banner202

banner203

BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

banner176

Doğal yaşamı, dağları, ormanları, denizleri, nehirleri, gölleri ve bunların içinde yaşayan canlılara karşı Anadolu insanının tarihten gelen bir sevgisi ve tutkusu vardır.

Şehirlerin stresinden bunalan insanlar hafta sonlarında mesire yerlerine, dağlara çeşme başlarına, göl kenarlarına kendisini atmak ister. İnsanı dinlendiren stresini alan bu tür yerler, içinde yaşayan canlılarla güzel ve değerlidir.

Beyşehir in sazanı, suğla gölünün yağ balığı, üzümlü derenin alabalığı yüzyıllardır yöre halkı için bir değerdir, bir kıymettir.   Bölge halkı yedisinden yetmişine kadar bu balıklarla büyümüştür. Hatta bu bölgelerden göçüp gidenler bu yörenin  özlemi ile yaşar. Seydişehir leblebisinden sonra ikinci hediye yöreye ait balık türleridir.

 Gel gör ki bu güzelim memlekette insanoğlunun kendisine yaptığı kötülüğü hiçbir canlı bir başkasına yapmıyor..  Allahın insanoğlunun hizmetine sunduğu tabiat belli bir denge üzerine kurulmuştur.  İnsanlar tarafından bu denge bozulduğu zaman felaketle karşı karşıyasınız demektir. Yılanları yok edersen fareler çoğalır- leylekleri yok edersen yılanlar çoğalır-keklikleri yok edersen- keneler çoğalır- kurtları yok edersen- domuzlar çoğalır bunun gibi örnekler.

  Avlanma hususunda dünyanın belki hiçbir yerinde olmayan özgürlük Türkiye de var. Eline tüfeği alan eline düzeni alan eline ağı alan hiçbir kural tanımadan tüm değerleri yok etmek için doğaya koşar

 Nasıl mı efendim sizler birkaç örnek vereyim?

 Adam   yasak  zamanında  ava gider  tam 12 kg lık sazan balığı tutar.. Bununla da yıllarca övünür.  Hal buysa  12 balık tutmamıştır,  o milyonlarca doğacak yavruyu  yok etmiştir..

  Eline  tüfeği alan  bohçacılar ( avcı dilinde  doğada  ne varsa  bilinçsizce  vuran) ava  gider  neslini  tükettiği av  hayvanlarından  sonra  Şahinlere ,  Leyleklere , Bülbüllere, Kumrulara  varana  kadar ateş  eder hatta  bir şey  bulamasa  trafik  levhalarını  hedef  alır.Buradan  bilinçli olarak  avlanan doğal  dengeyi  evladı gibi koruyan  arkadaşlarımızı tenzih ederim..

 Son  bir örnekle  konuyu  bitirelim  Av yasağının olduğu   bir  pazar   günü Beyşehir  göl kenarında üç beş arkadaş ailecek piknik  yapıyoruz..Akşam üzeri  bir araba   geliyor , içinden üç beş kişi  hızla  araçtan iniyorlar . Ne yapacak diye merak ederken alel acele kasık çizmelerini giyip ellerine aldıkları o kocaman ağ ile yanımdaki arkadaş söyledi adı trolmüş doğruca gölün içine şöyle bir hilal çiziyorlar ağı topladıkları gibi eyvallah? Zamanlamaları sazan balıklarının yumurtasını atmak için sahile doğru yöneldiği an?

Siz buna avcılık mı diyorsunuz bana göre bunun adı resmen katliam. O insanlar yasak zamanda yaptıkları bu işle birkaç balık tuttuğunu zannediyorlar hal buysa milyarlarca yumurtayı yok ettiklerinin farkında  değiller..

  Şimdi sizlere sormak istiyorum bilinçsizce yasak zamanda avlanan bu bohçacılar mı? Daha vahşi Yoksa Afrika ormanlarında yaşayan yaşamı için bir ceylanın peşinde koşan o Kaplan mı daha vahşi?

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.