bir gerekçe bulmak zor. Bu cinayetleri işleyebilecek aşağılık ruha sahip insanların ülkemizde yaşıyor olması insanlık adına utanılacak bir durum. Bu katillerin ihtirası, kini o kadar güçlenmiş ki öteki dünyayı, ahireti hesaba katan yok.
Atalarımız: ? Kork Allah?tan korkmayandan.?demişlerdir.
Bu olaylarda taziyeyle, başsağlığıyla yetinilmemelidir. Bu olayları önlemek için gayret gösterilmeli. ? Bir toplumda kötülükten men edenler olmasa, kötü olan işler giderek birer kural ve yaşam biçimi haline gelir.?sözü ne kadar manidar. Bu korkunç cinayetler sıradan bir eylem olmaktan çıkarılmalı, toplum güven içinde yaşamalı.
Manevi değerlerden sıyrılan insanın nefsani tutkularını putlaştırıp daha iyi beslenmeyi, daha güzel giyinmeyi, cinsel arzularını daha çok tatmin etmeyi yaşamın gayesi olarak görür olması toplumun felaketi olacaktır. Çünkü bu tip insanlar azmanlaşan zevk ve ihtiraslarını tatmin için her şeyi göze almaya hazır olanlardır.
Günümüzde kan davaları, töre cinayetleri yaşanmaya devam ediyor. İnsanlık terör, intihar, savaşların pençesinde inliyor. Kin nefret ve intikam duygularını sevgi, muhabbet ve şefkate dönüştürmek için Hz. Muhammed?in (S.A.V) rahmet dolu mesajına ihtiyacımız var.
Bugünlerden de beter olan Cahiliye Çağı?nda kız çocuklarını diri diri toprağa gömme gibi en hunhar, en vahşi töreleri, günümüzün yüz psikoloğu, yüz filozofu, yüz sosyoloğunun yüz yılda gerçekleştiremeyeceği bir başarıyı 23 yıl gibi kısa bir zamanda gerçekleştirdi.
Ders kitaplarımızda ulusun oluşumunda temel unsurlar olarak: Ülkü birliği, Kültür birliği, v.s sayılırken, ulusun oluşumunda temel unsurlar içinde Din birliğine yer verilmiyor. Oysa yüce dinimiz, toplum barışının çimentosudur. Kur?an- Kerim?de Yüce Rabbimiz: ?Müslümanlar kardeştir.? Buyurarak toplum dayanışmasının temeline kardeşliği koyuyor. Yaşayan ve yaşamayan ile birlikte biz Müslümanız. Öyleyse kardeş kardeşe düşman olamaz, silah çekemez.
Yazımızı Mehmet Akif?in şu dizeleri ile bitirelim:
? Ne irfandır veren ahlaka yükseklik, ne vicdandır
Fazilet hissi insanlarda Allah korkusundandır.?