banner176

BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

Eğitimde takdir, beğenme ve ödül; ceza, dayak ve tehditten çok daha etkilidir.

Eğitimci ve yazar Adem Keven, Öncü Öğretmen isimli fevkalade güzel kitabında takdirin gücünü anlatan nefis bir örnek verir. Okuyalım.

?Yavuz, çok hareketli, yerinde duramayan kıpır kıpır bir öğrenci idi. Dağınıktı, çalışma düzeni edinememişti, defterleri karma karışıktı. Verilen ödevleri ya hiç yapmıyor veya gelişigüzel yapıp geçiştiriyordu. Sınıf içindeki hareketleri zaman zaman zorlayıcı olabiliyor, öğretmeni ve arkadaşlarını çileden çıkarabiliyor, sınıfın huzur içinde ders yapmasını engelliyordu.

Öğretmen, Yavuz?un iyi bir öğrenci olabilmesi için sık sık onula konuşuyor, nasihatler ediyor, ?Oğlum, bak, geleceğe hazırlan, iyi bir öğrenci ol, bu senin için de iyi olur, sınıf düzenini bozma, arkadaşlarını rahatsız etme, ödevlerini dikkatle yap, ödev senin sorumluluğundur.? diyordu.

                Bu tür uyarıları, nasihatleri, öğütleri her gün yapıyordu. Bir zaman sonra öğretmen, Yavuz?un düzelmeyeceğini düşünmeye başladı. Bu düşünceler onda öylesine yerleşti ki artık Yavuz?a karşı hiç kabul edici ve onaylayıcı davranmamaya başladı, Yavuz?u gözünden ve gönlünden sildi.

                Öğretmen bir gün eğitim psikolojisi alanında bir kitap okudu. Kitapta şöyle bir metot öneriliyordu:

                ?Öğrencilere karşı sürekli olumlu duygular besleyin ve onları karşı tutumunuzu sorgulayın. Öğrencilerinize karşı onaylayıcı, kabul edici tavır sergileyin. Onlarda gördüğünüz iyi davranışları fark edin, o davranışı ödüllendirin.?

                Öğretmen öğrendiği yeni bilginin etkisiyle Yavuz?a karşı düşüncelerini değiştirdi, onun güzel yönlerini görmek için çaba sarf etmeye başladı. Bir gün ödevlere bakarken Yavuz?un Türkçe ödevinin baş kısmını çok güzel yazdığını fark etti. Ödevin baş kısmını kırmızı kalemle daire içine aldı ve ?Aferin, bu kısmı çok güzel yazmışsın, yarın ödevlerinin hepsini bu şekilde yapmaya çalış.?diye yazdı.

                Yavuz?un yüz ifadesi ve davranışlarında bir değişiklikler oldu. Öğretmenin yazdığı yazıyı tüm arkadaşlarına büyük bir sevinçle gösterdi. Arkadaşlarına göstermekle kalmadı, eve gidince anne ve babasına da defalarca gösterdi.

                ?Öğretmen bana aferin, dedi. İnanamıyorum. Artık çok sevinçliyim. Bundan sonra ödevlerimi daha güzel yapacağım.?diye haykırdı.

                Gerçekten de bir gün sonraki ödevlerin nerdeyse tamamını büyük bir özenle yaptı. Öğretmen de ödevinin tamamını kırmızı kalemle daire içine aldı ve dışına büyük harflerle ?Aferin Yavuz? yazdı. Yavuz?a dönerek, ?Bak yavrum, demek ki isteyince ne kadar yapabiliyormuşsun. Bundan sonra daha güzel yapacağından ve derslerine çalışacağından eminim.?dedi.

                O gün derste öğretmen Yavuz?u tahtaya çıkardı ve sınıfa dönerek, ?Sevgili öğrenciler, bugün sınıfımızın en atak öğrencisi Yavuz oldu. Onu hep birlikte alkışlayarak kutluyoruz.? diyerek tüm sınıfa Yavuz?daki olumlu gelişmeyi fark ettirdi.

                O günden sonra Yavuz, sınıfın dikkatini çekmek için ipe sapa gelmez hareketler yapmadı, son derece dikkatli bir öğrenci olmaya çalıştı. Artık derslere katılan, başkasını rahatsız etmeyen, düzenli bir öğrenci oldu. 

                Öğretmen de Yavuz?daki bu gelişmelerin kalıcı olması için onu sık sık taltif etti. Ona değerli olduğunu hissettirdi. Ufak tefek hatalarını görmezden geldi, ona karşı ön yargılardan uzak, kabul edici bir tutum sergiledi.

                Hayatın karanlık girdaplarında kaybolup gitme ihtimali taşınan bir öğrenciyi, hayatın pozitif limanına çekebildiği için mutlu oldu öğretmen.

                Yavuz da böyle bir öğretmenin öğrencisi olduğu için son derece şanslı olduğunu, hayatının sonuna kadar hatırlayacak ve her imza attığı başarılı işte öğretmenin payı olduğunu hatırlayacaktı.?

                Adem Keven, hikâyenin sonuna şöyle bir not düşmeyi ihmal etmemiş:

                ?Yerinde yapılan küçük bir takdir, kısa zamanda köklü davranış değişikliklerine yol açabilir. Yeryüzünde hiçbir insan yoktur ki takdir edilmekten memnun olmasın.

                Marifet iltifata tabidir, diye boşuna dememişler.

                Ziya Paşa ne güzel söylemiş:

                ?Aferin ne büyük bir hazinedir ki ver ver bitmez.? (*)

·         Öncü Öğretmen, Adem Keven, İdeal Kültür Yayıncılık,s.137, İstanbul 2011. Tel. 0212.5288541.

·         Geçen hafta Çorum ve Rize İmam-Hatip Liselerinde öğrenci ve velilerle sohbet etme şansı yakaladım. Kültür ve irfan hayatımızın canlanması ve öğrencilerin geleceğe daha iyi hazırlanabilmesi için çaba sarf eden, bu maksatla eğitim ve başarı konferansları organize eden dostlarım Çorum İmam Hatip Lisesi Müdürü Salim Atılgan, okul aile birliği başkanı Mustafa Balcı, Rize İmam Hatip Lisesi Müdürü Hıdır Bey, genç meslektaşım Esra Nur Cenk Hanım ve emeği geçen bütün değerli dostlara bin teşekkür ediyorum.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.