Her soruya verecek cevabımız var. O kadar vakıfız ki olaylara; sanki vuku bulan her hadisenin senaryosunu biz yazmışız, oyuncusu da bizmişiz gibi davranıyoruz. İnandığımız hususlarda ya da kafamıza yatan veya yatmayan her konuda karşımızdakinin de bizim gibi düşünmesini sağlamak, söylediklerimizi tasdik etmesi için sesimizi yükseltmekten tutun da, yemin etmekten, başkalarını şahit tutmaktan, hatta bazen Allah?ı ve O?nun emirlerini bile duygu ve düşüncelerimizin doğruluğuna şahit göstermekten çekinmeyebiliyoruz.
Karşımızdakinin pozisyonuna uygun sandığımız bir Hadis?i, yarım yamalak bilgilerimizle; utanmadan, sıkılmadan hatta korkmadan o pozisyonuna uyarlayarak suçluyor, kendimizi de ?ak kaşık? yaparak konunun dışına çıkarıyor, sevap ya da alkış geleceğine inandığımız olayların ise tam ortasına atıveriyoruz. Çünkü orada nefsimiz okşayan bir güzellik(!) var.
Bir olayın kahramanı ya da kahramanları kendi dünya görüşümüze uygun kimseler ise, icra ettiği faaliyetin doğruluğu ya da yanlışlığı üzerinde durmaksızın kendimizi hâkim ve savcı yaparak o kimseyi derhal beraat ettiriyor veya cezalandırıveriyoruz.
Dünya gündemini meşgul eden, en son ve en önemli olaylardan birisi olan ?Gazze?ye Yardım? konusunda da saflarımızı anında belirleyiverdik. ?Arapların hiçbir şeye layık bir millet olmadıklarından? tutun da, ?Gazze?ye Yardım Gemisi?ne binen insanların; mevzubahis PKK olunca kıllarını bile kıpırdatmadıklarına? kadar, acımasız, önyargılı, ideolojik, insanları yaralayıcı, kahredici, hak etmedikleri ne kadar iftira ve hakaret sözleri varsa yaftalarını sırtlarına yapıştırıverdik. Sanki ?onların icra ettikleri kutsal askerlik görevlerini bile kerhen yapmış olduklarını adımız gibi biliyorduk. Onların verdikleri vergilerin bile kutsal olmadığını? iddia edecek kadar ileri götürdük meseleyi. Şimdi bazıları da çıkıp; ?demli kafalarla mı vardınız bu yargıya?? diye sorsa ona da söyleyeceğim sözler ne eksik ne de fazla olurdu.
Böyle bir olayın neticesinde ölüm olma ihtimalinin çok yüksek olduğunu bile bile o gemiye binip binemeyeceğimiz hususunda kendimize hiçbir soru sormadan, Müslüman din kardeşlerine yardım amacıyla kelleyi koltuğa alıp yola çıkanlara söylenen sözlerin ?İsrail Yönetimine prim yapacağını, gerçekte İsrail?in ve uyguladıkları politikalara destek anlamı taşıyacağını? ya düşünmekten aciz bir haldeler ya da bunları söyleyerek bilinçli bir halde Siyonizm?e hizmet etmektedirler. ?Canınız sağ olsun? mu diyeceğiz bunlara?
?PKK?nın şehit ettikleri için kılları bile kıpırdamayanların, Gazze ve Filistin söz konusu olunca yollara döküldüklerini, şehirlerin meydanlarını inim inlettiklerini? beyan edenler! Hatta, ?gemiye binen insanların, PKK?ya sempati ile baktıklarını? söyleyebilecek kadar aşırılığa ve acımasızlığa kaçan sözler sarf edenler! Pekâlâ, sizler neden oturup gününüzü gün etme peşindesiniz? Madem Gazze ve Filistin sevdalıları onlar uğruna ölüme giderlerken, sizler de şehirlerin meydanlarına inip PKK aleyhine mitingler düzenleseniz ya? Neden hep başkalarını suçlarsınız da PKK konusunda sizlerin kılı bile kıpırdamaz? Bakın adamlar Arapları kurtarmak için Akdeniz?in sıcak sularında kan veriyorlar, can veriyorlar. Ya sizler ya bizler konuşmaktan başka ne yapabiliyoruz? Sadece başkalarının yaptıklarını eleştirmekle meşgulüz. Sakın ola ki bu bir kıskançlık krizi olmasın?
Doğruları bırakıp, destekledikleri partilerin sözcülerinin tavırlarına göre tavır belirleyen, pozisyonlarına göre pozisyona giren hiçbir Türk çocuğunun böyle yaparak doğru bir yere varabileceklerine inanmıyorum. TBMM?ye seçip gönderdiğimiz milletvekilleri bağlı bulundukları partinin grup kararlarına ve liderlerinin iki dudakları arasından çıkan sözlere bakarak hareket ediyorlar. Çoğu zaman da biz onları acımasızca eleştiriyor ve ?kendi benliklerini lidere ve partiye teslim etmekle? suçluyoruz. ?Partinin menfaatlerini milletin menfaatlerinden üstün tuttuklarını? haykırıyoruz. Hâlbuki çok daha fazlasını bizler hem de hiçbir şekilde bizi bağlamadığı, üzerimize bir yaptırım uygulama zorunluluğu bulunmadığı halde gözümüz kapalı bir vaziyette sırf ?oy verdiğimiz parti böyle diyor? diye insanlığın müşterek doğruları olması gereken doğruları, hatta mensubu bulunduğumuz milletin ve inancın değerlerine uygun olan bu değerleri bir yana bırakıp particilik yapmakta, yanlışları bile doğruymuş gibi savunarak başkalarına hizmet etmekteyiz.
Günlük olarak mail adresime saçma sapan bilgiler içeren, komplo teorileri ve önüne geleni ?vatana ihanetle? suçlayan onlarca yazı resim ve benzeri ileti gelmektedir. Çoğu zaman acı bir gülümseme ile anında silip teknolojinin çöplüğüne gönderiveriyorum onları.
Birçoğunun da okunmadan gönderildiğini düşünmekteyim. Eğer onların birçoğu anlayarak ve özümsenerek okunuyor olsaydı, hiçbir kimseye göndermeden, olduğu gibi silinip, hak ettiği muameleyi hemen orada görüverirlerdi.
Biz Türk çocukları bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olma cehaletine uygun insanlar değiliz. Bizler hep ağlayarak değil, okuyarak ve çalışarak varabiliriz hedefimize.
Yoksa onlar bizi Akdeniz?in ortasında öldürmeye, bizler de farkında olmayarak kendi devletimizin kurumlarını suçlamaya, onları övmeye, yaptıklarına alet olmaya devam ederiz.
Aman ha!
Tayyar YILDIRIM
