banner202

banner203

BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

banner176

Bu da nereden çıktı? Ne alaka? Kim bunlar? Üzüldükçe ve ağladıkça yaşamak da neymiş? Bu soruların cevabı Han Duvarları şiiriyle meşhur Faruk Nafiz?de.  ?Şair? isimli şiirinin bir yerinde şair için şöyle der Çamlıbel:                               

              " Varsın seni ömrünce, azabın kolu sarsın.
               Şair! Sen üzüldükçe ve öldükçe yaşarsın."

      Mevsim hazan olunca hüzünlü şiirler şarkılar daha çok hatırlanıyor, bunlar kalbe daha çok işliyor nedense. Çünkü bizler gene Faruk Nafiz?in deyişiyle belirtirsek:

               ?Eşyayı tanırken hepimiz sade dışından

                Esrarına yol bulduk onun anlatışından?

     Yani şair ve sanatkar bizim hissedip de söyleyemediklerimizi en kısa en güzel ve en çarpıcı biçimde ifade edendir. Düşüncelerimizi, duygularımızı anlatırken zaman zaman şiirlere şarkılara başvurma ihtiyacı duymamız bundandır. 

              

               ?Yine hazan mevsimi geldi

                Yine yapraklar rüzgârların peşi sıra gidecek.?

     Bir eski şarkının bu sözleri, sonbaharın hükmünü icra ettiği bugünlerde ne zaman aklıma düşse ilk önce Yahya Kemal?in:

                ? Artık ne gelen ne beklenen var

                Tenha yolun ortasında rüzgâr,

                Teşrin yapraklarıyla oynar.? dizelerine alır götürür beni.

 

    Eskiden sonbahar aylarına ? teşrinler? denirdi. Teşrin-i evvel, ekim; teşrin-i sani, kasım ayı yerine kullanılırdı. İşte şimdi ?teşrin?lerdeyiz. Ve şimdi yapraklar topraklara daha yakın.

 

     Günlerin kısalmasıyla birlikte,  sarıdan mercana tabiata hâkim olan renkler, ister istemez duygulandırıyor, düşündürüyor, daha farklı etkiliyor kişiyi. Bu etki, şair ve sanatkârda acayip çağrışımlar yapıyor,  sonra okuyucuyu her yönüyle sarıp sarmalayan bir anlatıma dönüşüveriyor ressamların tuvallerinde özellikle de şairlerin dizelerinde.

 

     Bu yazımda biraz da mevsim hassasiyetiyle hazanı anlatan şiirlere, şarkılara yer vermek geçti içimden. Edebiyatımızda Ahmet Haşim?den Cahit Sıtkı Tarancı?ya hazan şiirleri bu bakımdan büyük bir yekûn oluşturur. Tarancı?nın ?Otuz Beç Yaş? şiiri doğrudan bir hazan şiiri değil; fakat şairin her şiirinde yolu bir şekilde ölüm düşüncesine ulaşır. Adı geçen şiirinde de hazana ait o bildik görüntülerin ölümle mükemmel bir biçimde ilişkilendirildiğini görürüz.

           ?Ayva sarı nar kırmızı sonbahar,

           Her yıl biraz daha benimsediğim

           Ne dönüp duruyor havada kuşlar?

           Nerden çıktı bu cenaze ölen kim?

           Bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar.?

 

       Necip Fazıl Kısakürek?e göre sonbahar, kemale ermiş nur yüzlü ihtiyarların duygularına ilgisiz kalamaz:

          Yıllar bir gözyaşı olup da kaymış
          Nurlu ihtiyarın yanaklarında.
          Yapraktan saçını yerlere yaymış,
          Sonbahar ağlıyor ayaklarında.

         Süzüyor ufukta bir kızıl yeri,
         İçi karanlıkla dolu gözleri;
         Alnında akşamın ince kederi,
         Sessizliğin sırrı, dudaklarında.

        Yanan bir kâğıtta küçük bir satır
        Yazı gibi akşam onu karartır;
        Artık o,silinen bir hatıradır,
        Bu ıssız bahçenin uzaklarında...

 

                                     

 

       Şair Attila İlhan, ?Adım Sonbahar? adlı şiirinde zamanla mevsimle içinde bulunduğu durumu bakın nasıl ilişkilendirir:

      Nasıl iş bu
      her yanına çiçek yağmış
      erik ağacının
      ışık içinde yüzüyor
      neresinden baksan
      gözlerin kamaşır

      oysa ben akşam olmuşum
      yapraklarım dökülüyor
      usul usul
     adım sonbahar

     Güftesi ve bestesi Yıldırım Gürses?e ait birçoğumuzun bildiği şu şarkı kim bilir kaç kez tercümanı olmuştur duygularımızın:

     ? düşen bir yaprak görürsen
      beni hatırla demiştim
      biliyorsun seni ben
      sonbaharda sevmiştim

      her sonbahar gelişinde
      sarı sarı yapraklarla
      kuru dallar arasında
      sen gelirsin aklıma ?

                  

     Yıldırı Gürses hatırlanır da Teoman Alpay?a kulak verilmez mi bu mevsim:

 

     ?Böyle mi esecekti son günümde bu rüzgâr
     Bütün kuşlar vefasız mevsim artık sonbahar
     Kalbim acılarla hep bölünmüş dilim dilim
     Bütün kuşlar vefasız mevsim artık sonbahar?

   

    İşte böyle, bu mevsim bir gezintide bazen dalları iyice yere eğilmiş ve gelene geçene artık yükünden kurtulmak ister gibi bakan bir ayva ağacı, bir bahçenin duvarları boyunca yayılmış ve yaprakları iyice mercanlaşmış sarmaşıklar, mesela bugünlerde Kuğulu?ya yolunuz düşmüşse eteklerden ta doruklara oluşan renkler karşısında insan, şair Bekir Sıtkı Erdoğan?ın söylediği biçim dalıp gidiyor.Nasıl mı?

   Bu yazıda hüzün şiirlerinden sonuncusunu, üzüldükçe ve öldükçe yaşayanlardan Hancı, Kışlada Bahar gibi şiirleriyle tanıdığımız Bekir Sıtkı Erdoğan?a bırakalım en iyisi:

         Güz Düşünceleri

   ?Bu sabah gökyüzü daha bir yorgun,

    Daha bir dumanlı,

    Daha bir derin!

    Şu anda omzumdan tanıdık bir el,

    Tutup silkelese şöyle bir güzel,

    Kurtulsam yükünden düşüncelerin?

 

   Selam ve dua ile

                                                         Hacı Halim KARTAL 

   3 Kasım 2009 

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.