banner202

banner203

BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

banner176

Ve okullar açıldı.

 

        On altı milyon öğrenci yeni eğitim ve öğretim yılına ?merhaba? dedi.

 

        Bakanlık, öğretmen ordumuzun göreve yeni başlayanlarla birlikte bir milyona yaklaştığını ifade ediyor. Bu muazzam bir potansiyel?

 

        Ve dershaneler?

 

        Eğitimin her kademesinden daha çok öğrenciyi kaydedebilmek için kendi aralarında kıyasıya rekabet eden dershaneler?. Bu yarış sayesinde eğitimimize büyük bir kalite artışı oldu doğrusu. Okullarda kapatılamayan açıklar bu kurumlar sayesinde dolduruluyor. Bu nedenle dershanelere duyulan ihtiyaç her geçen gün artıyor. Neden artmasın. Çünkü bugün ilköğretim öğrencileri kendilerine üniversitelerin kapılarını aralayacak daha iyi bir liseye, lise öğrencileri daha iyi bir yüksek öğretim kurumuna, üniversiteyi bitirenler de KPSS?den daha iyi bir puan alarak devletin açacağı kadrolara yerleşebilmek için dershanelere gitmenin ? olmazsa olmaz? bir geçek olduğuna inanmışlardır.

 

        Velileri de hesaba katarsak nüfusumuzun büyük bir bölümü eğitim- öğretim faaliyetinin içinde olduğunu, her yılın eylül ayıyla birlikte bu potansiyel gücün harekete geçtiğini, yollara döküldüğünü söyleyebiliriz.

 

        Her yıl milyonlarca insan bir şekilde eğitim- öğretim çarklarında dolaşıyor da neden hala çeker dururuz bazı sancıları, niçin kurtulamayız bazı hastalıkların pençesinden? Derde deva yok, sadra şifa yok.

 

        Okuyoruz okuyoruz, terör bir türlü bitmiyor.

 

        Okuyoruz okuyoruz, tüm uyarılara rağmen bir türlü önüne geçilemeyen trafik kazalarında her yıl bir meydan muharebesi vermiş kadar can kayıpları yaşanıyor güzelim ülkemizde.

 

        Okuyoruz okuyoruz, yaşadığımız mekânları atıklarımızla berbat ettiğimiz yetmemiş gibi dönüp yaptıklarımızdan iğreniyoruz.

 

        Okuyoruz okuyoruz benciliğimizden kurtulamıyoruz.

 

        Okuyoruz okuyoruz, birim zamanda daha çok test çözerken öz değerlerimize, kültürümüze yabancılaşıyoruz.

 

        Biz galiba öncelikle ?okumaktan mana ne?? sorusunu sorarak başlamalıyız okumaya. Bu soruyu aklıma getiren elbette bizim derviş Yunus?umuzdan başkası değil.

 

        Yazımın başlığına bu soruyu uygun gördükten sonra merakımı yenemeyerek sanal âlemde buna dair bir şey var mı diye tuşlara dokunur dokunmaz İsa Güzel isimli bir arkadaşın şu satırlarıyla karşılaştım:

 

?Okumak ilk emirdir insanlığın iftihar tablosuna sunulan. Her şeye Yaratan?ın adıyla başlamaya davettir. Kâinatı var edeni bilmeye ve insanlığı aydınlatmaya bir çağrıdır. Sonsuzluğa açılan kapıdır. Bataklıktan, cehaletten, yok olmaktan kurtuluşun reçetesidir. Okumak bir diriliştir. İnsanın hem kendinde hem de ötelerde dirilişi. Kısaca okumak Yunus?un şu özlü ifadelerinde gerçek manasını bulur kanaatimce.?Okumaktan mânâ ne/ Kişi Hakkı bilmektir./ Çün okudun bilmezsin/ Ha bir kuru emektir.?

 Başka söze ne hacet?

 

        Kur?a?ni Hayat adlı bir derginin 20. sayısında Ayten Durmuş imzasıyla aynı başlıkla yayımlanan daha kapsamlı bir makalenin sonunda şöyle bir sonuca ulaşıldığını gördüm:       

 ?Kültür seviyesinin düştüğü, emeksiz kazanç yollarının yaygınlaştığı, çalışmadan yaşamanın akıllılık görüldüğü, fuhşun yayıldığı, ailenin önemini ve sağlamlığını kaybettiği, parçalanmış ailelerin ve bu sebeple sahipsiz çocukların arttığı, milletin ruh-beden-nesil sağlığına gereken önemin gerektiği kadar verilmediği, cahilin ve zalimin silah ve para gücünü elinde bulundurduğu, güzel konuşanların güzel eylemler yap(a)madığı, erdemli insanların toplum düşmanları tarafından yalanlarla lekelenip sosyal hayattan saf dışı edildiği, ilim sahiplerinin kendilerini zayıf hissederek üstlerine düşeni yapmadıkları bir toplum, toplumsal dağılmayı ve çökmeyi beklemelidir.?

?

Anlıyorum ki her türlü iş ve eylemlerimiz niyetlerimize, amaçlarımıza göre şekilleniyor. Maddi doyuma, güce ve üstünlüğe ulaşma amaçlı gayretlerimizle yaşadığımız mekânlardaki konforumuz artıyor, kullandığımız araçlardaki beygir gücü inanılmayacak kadar yükseliyor; ama insaf, iz?an ve irfani taraflarımız ise fakirleşiyor.

Çare denilince de aklıma Yunus Emre?nin yüz yıllar öncesinden gönül gözüyle görüp söylediği: ?İlim ilim bilmektir

                             İlim kendin bilmektir

                             Sen kendini bilmezsin

                             Bu nasıl okumaktır?   ilahisinin sözlerini eğitim felsefemizin temeline yerleştirmek düşüncesi bana göre daha sıcak, daha samimi ve daha makul geliyor.

Selamların en güzeliyle?

 Hacı Halim Kartal     

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.