banner202

banner203

BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

banner176

?Dünya hayatı bir oyun ve oyalanmadan ibarettir.? Kuran-ı Kerim

 

        Gerçek bu? Hep bir oyunun içineyiz. Kimimiz oyun kurucu. Kimimiz oyuncu, kimimiz de oynayan takımlardan birinin diğerini yenmesi için tezahürat yapan seyircileriz.

 

        Oyunlar çeşit çeşit: Misket oyunları, kağıt oyunları, son ?bol? hecesiyle bitenler, ruletler, şans oyunları ve daha adını bilmediğim bin bir çeşit oyun ve eğlence?

 

        ?Batıda bir dram oynanıyor açıldı perde? diyen şair de milletler ve medeniyetler arasında zaman zaman oynanan ve çıkış noktasında genellikle sömürgecilik olan kanlı oyunlardan söz etmektedir kanaatimce.

 

        Kimi tartışma programlarında ülkemizin jeopolitik sorunları tartışılırken bazı konuşmacıların ?Ülkemiz üzerinde yeni bir oyun oynuyorlar.? Şeklinde sözler söylediklerine tanık oluruz. Öyle oyunlar ki bunlar, oyun kurucuların niyetleri iyi okunursa oyuna katılmak veya katılmayıp kenardan seyretmek şeklinde oynayacağımız rollerin bize çok bir zararı olmaz. Ya oyun kurucuların niyetlerindeki pis hesapları göremeyip de katılırsak onların oyunlarına, işte o zaman vay halimize!

 

        Birinin samimiyetine duyulan güven sarsılmaya başlamışsa kandırıldığını düşünenlerin, kandırıcılarına karşı biraz sitem biraz gücenmişlik duygularıyla bir şarkıda söylendiği gibi  ?Bana oyun oynama!? uyarısının bir yararı olur mu bilmem; ancak böyleleri kendileri için zararla sonuçlanan bir oyunu bir daha asla oynamayacaklarına dair yeminler etseler de ?Horoz ölür gözü çöplükte kalır.? Sözünü doğrulayan bir gelişme yaşanır; tövbekâr yeminini, kasemini tez unutup bir başka oyunda buluverir kendini. Millet olarak iki yüz yıla yaklaşan Avrupalılaşma maceramız bir bakıma böyle bir oyundaki sürekli aldatılan oyuculara o kadar çok benziyor ki!      

       

        Oyunlar içinde bir oyun bilirim; adını anmak bile içime bir korku düşürür. Hafazanallah! Ülkeler batırmış; her ırktan, her dinden ve milletten milyonlarca insanın ölümüne neden olmuş, nice haneleri viran eylemiştir. Bu adı batasıcanın adı da siyaset oyunu. Bu oyunu oynayan kimi oyuncular için önemli olan sonuçtur ve bu sonuca ulaşabilmek için her yol mubahtır. Mesela adam öldürmek, kaçırmak, yol kesip haraç toplamak, rakiplerini güçsüz hale getirmek için iftira atmak, silahı siyaset aracı olarak kullanmak, masum insanların kafasına sürekli kin ve düşmanlık tohumları saçmak onlar için, Allah şerlerinden korusun, en sıradan, an doğal eylemlerdir.

 

        Son zamanlarda Mısır?da, Tunus?ta, Libya?da, Suriye?de, Yemen?de meydana gelen olaylar ve ardından ülkemizde iyice tırmanışa geçen veya geçirilen terörist saldırılar dikkatimizi ülkemizin jeopolitik konumuna daha bir dikkatli şekilde çevirmemize neden olmuştur.

 

        Dünyadaki doğal enerji kaynaklarının yüzde yetmişinin ülkemizin etrafında olduğunu herkes biliyor. Bu nedenle tarih boyu üzerinde medeniyetler kurulan, Avrupa ile Asya arasında siyasi, sosyal, ekonomik ve kültürel köprü vazifesi gören Anadolu toprakları her çağda başka ülkelerin ilgi odağı olmuştur. Bu bakımdan ülkemiz, dünyada kendini sürekli oyun kurucu olarak gören ve bu özelliğini de maalesef bizim gibi ülkelere kabul ettiren baş belası oyuncuların iştahını kabartıp, onlara büyük heyecanlar yaşatan bir özelliğe sahiptir.

 

        Oyun içinde oyunlar oynanıyor, at izi it izine karışıyor, oyun kurucular da en çok oynadıkları ülkelerin halklarını birbirine düşman ederek güçlerine güç katmış oluyorlar.       

 

        Bugünlerde ülkemizde oynan oyunların bana göre en netamelisi bu tür oyunlar. Görevleri, yegâne amaçları öğretmek olan on iki öğretmen servis araçlarından indirilerek bilinmeyen bir yere kaçırılıyor da bir oyuncu grubu bunu ?siyaset alanını genişletmek? olarak görüyor.

 

        Biz, milletçe bu pis oyunlardan bıktık, usandık.

       

        Birinci ve en önemli ilkesi ?Her gün daha fazla kan ve gözyaşı? olan bir siyaset oyununu, ciğerimize kadar sapladıkları bir paslı hançeri yaralı organın içinde kanırta kanırta gözümüzün içine bakarak oynayacak oyuncularla aynı tiyatroda olmak veya böyle bir oyunu her gün seyretmek zorunda olmak bana çok acı geliyor.

         

        Nasıl olur bilmem; ama niyetleri sadece huzur bozmak olan bu oyuncuların oyunlarını bozmak için üzerimiz düşen görev her ne olursa olsun, var gücümüzü öncelikle bu doğrultuda harcamanın namus borcu gibi bir borç olduğunu düşünüyorum.

       

 

        Selamların en güzeliyle?

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.