Anayasa?ya el âlem görsün diye, Türkiye Cumhuriyeti demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir, yazmak kolay. Lakin Anayasa?ya yazmakla demokrasi olmuyor.
Hukukun üstünlüğü önemlidir, hukuk herkese lazım, demek de kolay.
Anayasa?ya kuvvetler ayrılığı esastır, yargı bağımsızdır, yazmak da kolay. Ama uygulamaya gelince generaller rahatsız oluyor. Genelkurmay ve generaller yargının üstündedir, demek de lazımmış(!)
?Kanun önünde herkes eşittir.? yazmışlar, ama iş bununla bitmiyor. Yazmanlar, generaller hariç, yazmayı unutmuşlar!
Emekli generaller kayıp.
Muvazzaf generaller, kışlada nöbet bekliyorlar.
Mahkeme kararları kışla kapısına çarpıp geri dönüyor.
Demokrasi gömleği, Genelkurmay?a dar geliyor. Ordu içine yerleşmiş ve Pentagon?dan aldığı icazetle dört darbe yapmış cunta, iyice şişmanladığı için gömlek sırtına olmuyor.
Darbeciler AB kriterleri diye kilo vermek ve zayıflamak istemiyorlar.
Demokrasiye, yani halkın kendi kendini idare etmesine razı değiller.
Marmaris?te turp gibi iken Çetin Doğan, İstanbul?a gelince birdenbire fenalaşıyor, soluğu hastanede alıyor.
?PKK?yı açıktan lanetlemek, el altından desteklemek lazım.? diyen general arazi.
Hiç bu kadar kötü duruma düşmemişti cuntacılar.
Cuntacı generaller sanık ve kaçak.
Hukuktan kaçıyorlar.
Adaletten kaçıyorlar.
Kanundan kaçıyorlar.
Demokrasiye direniyorlar.
Kanunlara direniyorlar.
Pentagon?dan icazet alamadıklarına yanıyorlar.
PKK?yı kullanarak iç tehdit oluşturamadıklarına hayıflanıyorlar.
162 subay, darbe yapıp 820 subayı, 1960?daki gibi ülke genelinde 7200 subayı tasfiye edemediklerine, sivil vatandaşı stadyumlara doldurup sorgulayamadıklarına, içlerinden bir Kenan Evren daha çıkaramadıklarına üzülüyorlar.
Cuntacı generaller çağı okuyamıyorlar, dünya gündemini takip edemiyorlar.
Türkiye Avrupa Birliği ile demokratikleşme müzakereleri yapıyor.
Kişi başına düşen milli gelir 10 bin doları çoktan aştı.
Cuntacıların borazanı Doğan medya tekeli çoktan kırıldı.
İnternet diye bir şey çıktı.
Darbe söylentileri, Heron düşürme skandalları, ?Her şey kontrolümüzde.? diyerek Çukurca Hantepe?de asker kırdırma, ordu malı mayınlarla ana kuzusu askerleri kurban etme düzenleri siteler düşüyor.
Dağlıca ve Aktütün baskınlarından önce PKK?lıların geleceğinin ihbar edildiği haberleri sitelere konuyor.
Ulusalcı Doğu Perinçek ve Yalçın Küçük?ün PKK ile darbeci cunta arasında köprü elemanı olduğu muhalif medyanın dilinde, savcıların iddianemesinde.
Amerika?ya demokrat bir başkan seçildi, hem de zencilerden.
Türkiye?de halk iktidar oldu.
Dünya değişti cuntacı paşalar, ordudan elinizi çekin.
Askerle birlikte eğitime çıkın, tatbikatlara katılın, kilo verin ve demokrasi gömleğini giyin. Yoksa Almanya Savunma Bakanı Rudolf Scharping, İspanya Savunma Bakanı Carme Chacon gibi bir bakan ipinizi çekecek.
Anayasa?da yazılan demokratik, hukuk devleti ifadelerinin generaller için de olduğunu kafanıza sokun.
Amerika?da özel harp eğitimi almış subaylarla darbe yapma mevsimi geçti.
Halk çocuklarının eğitim seviyesi yükseldi, sivil toplum örgütleri kurdular. Sivil uzantılarınızın kurduğu ADD, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, bilmem ne örgütlerinin naylon olduğu anlaşıldı. Disk gibi sarı sendikaların artık alternatifi var.
Hürriyet, Milliyet gibi darbe şakşakçısı medyanın hem de çok güçlü alternatifi var.
Milletin vergisiyle alınmış tankları sokağa sürerseniz üstüne çıkacak cesur sivil toplum örgütleri var.
Darbeciler, askerimizin üniforması arkasına saklanmayın.
Gidin mahkemeye! İfadenizi verin.
Sayın İlker Başbuğ, darbecileri koruma. Gelecek ay üniformayı çıkaracaksın. Darbecileri korumaktan ifade vermek zorunda kalacağını unutma. Sanıkları kanuna teslim et.
Darbeciliğin lüzumu yok artık.
Vatandaş, demokrasiye sahip çık ve darbecileri her gördüğün yerde yuhala!