banner176

BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

Şu gazeteci milleti bugünlerde konu sıkıntısı mı çekmeye başladı ne?

 

 Baksanıza ülkemizin müzmin sorunlarından biri haline getirilen şu başörtüsü konusunda yazı yazılmayan gün yok neredeyse. Görsel medyamızda da aynı konu temcit pilavı gibi ısıtılıp ısıtılıp getiriliyor seyircinin önüne. Yazıldıkça yazılıyor, konuşuldukça konuşuluyor. Başörtüsü siyasi simge mi değil mi? İsim babalığı kime ait bilmiyorum, kamusal alan (!) olarak adlandırılan mekânlara başörtülü olarak girilsin mi girilmesin mi? ?

 Siyaset kurumu da öyle ki bazı konuların sürüncemede kalması işlerine geliyor gibi. Öyle ya, bu davadan daha uzun bir süre ekmek yemeleri lazım adamların.

 

Bu durumda bize ne kalıyor? Bir derdin halledilmesi için, bunlar bir hal çaresi bulur umuduyla gittikleri her kapıdan ağızlarına bir parmak bal çalınanların, umut fakirin ekmeği kabilinden bir dönem beklentiye sokulup onca bekleyişin ardından yaralarına merhem olacak bir adımın atılmaması karşısında hissettikleri psikoloji kalıyor tabi. Yani can sıkıntısı?

 

Can sıkıntısına neden olan konular o kadar çok ki güzelim ülkemizde? Al sana resepsiyon mesela. Ne işe yarar? Yenilir mi, içilir mi? Doğrusu o kadarına aklımız ermez; ama görüyorsunuz ki Cumhuriyet Bayramı?ndan günlerce önce başlayan tartışmalar bayramdan sonra da belki daha günlerce konuşulacak, yazılacak. Eh hepimiz de her gününü dağda sürülerinin peşinde dolaşarak geçiren koyun çobanı değiliz ki gazeteden haberlerden uzun uzadıya ayrı kalma bahtiyarlığına sahip olalım. Hani şu siyasetçi milletinin pek hoşlanmayacağı şu fıkradaki gibi:

 

Çobanın biri, seçim kürsüsünde bağıran milletvekili adayını görünce kalabalıktan birine sorar:

-         Bu ne bağırıyor?

-         Nutuk atıyor.

-         Bizim koyunlara zararı var mı?

-         Yok.

Çoban:

Öyleyse bağırsın dursun.

 

İki üç gündür gazetelerde köşe yazarlarının yazdıklarına bakıyorum: Konu Oktay Ekşi. Birçok yazar bu gazetecinin istifası nedeniyle Ekşi?li yazılar yazıyor. Bir de CHP?nin tüzüğü? Bu konular da en iyimser hesapla Kurban Bayramı?na kadar devam eder. Ardından yaklaşan bayram münasebetiyle ithal kurbanlıklar, kurban fiyatları, uzun bayram tatilleri ve bayram tatillerinin değişmez gündemi haline gelen maalesef bu elim kazalarda çok sayıda vatandaşımızın can kaybıyla sonuçlanan kahrolası trafik kazaları?

 

Elbette memlekette güzel şeyler de oluyor; ama yazılı ve görsel bası-yayın organlarında en çok neler yazılıyor veya konuşuluyorsa akşamları işinden evine gelen milyonlarca insanın karşısına geçip izledikleri kanallardan dökülüp saçılanlar da üç aşağı beş yukarı bunlar ise can sıkıntısından başka ne hâsıl olur Allah aşkına?

 

Aslında can sıkıntısına iyi gelecek bir ilaç biliyorum. Gündelik tüketim metaı haline getirilen konulardan olmasa bile hep aynı şeyleri yazıp aynı şeyleri aynı şekilde konuşanlardan mümkün olduğunca uzaklaşıp fırsat buldukça doğaya açılmak?Özellikle bugünlerde mesela Kuğulu?da herhangi bir yerde durup bir süre havuz başından dağların doruklarına kadar etrafı seyretmek? Eminim renklerin her tonuyla karşılaşacaksınız ve sinirlerinize iyi gelecek. Yahut kitapların dünyasında gezintilere çıkmak? Daha kalıcı bilgiler kazanıp sanatçı duyarlılığıyla çizilen, anlatılan ufuklarda doyasıya seyahat etmek? Evet, her bakımdan iyi gelecek, buna inanıyorum.

 

Yoksa- Allah Korusun- bu can sıkıntısıyla birbirimizin canına okuyacağız.

 

Selam ve dua ile?

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.