banner202

banner203

BİST
ALTIN
DOLAR
STERLİN
EURO

banner176

Çocukluğumuzda sapan taşı ile başlayan kuş  avlama merakı, gençliğimizde  silahla avlama merakına ve isteğine. Sonra da; dağ taş demeden saatlerce ardından koşturur bizi. Aslında bunu yaparken asıl gayemizin kuş avlamaktan ziyade, bir müddet de olsa doğa ile başbaşa, iç içe olmak isteğimizin depreşmesidir bu olanlar..  

Her Anadolu çocuğunun doğaya, silaha karşı mutlaka bir zaafiyeti, sevgisi vardır.  O zaafiyet, çok fazla olmasa da bana da nüksetmiştir.  Av merakı ile birlikte doğa sevgisi, gezip gördüğümüz yerlerin güzelliklerini belgelendirmek, başkalarıyla paylaşmak adına fotoğraf merakı son zamanlarda baya baya derin bir sevda haline dönüştü bende. 

Fotoğraf çekme işi ile avlanma işi  birbirine zıt iki eylem olarak kendini gösteriyor. Birinde mevcut güzelliği geri dönülmeyecek şekilde yok ediyorsunuz, diğerinde ise mevcudu, görüntü olarak da olsa ebedileştiriyorsunuz.

 Son zamanlarda televizyon kanalları arasında en çok izlediğim kanal belki de Yaban TV olmaktadır. Yaban TV?deki amatörce çekilmiş  görüntüler  oldukça ilgimi çekmektedir. Ama, Akseki Bölgesi?nde yani  hemen yanı başımızdaki dağlarda yaban keçisi avlama görüntülerini seyrederken  içim burkuluyor. Yapılan iş yasal  çerçevede yapılıyor olsa da, bu olay yine de içimi acıtan bir durum oluşturuyor bende. 

Burada av yapanlar genellikle parası olanlardır. Yerlisi de, yabancısı da basıyorlar parayı ve öldürme ihtiyaçlarını parayla tatmin ediyorlar.  İsmail Sünbül?ün haber için gittiği ve tesadüfen izleyenleri görüp çektiği görüntüleri Seydişehirhaber Sitesi?nde izlediniz. O haberde tekeyi  vuran ekipte vardı.  Tekeyi vuran yabancı, vurma anına kadar tam tamına ?25 .000 dolar  harcadığını? söylemişti.  Bu da olayın bir başka boyutuydu.

Şahsen benim de; bu bölgenin belirli yerlerinde aynı  görüntüleri  dürbünle  izleme fırsatım oldu. Bunu yaparken de çok heyecanlandığımı belirtmeliyim. Bir arkadaşım bana; ?tekeler ağacın  tepesine çıkmış? demişti. Ben de; ?yok canım ağacın tepesinde tekenin ne işi olabilir?? diye karşı çıkmıştım.   ?Göz  yanılmasıdır o? diye de ilave etmiştim.  Fakat daha dikkatli bakınca; söylediklerinin doğru olduğunu görmüştüm. Teke, ağacın tepesine çıkmış ve dalın ucundaki taze filizleri yemeye çalışıyordu. Ne kadar hoş görüntülerdi  bu görüntüler. Tabii sadece bu görüntülerin heyecanını paylaştım sizlerle. Mekandan bahsetmedim hiç... 

            Eskiden beri  teke ve geyik avcılığı konusunda birçok hikaye anlatılır. Bunların bazıları elbette doğru olabilir ama bir çoğu da masallardan ibarettir. İster hikaye, isterse masal olsun bu konular anlatılmaya başlandığında dinleyenlerin mutlaka ilgisini çeker. Bu konularda defalarca filimler dahi yapılmıştır.  Şimdilerde  Antalya   yolunun da tam  bu bölgeden geçmesi ile bu olayları görüntülemek ve belgelendirmek çok daha kolaylaşmıştır. Dolayısıyla eskiden hikaye ve masal olarak anlatılan olaylar şimdi gerçek halleriyle meraklılara sunulabilmektedir.

Bazı şehir efsanesi niteliğinde anlatılan olayları da burada konu etmeden geçemeyeceğim. Doğaseverler için yaban hayatı  çok önemli bir konudur. Yaban tekelerini parası olan  zenginlerin avladığını biliyor, görüyoruz. Ya parası olmayan av meraklıları ne yapıyorlar dersiniz?  Dedikodular had safhadadır ilçemiz Seydişehir?de. İlçede, ?Yaban Tekesi etinin dahi satılmakta olduğu? söylenir oldu. Bu konu, inandırıcı olmasa da üzerinde durulması gereken bir konudur diye düşünüyorum. 

Bu bölgeler zaten koruma altında olan bölgelerdir. Avlanmanın yasak olduğu bu bölgelerde avlanırken yakalan herhangi bir avcıya ya da böyle bir olaya ne tanıklık ettim, ne de duydum. İnşallah böyle bir olay hiç olmamıştır da ben de sırf bu yüzden duymamışımdır. 

Seydişehir?deki birçok insan bu konularda sohbetler açılınca; ?yabani hayvanların nerelerde hangi zamnalarda bulunduğunu? çok iyi biliyorlar.  ?Gitseler sanki elleriyle koymuş gibi bulabileceklerini? söylüyorlar. Demem o ki bu konuda çok meraklı ve bilgililer...

            Ben derim ki;  ?toplum  olarak  bu yabani hayata daha çok sahip çıkalım. O zaman, belki de bir gün  dağların  bazı yerlerine kurulan tesislerde,  insanlar  hem bir yudum çay içer, hem bir lokma bir şeyler yer ve aynı anda da deklanşörlerine basarak  bol  bol resim çeker ve insanın içini ferahlatan görüntülere imza atarlar.?

 Nasıl güzel değil mi? Sizce resim çekmek mi daha güzel olur,  yoksa tekeleri öldürmek mi?

Ha ne dersiniz?

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.