banner202

banner203

BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

banner176

Biz Türkler genellikle hayatımızı kıskançlıklarımıza göre yönlendiriyoruz. Komşumuz bir araba alsa, hiç imkânımız olmadığı halde onun daha iyisini alıp kapımızın önüne koyma gayreti içine giriyoruz. Bir konuda başarısız olduğumuzda hemen bir başkasını örnek vererek ?bak o da bunu yapamadı? diyerek teselli arıyoruz. Birisinin başarı olduğu bir sahada onu övmek yerine kendimizin başarılı olduğu bir sahayla misilleme yaparak onun başarısını gölgeleme gayreti içine giriyoruz. Kendi başarılarımızın bangır bangır seslendirilmesini isterken, bir başkasının başarısından söz edilmesine asla tahammül edemiyoruz.

 

Evet, rekabet iyi bir şeydir. Ama biz rekabeti değil; karalamayı, övünmeyi, övülmeyi, yermeyi, gammazlamayı, şikâyet etmeyi yeğliyoruz. Birisinin toplum içinde yapmış olduğu bir hatayı yüzüne vurmak, ifşa etmek, onu el âleme rezil etmek bize çok büyük bir haz veriyor. Nefsimiz bundan oldukça zevk alıyor. Hâlbuki ?nefis insanın en büyük düşmanıdır?

 

Başkalarının başarısızlığı senin başarın olamaz. Sırf kötüleme üzerine sarf edilen sözler hiçbir zaman seni bir yerlere getirmez. Bu tavır yapanın değerini düşürür, onu küçültür. 

 

Türk siyasi hayatında da bu tür tavırlar hiçbir zaman ödüllendirilmemiştir. Sırf konuşan, kötüleyen, çamur atan birisi için atalarımız ne güzel demişlerdir. ?Ainesi işidir kişinin, lafa bakılmaz.?

 

Kendi yapacağımız iyiliklerden bahsetmek yerine, başkalarının hatalarını kollayıp ondan kazanç sağlamaya çalışmak, kendinde olmayan meziyetleri başkalarının sırtından elde etmeye çalışmak kısaca ?başkasının sırtından geçinmek? insanı nereye kadar götürebilir ki?

                                                                               

Özellikle son yıllarda muhalefet, sürekli olarak hükümetin yaptıklarını kötüleyerek propaganda yapmaktadır. Ne yapılırsa yapılsın ?kötü? diyerek milletin tercihlerinin hilafına hareket ederek mevcut iktidarın iktidardaki ömrünü uzatmaktadırlar. Bunun ispatı; son sekiz yıldır yapılan bütün seçimlerin iktidar partisi tarafından kazanılmış olmasıdır. Yapılan bütün icraatların ?kötülüğü? muhalefet partilerinin yönetim kademeleri tarafından görülebilmekte ama bunun böyle olduğuna milletin ekseriyetini inandıramamaktadırlar.

 

Günümüz iletişim araçları çok büyük gelişme içindedir. En cahilinden en okumuşuna kadar herkes iyileri de, kötüleri de farklı iletişim kaynaklarından takip edebilmektedirler. Böyle olunca da ?iyiye de kötü, kötüye de kötü? ya da ?kötüye de iyi, iyiye de iyi? demenin çok da anlamlı olmadığını çok bariz bir şekilde görebilmekteyiz. Yapılanın tersini söyleyerek propaganda yapmanın yapana zarar verdiğini görememek beni hayretler içinde bırakıyor. Bunda ısrar etmek de aklıma farklı farklı senaryolar getiriyor. Aklıma gelen en önemli senaryo da şu oluyor:

 

?Acaba gizli ve aleni bazı güçler, mevcut iktidarın iktidarının daha uzun yıllar sürmesini mi istiyorlar??

 

Böyle olmasa yapılan propagandaların şeklinin değiştirilmesi ve iktidara oy kazandıran yöntemlerin bırakılarak daha gerçekçi propaganda yöntemlerinin geliştirilmesi ve uygulanması gerekmez miydi?

 

Son zamanlar bunun emarelerini sanki görür gibiyim. En katı bir şekilde muhalefet edenler bile ?evet ne kadar sevmesek de şu şu konularda iktidarın başarısını reddedemeyiz? demeye başlamışlardır. İşte bu olumlu bir sinyaldir ve bu olumlu değişimin, ?biz iktidar olursak gelecekte neler yapacağız?? sorusunun cevaplanmasıyla bu sinyalin daha da parlak bir ışık haline geleceği aşikârdır.

 

Unutmayalım ki; ?başkasının sırtından kazanılan hiçbir başarı, ilelebet tahtında kalamaz.?

 

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.