Meslekler içinde öğretmenliğin yeri çok farklı. Öyle ki hayat boyu doktor, mühendis, avukat, eczacı? hemen her meslekten pek çok insan tanırız; ama hiçbiri gerek ismiyle gerek cismiyle öğretmenlerimiz kadar yer etmemiştir hafızalarımızda. Bu nedenle bir yerde eğitim ve öğretimden, özelliklede öğretmenlerden söz edilse bir öğretmeni ile ilgili anısını daha dün yaşanmış gibi anlatan biri muhakkak bulunur.
Öğretmenler Günü okullarda, evlerde biraz da ilk öğretmenlerimizi hatırlamanın meydana getirdiği duygusal bir hava yaşanır.
Öğretmenler Günü gelir de hangi öğretmen duygulanmaz ki?
Hele benim gibi emekli öğretmenler.
Yılarca ?dünyanın en güzel çiçekleri? bildiği öğrencileriyle arasında aşağıdaki şiirlerde anlatıldığı gibi bir sevgi iklimi oluşmuşsa değmeyin keyfine. Böylesi bir mutluğun yerini hiçbir şeyin tutmasına imkân yoktur atık.
?Öğretmenim bilir misin
Seni nasıl sevdiğimi?
Sorsan bana nerde yerin
Gösteririm ben kalbimi
Ana değil, ana gibi;
Baba değil, baba gibi
Öğretmenim bende sevgin
Can içinde bir can gibi??
Hüseyin Düzbasan
?Sizi görünce;
Eriyor yüreğimdeki buzlar,
Yüzümde çiçekler açıyor birden.
Zamanı süzüp içtiğim,
Ilık yaz akşamlarını hatırlıyorum
Kehribar tanesi gözlerinizden.?
Durdu Şahin
Öğretmenler Günü 12 Eylül 1981?den beri kutlanıyor. Biraz o dönemin toplum mühendisliği çerçevesine doğup geliştiği için mi bilmem Öğretmenler Günü?nü ben, doğallıktan uzak olan her şey gibi hep biraz soğuk buldum; çünkü?
Öğretmenler Günü ben, en çok sınıfımda öğrencilerimle birlikte olmaktan mutluluk duydum.
Öğretmenler Günü ben, genellikle aynı sözlerle, aynı örneklerle yapılan protokol konuşmalarını hiç sevmedim.
Etkili ve yetkili kimseler tarafından Öğretmenler Günü gündeme getirilip daha sonra bir daha hiç ama hiç hatırlanmayan, nisyanın kapkaranlık vadilerine terk edilen vaatlerden tiksindim.
Bu memlekette zaten neredeyse üç yüz altmış beş günün yarısının şu günü bu günü olarak tahsis edilmiş olası yetmezmiş gibi Öğretmenler Günü adıyla bir gün daha icat edilmesinin modaya uygun olsun diye yapıldığını düşündüm.
Öğretmenler Günü ben, öğretmenlerin düzenlenen göstermelik törenler için okullarından çıkarılıp sokaklara dökülmesini hiç sevmedim.(Yakın zamana kadar 24 Kasım günü öğleden sonra bütün okullarda eğitime ara verilirdi.)
Öğretmenler Günü çok sevdiği öğretmenleri için yazdıkları şiirlerle ödül kazanan öğrencilerin kazandıkları ödülleri almak üzere geldikleri salonlarda başlarının örtülü olmasını nefretle karşılayan devlet erkânının cereyana kapılmış gibi yerlerinde duramaz hale gelip bir an önce bu felaketten kurtulmak istercesine sağa sola talimat vererek tepki göstermelerini sevmedim.
Öğretmenler Günü ben, beni dinleyen bir öğrencime bilmediği bir şeyi öğretmek kadar hiçbir şeyden zevk almadım.
Öğretmenler Günü ben, öğretmenliğin ağızlarda pelesenk edilmesini değil, öğretmenlik yapılmasının daha takdire şayan bir iş olacağını düşündüm.
Molla Güranilerin Ak Şemsettinlerin Çağ açıp kapayan Fatihleri yetiştirirken öğretmenlik mesleğinin faziletlerini anlatan protokol konuşmaları dinleyerek iş yapmadıklarına, eserlerini en iyi ve en mükemmel nasıl yetiştiririz diye mücadele verdiklerine ve muvaffak olduklarına şahitlik eder tarihimiz.
Öğretmenler Günü ben, bir taraftan memleketimizde zamanların imkânların ve kaynakların iyi değerlendirilemediğini, yani görünen manzaranın şair N.F: Kısakürek?in ? Vatanımda sular akar başıboş? dediği biçim olduğunu düşünerek üzüntüye kapılırken bir taraftan insanların bir şeylere körü körüne inanmadıklarını görüp her şeye rağmen ?fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür? bir gençliğin yetişmeye başladığını görmekle ve şimdilik caddeden geçen servis araçlarındaki öğrencilerin gülümseyen yüzlerinden yayılan mutluluk aşısıyla teselli bulacağım.
Ve bir Öğretmenler Günü bir mütekait öğretmen ben, evimde bahçemdeki çiçeklerin açmasını bekliyor olacağım. Onlara yenilerinin katılmasını ve rengârenk açılışlarını görmekle bahtiyar olacağım.
Öğretmenler Günü ben?
Hacı Halim Kartal 23 Kasım 2009