Ne zaman bir yaşamak düşünsem huzur dolu,
Kör kurşunlara hedef oluyorum bir şafak alacasında
Ne zaman bir aydınlık düşünsem nisan sabahları gibi ışıl ışıl
Kara bulutlar kaplayıveriyor göklerimizi.
Ne zaman Rabbim, ne zaman?
?Mahşerde mi biçarelein yoksa felahı??
Daha ne kadar sürecek yarasa saltanatı
Bu diyarda özlenen tan ne zaman?
Omuzlarda al bayraklı tabutlar
Kaderi mi yüz yıllardır bu yurdun
Siyasete kan dolduran kuduzların
Oyunlarının bozulması ne zaman?
?
Bana öyle geliyor ki bu ülkede varlığının masum insanların kanlarıyla devam edebileceğine inananlar olmasa her şey düzelecek.
Bu ülkede âli menfaatlerini birilerinin ölmesine bağlı görenler var.
Bunlar, bu kan emiciler derhal deşifre edilmeli.
Her sokak başına, her duvara resimleri asılmalı.
Bunları iyi tanımak, gözlerinin içine iyi bakmak gerek
Cenaze namazlarında iyi bakın etrafınıza.
Yakalarını yırtarak en fazla feryat edenler bunlar olabilir.
İstiyorlar ki barış ve kardeşlik maya tutmasın bu diyarda.
Ya tutarsa, bir tutarsa, işte bittikleri gündür o gün
Kör olasıcaların!
Hesapları bozulur sisler dağılırsa,
Rahatları kaçar aydınlanırsa ortalık.
Bu nedenle hiç sevmezler ışığı.
Işığa, aydınlığa, huzura, barış ve kardeşliğe giden yollarda pusudadırlar hep.
Arkadaşım, iyi bak iyi tanı bunları!
Şimdi, inan birinci ve en önemli vazifemiz bu.
Yoksa daha çok yakacaklar canlarımızı.
Neronlara rahmet okur bunlar.
Her şeyimizi alırlar elimizden:
Gözbebeğimiz evlatlarımızı,
Bilir misin çoğu zaman bizi
Onlarla vururlar.
Aman kardaş, dikkat!
Etmemek için daha çok feryat,
Nerelerde köşe tuttuklarına, ne yaptıklarına,
Karanlık kapılar ardında kimlerle pis pazarlıklar yapıp
Kimlerle kadeh tokuşturduklarına
İyi bakalım, emi!
Yoksa daha çok ama çoook döveriz
Dizlerimizi.
Yeni Şafak?tan Ali Bayramoğlu?nun 8 Aralık 2009 günkü Tokat, İstanbul, Diyarbakır: Neler oluyor? başlıklı yazısındaki şu düşünceye ben de katılıyorum:
?Krizlerden ve sorunlardan beslenenlerin maskesini düşürmek herkesin işi olmalıdır.?
Selam ve dua ile