Yazının başlığı Ataol Behramoğlu?nun bir şiirinin adı.
Geçen gün Babalar Günü?ydü. Özellikle asker babaları için matem günüydü bugün. Yıllardır terör belasından çok çekmiş bir memlekette oğullarını davullarla zurnalarla askere yollamış babalar için ?Babalar Günü? de neymiş. Her telefonda yüreği ağzına gelen, kapıyı açınca oğlunun şehit olduğu haberini iletmek için görevlendirilmiş bir askerle karşılaşma korkusu çeken babalar diyarında ?Babalar Günü? acıları katmerlemekten başka ne işe yarar?
Gün boyu haberleri izledim, yorumları dinledim faydasız. Tarifsiz kederlerle kıvranırken adını başlığa taşıdığım şiir geldi aklıma. Hak verdim şaire. Bu memlekette salt güzellik arayanlar beyhude dolaşır; çünkü karşılaştığı her güzelliğin yanıbaşında onun ruh ikizi gibi hüzün oturmaktadır ki hiç yalnız bırakmaz. Tıpkı şu dizelerde dile getirildiği gibi.
?Türkiye, üzgün yurdum, güzel yurdum
Boynu bükük ay çiçeği
Şiirin ve aşkın geleceği
Türkiye, üzgün yurdum, güzel yurdum
Dağ rüzgarı, portakal balı
Alçak gönüllü, hünerli, sevdalı
Türkiye, üzgün yurdum, güzel yurdum
Yazgısı kara yazılmış gelin
Kurumuş sütü memelerinin
Türkiye, üzgün yurdum, güzel yurdum
Harlı bir ateş gibi derinde yanan
Haramilerin elinde bulunan?
?
Bir günde birçok fidanımız devriliyor toprağın kara bağrına. Aynı anda yurdun her yerinde cenaze namazlarına duruluyor. Teröre lanet yağıyor. Birkaç gün nedenleri niçinleri tartışılıyor, sonra unutuluyor. Aynı olaylarla aynı yerlerde aynı nedenlerle çok geçmeden gene karşılaşıyoruz.
Bir günde benzer nedenlerle meydana gelen trafik kazalarında onlarca insanımız hayatını kaybediyor.
Şu habere bakın Allah aşkına: Bir genç yamaç paraşütüyle uçarken rüzgârın ters esmesiyle paraşütü dolaşıyor, bin metre yüksekten göle düşüyor, kenarda, olabilecek kazalarda kurtarma amaçlı bekletilen botun bezini olmayınca gencin ?imdat!? çığlıkları bir işe yaramıyor.
Yaşadığımız pek çok elim olayın ardından gazete manşetlerine şuna benzer ifadelerin taşındığına tanıklık etmeyenimiz maalesef azdır:
-Göz göre göre?
Aslında bazı olaylarda ihmalimizin hatta vurdumduymazlığımızın payı büyük.
Yani bu ülkede canlar yakan can kayıpları oluyor.
Ağıtların feryatların duyulmadığı gün göremiyoruz.
İster üst üste koyun, ister toplayın yahut çarpın.
Göreceksiniz ki olayların meydana geliş nedenleri hemen hemen aynı.
Yani batı cephesinde de doğu cephesinde de değişen bir şey yok.
Şöyle söylüyoruz bazı olayların ardından: ?Ben bu filmi hatırlıyorum.?
Gözümüzü yaşamak ve yaşatmaktan daha fazla ölmeye veya öldürmeye dikmişiz gibi bir halimiz var.
Başımıza gelenlerden ibret almadığımızdan şu cennet vatanı cennet ortamından hızla uzaklaştırmak için düşmanlarımızdan fazla fazla mesai yapıyoruz sanki.
Böyle olunca da gün be gün;
Kan kaybediyoruz,
Ölüyoruz,
Üzülüyoruz.
Üzüntümü bugün benden iyi anlatan şairin şu dizeleriyle bitiriyorum sözü:
?Türkiye, üzgün yurdum, güzel yurdum
Yüzü kırış kırış anam
Ağlayan narım, gülen ayvam?
? Türkiye, üzgün yurdum, güzel yurdum
Zinciri altında kımıldayan
Bitecek sanıldığı yerde başlayan?
Ataol Behramoğlu
Selam ve dua ile?
22 Haziran 2010
Hacı Halim Kartal