Zaman zaman Seydişehir Konya Karayolu hakkında diğer yazar arkadaşlarımızla birlikte yazılar kaleme alıyoruz. Bundan çok değil 15 yıl kadar önce Konya ile Seydişehir arasını normal bir vasıtayla kat etmek neredeyse imkânsızdı. Stabilize tabir edilen bir yoldan tozu dumana katarak seyreden ve tabiri caiz ise ?kırk yılda bir geçen? kamyonlara, köy otobüslerine şahitlik ederdik. Arada bir de ?Hacı Murat?larla, kolunu camdan dışarıya çıkarmış, uzun saçları, ağzında sigarası ve gömleğinin geniş yakasını ceketinin üzerine çıkararak öylece seyreden bıçkın sürücülerle karşılaşırdık.
Beyşehir üzerinden Konya yolculuğunun uzun olduğunu düşünen sürücüler, Seydişehir Konya arsındaki bu yolu kullanırlardı. Seydişehir?i terk ederken de akıllarına ilk olarak Kef Boğazı?nın meşhur uçurumları, tek aracın ancak seyredebildiği, daracık yolları gelirdi.
O yolda seyreden bir araç arıza yapsa, en yakın bir köye kadar yaya gidilir, oradan varsa eğer bir traktör temin edilir, Seydişehir?e ya da Konya?ya gidilerek ya bir usta getirtilir, ya da arızalanan parça satın alınarak geri gelinir aracın faaliyeti sağlanmaya çalışılırdı. Tabi bu arızanın giderilmesi için bir tam gününüzü, bazen de birkaç gününüzü harcamayı göze almak zorundaydınız.
Yaşı 25 ila 30 civarında olanlar şimdi bu anlatılanları bir masaldan ibaret sayabilirler. Çünkü insan hafızası yaşadıklarıyla dolar. Hafızalarında; izledikleri olaylar yer eder. Okuyup öğrendikleri ya da büyüklerinden duydukları hikâyeler onlara hikâyeden de öte masal gibi gelir, ninni gibi gelir.
Zaten sırf bu yüzende de ellerinde bulundurdukları imkânların değerini sanırım çok iyi kavrayamıyorlar. Memleketimizin nereden nerelere geldiğinin farkına varamıyorlar.
1990?lı yılların sonlarına doğru, mevcut haliyle trafiğe açılan Seydişehir Konya Karayolu hem Seydişehir?imize, hem de bu yol üzerinde bulunan ve bu yola yakın yerleşim birimlerinde nasıl bir gelişmeye neden olmuştur bunun tarifini bile yapmak çok zordur. Günde birkaç. aracın geçtiği stabilize bir yoldan, saatte 700 aracın geçtiği mevcut yola kavuşmak insan hafızasını zorlayacak bir gelişme değil midir? Kim yapmışsa yapmıştır. Parti adı telaffuz etmeden, politika yapmadan, ona buna mal etmeden sebep olanların hepsine birden ?Allah Razı Olsun? diye dua etmek gerekmez mi? Bence gerekir. Hepsinden Allah razı olsun.
Günde birkaç aracın geçtiği bir yoldan, saatte 700 aracın geçtiği bir yola kavuşmak, bununla da yetinmeyip hemen yanı başına aynı kapasitede öyle bir yola daha sahip olmak, hem de bir yıllık bir süre içinde böyle bir imkâna kavuşmak acaba nasıl bir anlatımla, nasıl bir izah tarzıyla açıklanabilir?
Hem de 15 yıl gibi kısa bir süre içinde, nereden nereye geldiğimizin muhasebesini yapmak, bilânçosunu çıkarmak, neticesine şahit olmak Türkiye Cumhuriyeti Devleti?nin bir ferdi olarak başımızın göğe ermesini sağlayacak çok büyük bir hadise değil de nedir? Çünkü medeniyet, yol demektir.
Bir hafta kadar önce Konya?dan Seydişehir?e yolculuk yapma imkânım oldu. Gündüz gözüyle gidip, gece gözüyle döndüm. Seyahatim esnasında gözümün alabildiği her yerde onlarca iş makinesi harıl harıl çalışıyordu. Gündüz yolculuğumda gözümün alabildiği yere kadar seyrederken; henüz inşaat aşamasında olsa bile, sadece Amerikan filmlerinde görebildiğimiz üç gidişli üç gelişli otoban yolları seyrediyormuşçasına zevk aldım, gururlandım, heyecanlandım.
Bu heyecan; devletimin imkânlarının ekonomik ve yerinde kullanılması halinde, hangi tarihten bu yana söylendiği bilinmeyen atasözlerini dahi anlamsız kılacak gelişmelere kavuşabileceğimizin bir göstergesiydi.
Artık ?git gel Konya altı saat? değil, böyle giderse, neredeyse 20 dakikaya düşecekti. Nereden nereye?
Devletimin ne kadar büyük, ne kadar ihtişamlı, ne kadar zengin olduğuna bir kez daha kanaat getirdim.
Siyasi mülahazalara girmeden, politikadan rant elde etmeyen gariban bir emekli olarak; siyasetin acımasız yüzünden azade, dostlukları kemiren, arkadaşlıklara ket vuran, birbirlerini, kurdukları bir kaç cümleden yola çıkarak belli hedeflere oturtan, yargılatan, ihtirasların ve menfaatlerin girdabı olan politika rampalarından uzak kalarak söylüyorum ki; milletimize bu şekilde rahat ve huzur ortamları hazırlayan, devletin çarklarının dönmesini sağlayan ve bizlere insan onuruna yakışan bu tür yaşam koşullarını layık gören herkese teşekkür ediyorum.
Tayyar YILDIRIM